HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu: Yeni anayasa toplumsal mutabakat metni olmalı
Uzun zamandır yapılması düşünülen yeni anayasa ile ilgili değerlendirmelerde bulunan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, "Yeni bir anayasa eğer toplumsal bir mutabakat metni olacak ise bunun toplumun farklı kesimleri tarafından tartışılması gerekir. İslami hassasiyeti olanlar, bu meseleyi kendine dert edinenler, nasıl bir anayasa istedikleri konusunda seslerini yükseltmelidirler" dedi.
Mehmet Sait Çelik
Sivil toplum ile iletişim ve diyalogu artırmak, ülke sorunları konusunda fikir alışverişinde bulunmak amacıyla toplumun değişik kesimlerini temsil eden Kocaeli'deki STK temsilcileriyle akşam yemeğinde buluşan Yapıcıoğlu, önemli mesajlar verdi. Müminlerin işlerinin kendi aralarında istişare ile olduğuna ve ülkenin her yerinde memleketin meselelerine duyarlı kesimlerle görüşüp istişare etmeyi vazife bildiklerine vurgu yapan Yapıcıoğlu, ölçülerinin İslam olduğunu belirtti. Yapıcıoğlu, "İslam bizim için kardeşliğin de ölçüsüdür. 'Müminler ancak kardeştirler.' Müminin mümine nispeti ve müminle ilişkisi ancak kardeşliktir. Biz de parti, mezhep, meşrep gözetmeksizin bütün müminleri kardeşlerimiz olarak biliyoruz. Kardeşlerimiz ile bir araya gelmeyi kendimize vazife olarak biliyoruz." dedi.
"TAMAMEN SİVİL VE ADİL BİR ANAYASA YAPILMALI"
Yeni anayasa çalışmaları hakkında değerlendirmelerde bulunan Yapıcıoğlu, "Siz sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile yaptığımız bu istişareyi on binlerle istişare olarak kabul ediyoruz. Memleket meseleleriyle ilgili sizlerin düşüncelerini almak, bunları değerlendirmek, kendimiz için bir zenginlik, bir fırsat olarak görüyoruz. Daha önceki buluşmamızda demiştim ki ‘Biz on yıldır diyoruz ki mutlaka yeni, tamamen sivil ve adil bir anayasa yapılmalıdır. Bu Türkiye’nin ihtiyacıdır. Yakın geçmişte Cumhurbaşkanı’nın bir açıklaması oldu, yeni bir anayasa için 'Artık bunun zamanı geldi' dedi. 'Nasılsa Cumhurbaşkanı, yeni bir anayasa yapılması gerektiğini dillendirdi; artık bu iş olur, kendi mecrasında yürür' diye rehavete kapılırsak bu iş olmayabilir. Bu yüzden tabandan bir talebin yükselmesi lazım." ifadelerine yer verdi.
"YENİ ANAYASA İLE İLGİLİ EN YOĞUN ÇABAYI SARF EDEN PARTİYİZ"
Yapıcıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: İslami hassasiyeti olan, bu meseleyi kendine dert edinen insanların nasıl bir anayasa istedikleri konusunda biraz ses çıkarması gerekir. Biraz talepkâr olması gerekir. Bu iş sadece Ankara’ya bırakılsa, iktidarıyla, muhalefetiyle sadece siyasi partilere bırakılsa çok uzun sürer. 10 yılı aşkın bir süredir neredeyse bütün siyasi partiler yeni bir anayasa olması gerektiği konusunda ittifak ettikleri halde yeni bir anayasa yapamıyorlar. Çünkü anlaşamıyorlar. Çünkü her birisinin talepleri farklıdır. Arada bir gündeme geliyor, bir müddet sıcaklığını koruyor sonra rafa kalkıyor. Yeni anayasa ile ilgili ‘talep oluşturma gezisi’ olarak isimlendirdiğimiz istişare ziyaretlerini çok yaptık. Sadece Kocaeli’ye gelmedik. Farklı farklı bölgelerde, memleketin farklı köşelerinde bu ziyaretlerimizi yaptık. Sivil toplum kuruluşlarıyla, sizin gibi değerli kardeşlerimizle bir araya geldik. Onlara dedik ki ‘Bir talep yükseltin’. Basın ile bir araya geldik. Oralarda bunları dile getirdik. Siyasi partilerle bir araya geldik. Onlarla görüşlerimizi paylaştık. Sayın Cumhurbaşkanı'nı ziyaret ettik, dile getirdiklerimizin yazılı halini dosya şeklinde takdim ettik. Muhalefet partilerini gezdik. 'Anayasa ile ilgili farklı farklı taleplerimiz var ama bütün bunların konuşulabilmesi için öncelikle siyaset kurumunun bir araya gelip anayasayı konuşması gerekir' dedik. Yeni anayasa ile ilgili siyasi partileri, sivil toplumu ziyaret ve basında gündem etme anlamında en yoğun çabayı sarf eden bir parti olduk.
