Mavi Marmara Yolcuları: `Davaları Geri Çekmeyeceğiz`
Mavi Marmara Gemisi yolcuları, ne olursa olsun davalarından da geri adım atmayacaklarını, başlattıkları hukuk mücadelesini tazminat ödense bile geri çekmeyeceklerini belirtti.
İSTANBUL - Mavi Marmara Gemisi yolcuları İsrail tarafından dilenen özrün yeterli olmadığını belirterek Filistin`e uygulanan ablukanın kaldırılmasını istedi. Yolcular ne olursa olsun davalarından da geri adım atmayacaklarını başlattıkları hukuk mücadelesini tazminat ödense bile geri çekmeyeceklerini ifada ettiler.
Filistin`e Mavi Marmara gemisi ile yardım götürdükleri sırada İsrail askerlerinin saldırısına uğrayan yolcular, üç yıl sonra gelen özrü Türkiye Hükümetinin diplomatik başarısı olarak görse de başlattıkları hukuk mücadelesinden geri dönmeyeceklerini söyledi. İsrail`in özür dilemesini uluslararası alanda bir başarı olduğunu belirten yolcular " Filistin`e uygulanan ablukanın kalkmaması özrü havada bırakıyor" dediler.
İsrail katliamların müsebbibidir
Konu ile ilgili Mavi Marmara gemisinde, yapılan basın toplantısında Mavi Marmara Özgürlük Filosu Yolcuları adına konuşan Musa Coaş, "Filistin topraklarını işgal ettiği dönemden itibaren bölgede yaşanan çatışma ve katliamların tek müsebbibi olan İsrail`in 65 yıllık işgal tarihi birçok korkunç operasyonla doludur. Binlerce insanın ölümüne, on binlercesinin sakat kalmasına, çocukların yetim ve öksüz bırakılmasına sebep olan bu harekatların en kanlılarından birisi 2008 yılında gerçekleşmişti. "Dökme kurşun" adı verilen, fosfor bombalarının da kullanıldığı bu harekatın sonucunda bin 500 kişi hayatını kaybetmiş, Gazze`nin altyapısı çökmüş, hastaneleri, okulları tamamen kullanılamaz hale gelmişti. Savaş sonrasında dört bir yandan ablukaya alınan, adeta açık hava hapishanesine dönüştürülen Gazze`de. Hastanelerde tıbbi malzemeler olmadığından ve elektrik kesintisinden ötürü gerçekleştirilemeyen ameliyatlardan dolayı 800`e yakın kişi yaşamını yitirdi" dedi.
Konu ile ilgili Mavi Marmara gemisinde, yapılan basın toplantısında Mavi Marmara Özgürlük Filosu Yolcuları adına konuşan Musa Coaş, "Filistin topraklarını işgal ettiği dönemden itibaren bölgede yaşanan çatışma ve katliamların tek müsebbibi olan İsrail`in 65 yıllık işgal tarihi birçok korkunç operasyonla doludur. Binlerce insanın ölümüne, on binlercesinin sakat kalmasına, çocukların yetim ve öksüz bırakılmasına sebep olan bu harekatların en kanlılarından birisi 2008 yılında gerçekleşmişti. "Dökme kurşun" adı verilen, fosfor bombalarının da kullanıldığı bu harekatın sonucunda bin 500 kişi hayatını kaybetmiş, Gazze`nin altyapısı çökmüş, hastaneleri, okulları tamamen kullanılamaz hale gelmişti. Savaş sonrasında dört bir yandan ablukaya alınan, adeta açık hava hapishanesine dönüştürülen Gazze`de. Hastanelerde tıbbi malzemeler olmadığından ve elektrik kesintisinden ötürü gerçekleştirilemeyen ameliyatlardan dolayı 800`e yakın kişi yaşamını yitirdi" dedi.
Mavi Marmara ile sadakatimizi ispatladık
Mavi Marmara özgürlük filosunun Siyonist İsrail`in insanlık dışı kuşatmasını ve ambargosunu yıkabilmek için yola çıktığını vurgulayan Musa Coaş, "Bizler, önce İslami bağlarla bağlandığımız bu mübarek topraklara sadakatimizi ispatlama, Siyonist işgale karşı onurlu bir direniş gösteren Filistin`in meşru yönetimine ve en temel insani ihtiyaçlarından mahrum bırakılan Filistin halkına yardım elini uzatabilme adına bu yolculuğa katılmıştık" diye konuştu.
