• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
İsteğinizi tazeleyin: `Kendinizi kurun`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Oysa gözlemler tam tersini gösteriyor: İnsan isteksizleşince yorgunluk kendisini hissettiriyor.

İsteğiniz diri oldukça, yapma arzunuz kendisini korudukça bedenen yorgun olsanız bile çalışmaya ve başarmaya devam edersiniz.

İsteyerek yaptığınız bir işle istemeyerek yaptığınız bir işi karşılaştırın. İsteyerek yaptığınız bir işin ağır aşaması bile hafif gelir. İstemeyerek yapılan ise daha ilk anda yorgunluk verir.

İnsan, her zaman biraz çocuktur. Bir çocuk akşama kadar oyun oynar da eve çağrıldığında ‘Ama daha yorulmadım ki’ diye cevap verir. Ya da ‘Daha doymadım ki’ der. Aslında onun için doymamak ‘istemeye devam etmek’tir. O istemeye devam ettikçe yorgunluğunu hissetmez, uzun süre üst bir performansla oynamaktan belki ayakları şişmiştir. O, bu şişkinliği ancak eve varıp çoraplarını çıkarınca ya fark edecektir ya da etmeyecektir.

Aynı çocuğu, üç kez peş peşe bir bardak su almaya gönderin ‘Ay, ne de çok yoruldum’ belki iki oda mesafesindeki yolun ortasında oturur, dinlenir, terini siler gibi yapar.

Bu, aslında hepimizin hikâyesidir. İsteyerek yaptığımız iş değil, istemeyerek yaptığımız iş bizi yorar.

Bunun için kimi performans uzmanları, “Başarı, istek ve emeğin buluşmasıyla elde edilir” demişlerdir.

İstek olmadan insan yeteri kadar emek vermiyor, verdiği emeği çok görüyor ve vazgeçmek için sebep aramaya başlıyor.
İsteksizlik, bizimle iş arasında yabancılaşmaya yol açar. Yabancılaşma, tiksinti doğurur ve yorgunluk belirtileri gösterir.
O halde bir işi sürdürmek, o işin neticesine ulaşmak, onda elde edeceğimiz başarıyla sevinmek ve sevindirmek istiyorsak kararımız bu yöndeyse hedefle aramızda bir yabancılaşma yoksa isteğimizi tazeleyerek yorgunluğumuzu bir engel olmaktan çıkarabiliriz. Bedenimizin yorgunluğu işimizi sürdürmeyi engelleyecek kadar hissetmesini bu yolla engelleyebiliriz.

İstek tazeleme konusunda iki tip insan vardır:

Başarısızlıktan korkarak isteklenenler

Başarıyı hatırlayarak isteklenenler

Başarısızlıktan korkanlar, kaybetmenin kendileri üzerindeki tahribatını, çevreleri içinde rencide olmayı hayal ederler.
Başarı üzerinde odaklananlar ise işin sonucundaki sevinçlerini, çevrelerinin takdirini, mukafatlarını hayal ederler.
Her iki yolla da isteklenmek mümkündür, ikisinin bir arada olması ise daha etkili bir isteklenme doğurabilir.
Birkaç dakika gözünüzü kapatıp kaybediş anınızı hayal edin ve onu kazanma halinizle yan yana getirin:
Bir tarafta üzüntü, kınama, aşağılanma, ceza; öbür tarafta sevinç, takdir, yücelme, mükâfat...

Bu, ‘kendini kurma’ etkinliğidir. Biz, hayatın her alanında buna başvururuz. Örneğin bir mümin yüce Allah’ın, meleklerin, peygamberlerin ve bütün salih kulların kendisinden memnun olduğu bir hali düşündüğünde onun salih amel isteği artar. Aynı şekilde kötülük yaptığı takdirde Allah’ın, meleklerin, peygamberlerin ve bütün iyi insanların kendisini kınadığını düşündüğünde bu da onu salih amele isteklendirir.

Doğru yolda olduğunuza inanıyorsanız, o yolda kurmalı bir saat misali belli aralıklarla kendinizi kurun. Durgun halde iken kurulan bir saat, nasıl ‘saat gibi işliyorsa’ siz de isteğinizi tazeleyerek öyle işlemeye başlarsınız.
Allah(c.c) yardımcınız olsun...
 
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir