Gaziantep’te turizmde yaşanan hareketlilik yüzleri güldürdü
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin son yıllarda inanç ve kültür merkezi haline gelen, tarihi dokusu ve yapılarıyla turistlerin uğrak mekanı haline gelen Gaziantep’te turizmde hareketlilik yaşanıyor.
Tarihi ve doğal güzellikleri, gastronomideki ünü, inanç ve kültür turizmi ile onlarca müzesi sayesinde ziyaretçilerin en gözde merkezlerinden biri olan Gaziantep’te turizmdeki hareketlilik yüzleri güldürdü.
İnanç ve kültür turizminin önemli merkezlerinden olan Gaziantep’te normalleşme sürecinde turizmde başlayan hareketlilik rakamlara yansıdı.
Normalleşme döneminde çok sayıda yerli ve yabancı turist, şehrin simgelerinden olan tarihi çarşıları ve Gaziantep Kalesi’nin yanı sıra kentteki tarihi hanları, hamamları, camileri ve Rumkale’yi ziyaret ediyor.
Güneydoğu Anadolu bölgesinde yer alan, kuruluşu Milattan Önce 3650 yılı olarak bilinen ve dünyanın en eski, en kadim 10 şehri arasında yer alan Gaziantep’te, dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını nedeniyle aylardır durgunluk yaşanıyordu.
1 Temmuz’dan itibaren kısıtlamaların kaldırılmasıyla birlikte başlayan hareketlenme kent yetkililerini başta olmak üzere turizm sektörünü ve esnafı sevindirdi.
Dülük Antik Kenti başta olmak üzere Zeugma ve Karkamış Antik kentleri, Rumkale ile Tilmen Höyük gibi önemli tarihi kalıntılarının yanı sıra gastronomi dalında da UNESCO'nun “Yaratıcı Şehirler Ağı”na girerek önemli bir turizm potansiyeline sahip olan Gaziantep, normalleşme sürecinde ziyaretçilerini en güzel şekilde ağırlamaya devam ediyor.
Çeşitli uygarlıkların izlerini antik kentlerinde taşıyan Gaziantep, 500 çeşit yemek kültürü ile de dikkat çekiyor.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin önemli turizm kentlerinden olan, gastronomi alanı başta olmak üzere kastel, tarihi camileriyle, kalesiyle ve çarşılarıyla, hanlarıyla, saraylarıyla, bedestenleriyle, müzeleriyle yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çeken Gaziantep, ziyaretçilerini en güzel şekilde ağırlıyor.
Hem inanç hem kültür ve hem de gastronomi turizmi açısından bölgenin lokomotif illeri arasında yer alan Gaziantep, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmakla birlikte Gaziantep Kalesi gibi önemli tarihi mekanları ve müzeleriyle de ön plana çıkıyor.
Dünyanın dördüncü, Avrupa’nın üçüncü ve Türkiye’nin en büyük hayvanat bahçesi ve yaşam parkına sahip olan Gaziantep’te başlayan hareketlilik en çok ise salgın nedeniyle çok zor günlerden esnafın yüzünü güldürdü.
Gaziantep aylar sonra turist almaya başlarken yerli ve yabancı turistlerin uzun bir aradan sonra kente gelmesi ise en çok esnafı sevindirdi.
Salgın süresince sessizliğe bürünen kentte, tarihi Gaziantep Kalesi ve çevresi, Bakırcılar Çarşısı, Almacı Pazarı, Zincirli Bedesten, pasaj ve işyerlerinin yer aldığı kentin en işlek caddesi olan Gaziler Caddesi de en kalabalık dönemini yaşıyor.
Gaziantep İl Kültür ve Turizm Müdürü Bülent Öztürk, İLKHA muhabirine, sadece temmuz ayında kenti 351 bin yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiğini söyledi.
Turizmde başlayan hareketliliğin yüzleri güldürdüğünü belirten Öztürk, 2021’in ilk 7 ayında 2020’nin ilk 7 ayına göre otellerde konaklayan turist sayısında yüzde 65,84 artış olduğunu bildirdi.