Mavi Marmara özgürlük filosunun Siyonist İsrail`in insanlık dışı kuşatmasını ve ambargosunu yıkabilmek için yola çıktığını vurgulayan Musa Coaş, "Bizler, önce İslami bağlarla bağlandığımız bu mübarek topraklara sadakatimizi ispatlama, Siyonist işgale karşı onurlu bir direniş gösteren Filistin`in meşru yönetimine ve en temel insani ihtiyaçlarından mahrum bırakılan Filistin halkına yardım elini uzatabilme adına bu yolculuğa katılmıştık" diye konuştu.
Bizim adımıza konuşanlar var
Mavi Marmara gemisine karşı İsrail`in 31 Mayıs 2010 sabahı başlattığı, 9 kardeşimizin şehadeti ve onlarca kardeşimizin yaralanması ile sonuçlanan baskından 3 sene sonra Netenyahu`nun, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`a telefonda kullandığı özür ifadelerinin kamuoyunun gündemine oturduğunu belirten Coaş, "Bizler Mavi Marmara`nın yola çıkış gerekçelerini görmezden gelerek, özrün kabul edilmesinin bir şartı olan tazminat konusunun basında tartışılmaya başlandığına, bizim adımıza rakamlar ortaya atılıp hesaplar yapıldığına üzülerek şahit olmaktayız. "Tazminat alınırsa davalar geri çekilmeli" beklentilerinin ve "tazminatını alıp konuyu kapatın" yaklaşımlarının arttığı şu günlerde, konuyla ilgili düşüncelerimizi Mavi Marmara yolcuları adına kamuoyuyla paylaşma ihtiyacını hissetmekteyiz" ifadelerini kullandı.
Mavi Marmara gemisine karşı İsrail`in 31 Mayıs 2010 sabahı başlattığı, 9 kardeşimizin şehadeti ve onlarca kardeşimizin yaralanması ile sonuçlanan baskından 3 sene sonra Netenyahu`nun, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`a telefonda kullandığı özür ifadelerinin kamuoyunun gündemine oturduğunu belirten Coaş, "Bizler Mavi Marmara`nın yola çıkış gerekçelerini görmezden gelerek, özrün kabul edilmesinin bir şartı olan tazminat konusunun basında tartışılmaya başlandığına, bizim adımıza rakamlar ortaya atılıp hesaplar yapıldığına üzülerek şahit olmaktayız. "Tazminat alınırsa davalar geri çekilmeli" beklentilerinin ve "tazminatını alıp konuyu kapatın" yaklaşımlarının arttığı şu günlerde, konuyla ilgili düşüncelerimizi Mavi Marmara yolcuları adına kamuoyuyla paylaşma ihtiyacını hissetmekteyiz" ifadelerini kullandı.
Kuşatma ve abluka tamamen kaldırılmalıdır
"Kara ve deniz yoluyla yardımların Gazze`ye ulaşımı açık hale gelmeden, yani abluka tamamıyla kalkmadan bizler tazminat konusunun masaya yatırılmasına taraftar olmadığımızı belirtmek istiyoruz" diyen Coaş, "Bu noktada, zaten sınırlı da olsa devam eden yardım akışının İsrail tarafından onun kontrolü ve tasnifiyle Gazze halkına ulaştırıldığı gerçeğinin, bahsettiğimiz ablukanın kalkması talebimize karşılık gelmediğinin de anlaşılması gerekmektedir" diye konuştu.
"Kara ve deniz yoluyla yardımların Gazze`ye ulaşımı açık hale gelmeden, yani abluka tamamıyla kalkmadan bizler tazminat konusunun masaya yatırılmasına taraftar olmadığımızı belirtmek istiyoruz" diyen Coaş, "Bu noktada, zaten sınırlı da olsa devam eden yardım akışının İsrail tarafından onun kontrolü ve tasnifiyle Gazze halkına ulaştırıldığı gerçeğinin, bahsettiğimiz ablukanın kalkması talebimize karşılık gelmediğinin de anlaşılması gerekmektedir" diye konuştu.
