“Mü'minlerden, mallarını Allah'ın rızasını kazanmak ve gönüllerinde olan imanı kökleştirmek için infak edenlerin durumu tepe üzerinde olan bir bahçeye benzer ki; bol yağmur değince ürününü iki kat olarak verir, bol yağmur yağmasa bile, en azından bir çisinti düşer de, yine çokça ürününü verir. Allah tüm yapmakta olduklarınızı görendir.”

(Bakara Suresi, 265)

Esmâ Binti Ebû Bekir radıyallahu anhumâ’dan rivayet edildiğine göre

Esmâ, “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana şöyle buyurdu” demiştir:

- “Kesenin ağzını sıkma! Allah da sana sıkarak verir!”

Bir rivayette şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

“İnfak et, sayıp durma, Allah da sana karşı nimetini sayıp esirger. Paranı çömlekte saklama, Allah da senden saklar.”

(Buhârî, Zekât 21; Müslim, Zekât 88)

“Veren kişi, alana bir teşekkür edâsı içinde ikram etmelidir. Çünkü alanın nasibi, dünyevî bir ihtiyacının giderilmesi; verenin nasibi ise ilâhî rızâ ve âhiretteki sonsuz lûtuflardır. Böyle olunca, veren daha kârlı durumdadır. Onun için muhâtabına teşekkür etmelidir.”

(Ebû’l-Leys Semerkandî Hazretleri)