“Gaziantep Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin giriş kapısı konumundadır”
Gaziantep’in bünyesindeki değerleriyle gelen misafirleri cezbettiğini belirten Öztürk, “Gaziantep adını ‘Ayıntap’ olarak tarihin derinliklerinden sıfatını Kurtuluş Savaşı'nda göstermiş olduğu kahramanlıklarla dolu mücadelesinden almış bir kenttir. Tarih boyunca kavimlere, devletlere ve milletlere baktığımızda özellikle üretime dönük olan toplumlar hep refah içerisinde yaşamışlardır. Gaziantep’te konum olarak Güneydoğu Anadolu Bölgesi yani Mezopotamya’nın giriş kapısı konumundadır. Gaziantep ekonomisi, sanayisi, ticaret hacmi, tarihi ve kültürel değerleri, turizm potansiyeli ile Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgemizde yaklaşık 26 ili etkisi altında bulunduran bir kenttir.” dedi.
“Temmuz ayında 2019 rakamlarını geçtiğimizi gördük”
Gaziantep’in bir üretim şehri olduğunu vurgulayan Öztürk, “Malum bütün dünyada ve ülkemizde bir pandemi süreci yaşandı. Bu pandemi sürecinde turizm hedeflerimizi revize etmek durumunda kaldık. Pandemi sürecinde de Gaziantep üretimi durmadı, Organize Sanayi Bölgesi çalıştı. Gaziantep'te tarih, kültür, antik kentler ve müzelerin yanı sıra Organize Sanayi Bölgesi’nde ciddi bir üretim var. Pandemi sürecinde hayat durdu, sokağa çıkma yasağı yasakları vardı ama üretim devam etti. Dolayısıyla da bu pandemi sürecinde Gaziantep turizm ticareti hareketliliği devam etti. Bundan mutluyuz, otellerimizde eskisi gibi doluluk olmasa da yaklaşık yüzde 40 seviyesinde bir doluluğu gördük. Dolayısıyla insanlarda GAP turlarına yoğun ilgi gösterdi. Yakın çevreden Gaziantep'e ciddi bir talep patlaması yaşandı. Bizim temmuz ayında 2019 rakamlarını geçtiğimizi gördük.” ifadelerini kullandı.
“Hedeflerimize ulaşmak için kaldığımız yerden devam ediyoruz”
Turizmdeki hareketliliğe Kurban Bayramı’nın büyük bir katkısının olduğunu belirten Öztürk, şunları söyledi:
“Biz, şu anda hedeflerimize hızla yaklaşıyoruz. Otellerimizde ki konaklama sayımız 350 binleri geçti. Geceleme sayımız 500 bini geçti. Yılsonu itibariyle de 2019 rakamlarını geçeceğimizi öngörüyoruz. Eğer tekrar bir sokağa çıkma yasağı ve vaka artışları olmadığı takdirde inşallah 2021 yılını çok iyi bir rakamla kapatacağımızı ümit ediyoruz. Zaten sokağa, çarşıya, pazara çıktığımız zaman müzelerimize gittiğimizde kentimize gelen misafirleri görüyoruz. Hızlı bir toparlanma sürecine girdik. Bu konuda da gerek esnafımız gerek el sanatları esnafımız, lokantacı esnafımız ve otelcilerimiz zor bir süreçten geçseler de inşallah bundan sonra hedeflerimize ulaşmak için kaldığımız yerden devam ediyoruz.”
Gaziantep’in sadece tarihi mekanlarıyla değil, gastronomisi, lezzetleri, inanç ve kültürüyle de önemli bir merkez haline geldiğini dile getiren Öztürk, kente gelen misafirlerin de şehrin bu çok önemli olan değerlerini görme fırsatı bulduğunu kaydetti.
“Bu hareketlilik hepimizi mutlu ediyor”
Gaziantep’in kültürel ve sosyal açıdan bir dünya kenti durumunda olduğunu ifade eden Öztürk, “Bu dönemde insanlarımız yurtdışına çıkmıyorlar, yurtdışı turları da biraz zorlaştı. Bundan dolayı insanlar yurtiçini daha çok tercih ediyor. Dolayısıyla insanlar evde kalmaktan sıkıldı ve önümüzde eylül, ekim ve kasım dönemi var. Bu mevsimde de gezilebilecek en güzel bölge Güneydoğu Anadolu Bölgesi'dir yani Mezopotamya bölgesidir. İnsanlar yine eylül, ekim ve kasım ayının sonuna kadar kente gelecek ve belki kışında bu hareketlilik devam edecektir. Kışında misafirlerin geleceğini ümit ediyoruz ve bu hareketlilik hepimizi mutlu ediyor.” diye konuştu. (İLKHA)