İsrail, suçlu olduğunu kabul etmiştir
İsrail çok açık olmasa da özür ifadeleri kullanmış, böylece suçlu olduğunu, suç işlediğini ikrar etmiştir" diyen Coaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu sebeple İsrail`in özrünün, suçu işleyen askerlerini yargılayıp cezalandırması ile inandırıcı olabileceği de açık bir husustur. Buna yönelik bir adımın atıldığı açıkça görülebilmelidir. Ayrıca bizler yine, İsrailli askerler ve komutanlar adına açtığımız ceza davalarını devam ettireceğimizi bildirir, ödenecek tazminatlar karşılığında bu davalardan vazgeçmemiz yaklaşımını kabul edilir bulmamaktayız. Bizler, bölgede halen zulmünü devam ettiren, ürettiği gerekçelerle Gazze`ye her daim bombalayabilme hakkını kendinde gören, bölgede huzur ve istikrara müsaade etmeyen, Kudüs ve çevresinin asli kimliğini değiştirmeye çalışan İsrail`le ilişkilerin normalleşme sürecine girmesinin de kimseye bir fayda sağlamayacağını özellikle belirtmek istiyoruz.
İsrail çok açık olmasa da özür ifadeleri kullanmış, böylece suçlu olduğunu, suç işlediğini ikrar etmiştir" diyen Coaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu sebeple İsrail`in özrünün, suçu işleyen askerlerini yargılayıp cezalandırması ile inandırıcı olabileceği de açık bir husustur. Buna yönelik bir adımın atıldığı açıkça görülebilmelidir. Ayrıca bizler yine, İsrailli askerler ve komutanlar adına açtığımız ceza davalarını devam ettireceğimizi bildirir, ödenecek tazminatlar karşılığında bu davalardan vazgeçmemiz yaklaşımını kabul edilir bulmamaktayız. Bizler, bölgede halen zulmünü devam ettiren, ürettiği gerekçelerle Gazze`ye her daim bombalayabilme hakkını kendinde gören, bölgede huzur ve istikrara müsaade etmeyen, Kudüs ve çevresinin asli kimliğini değiştirmeye çalışan İsrail`le ilişkilerin normalleşme sürecine girmesinin de kimseye bir fayda sağlamayacağını özellikle belirtmek istiyoruz.
Yapılacak olan görüşmelerde, sadece gemi yolcularının değil, Filistin topraklarında mağdur edilen insanların da haklarının iade edilmesinin önünü açacak şartlar gündeme getirilmelidir. Yani usulsüzlüklerin, haksızlıkların tazmininin tüm bölge insanlarını kapsaması gerektiği unutulmamalıdır. Filistin davasından kopuk, Mescid-i Aksa`nın özgürlüğünün gündeme getirilmediği tartışma ortamlarının konuyu asıl mecrasından çıkartacağını hatırlatır, var olduğumuz müddetçe tüm imkânlarımızla bu önemli mücadelenin bir parçası olma kararlılığımızdan asla vazgeçmeyeceğimizi de belirtmek istiyoruz."
Abluka kalkmazsa özür havada kalır
Mavi Marmara Yolcularından olan yazar Ahmet Varol ise "Özrü olumlu bir gelişme olarak görüyoruz. Her şeyden önce bu özür İsrail`in suçunu kabul ettiğini gösterir. Bunun için biz bunu diplomatik açıdan başarılı olarak buluyoruz. Fakat gerek yolcular gerek şehit aileleri açısından bu bir gaye değildir. Burada geminin bir misyonu bir amacı var. Bizim isteğimiz Filistin halkına uygulanan insanlık dışı uygulamaların son bulmasıdır. Eğer bu gerçekleşmezse bu özür havada kalır" diyerek düşüncelerini dile getirdi. (Şükrü Gündüz, M.Erkan Yavuz - İLKHA)
Mavi Marmara Yolcularından olan yazar Ahmet Varol ise "Özrü olumlu bir gelişme olarak görüyoruz. Her şeyden önce bu özür İsrail`in suçunu kabul ettiğini gösterir. Bunun için biz bunu diplomatik açıdan başarılı olarak buluyoruz. Fakat gerek yolcular gerek şehit aileleri açısından bu bir gaye değildir. Burada geminin bir misyonu bir amacı var. Bizim isteğimiz Filistin halkına uygulanan insanlık dışı uygulamaların son bulmasıdır. Eğer bu gerçekleşmezse bu özür havada kalır" diyerek düşüncelerini dile getirdi. (Şükrü Gündüz, M.Erkan Yavuz - İLKHA)