"YENİ ANAYASA TOPLUMSAL BİR MUTABAKAT METNİ OLMALI"
Yapıcıoğlu, "Yeni bir anayasa eğer toplumsal bir mutabakat metni olacak ise bunun toplumun farklı kesimleri tarafından tartışılması gerekir. Fakat görünen o ki her parti veya bazen birkaç parti bir araya gelerek kendilerine göre ‘Anayasanın nasıl değişmesi gerekir?’ konusunda bir fikir, bir metin ortaya koydular ama o metin henüz kamuoyuna da yansımış değil. Dolayısıyla biz şu anda ne muhalefetin ne de iktidarın nasıl bir anayasa istediğini, anayasada nasıl bir değişiklik ön gördüklerini tam olarak bilmiyoruz. Bu defa anayasa değiştirilirse, sivil bir anayasa yapılırsa ve bu anayasada İslami hassasiyete sahip insanların talepleri, beklentileri karşılanmazsa çok uzun yıllar yeni bir anayasayı biz unutalım. Çünkü bunu talep ettiğimizde muhtemeldir ki bize şöyle diyecekler; ‘Yeni anayasa yapıldığında siz neredeydiniz?’ Ya da 'Biz anayasayı daha yeni değiştirdik kardeşim, bu anayasa bir yönetmenlik değil ki 3-5 yılda bir değiştirelim.’ Böyle bir şey ile karşılaşacağız." şeklinde konuştu.
"BAZEN SİYASETİN ANKARA’DAKİ GÜNDEMİYLE SOKAKTAKİ GÜNDEM FARKLILAŞABİLİYOR"
Memleketin konuşulması gereken pek çok meselesinin olduğunu aktaran Yapıcıoğlu, "Siyasetin gündemi çok hızlı değişiyor. Bazen siyasetin Ankara’daki gündemiyle sokaktaki gündem farklılaşabiliyor. Ama aşağı yukarı memleketin gündemi olan birkaç tane mesele vardır. Bunların hal çareleriyle ilgili istedik ki buradaki kardeşlerimizin önerileri, görüşleri veya eleştirileri neyse onları biz dinleyelim. Bir başlığımız da budur. Siyasetin bir manası da şudur; nas ile yani kesin kurallar ile belirlenmiş alanların dışındaki konularda işleri milletin, ümmetin maslahatına göre yürütmektir. Nedir bizim maslahatımız, nerededir? Onu birlikte müzakere edelim istiyoruz. Bizim ölçümüz İslam’dır. İslami hassasiyetimiz vardır. Buradaki bütün kardeşlerimizin ortak noktası budur. Her birimiz memleketin farklı köşelerinden gelen, isimleri farklı, farklı ailelere mensup hatta farklı partilere oy veren insanlar olabiliriz ama hepimiz aynı kıbleye dönüyoruz. Hepimiz aynı Allah’a iman etmişiz. Hepimiz farz oruçları Ramazan ayında tutuyoruz. Bizim inancımızın bizden istediği veya bizde olmasını istediği bazı özellikler var. Mesela bir tanesi müminlerden bahsederken Ayet-i Kerime'de ‘Onların işleri aralarında istişare iledir.' buyrulur. Bir diğer Ayet-i Kerime'de ‘İşlerde onlarla istişare et’ emri vardır. Bu emirler gereği biz de buradaki kardeşlerimiz ile istişare edelim istedik. Biz istişaremizi elbette parti içerisinde kardeşlerimizle ediyoruz. Ama biraz önce söylediğim gibi kardeşliğimizin ölçüsünü İslam koymuşsa biz o ölçüyü değiştirme hakkını ve haddini kendimizde görmüyoruz. Bütün müminler bizim kardeşimizdir. Biz bütün kardeşlerimizle istişare etmeyi bir vazife olarak biliyoruz." dedi. (İLKHA)