• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...
S.O.S.YAL/AN MEDYA
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

DOĞRUHABER / ERKAN YAVUZ

Türkiye, bir yandan koronavirüs salgını, deprem, sel ve yangın gibi afetlerle boğuşurken bir yandan da sosyal medyada halkı kin ve düşmanlığa sevk eden yalan ve algı dolu haberlerle mücadele ediyor. Afetlerin verdiği zararlar yetmezmiş gibi ülkenin enerjisi yalan ve algı üreten operasyon merkezleriyle uğraşmak zorunda kalıyor. Geçtiğimiz gün Konya’da aynı aileden 7 kişinin katledilmesi olayını farklı noktalara çekmek isteyen kesimler sosyal medya üzerinden çok sayıda yalan haber üretti. Kaynağı belirsiz video ve ses kayıtlarıyla bir kesimi galeyana getirmeye çalışan gruplar istediklerini elde edemeyince ülkenin dört bir yanını saran yangınlar üzerinden yalan ve algıya yöneldi. Yangınlar üzerinden Türkiye’ye operasyon çekmeye çalışan, dışarıdan destek isteyen kesimler sosyal medya üzerinden algı ve yalan dolu haberlere başvurdu.

KONYA’DAKİ VAHŞET

Geçtiğimiz gün Konya’nın Meram ilçesi Hasanköy Mahallesi Özşahin Sokak'ta bulunan bir eve silahlı saldırı düzenlendi. Saldırıda Dedeoğlu ailesinden 7 kişi hayatını kaybetti. Durumu fırsat bilen kesimler adeta ağız birliği yaparak olayı "ırkçı saldırı" olarak nitelendirdi ve ailenin "Kürt" oldukları için saldırıya uğradıklarını iddia etti. Öte yandan Dedeoğlu ailesine aynı kişiler tarafından 12 Mayıs'ta da saldırı düzenlendiği öğrenildi. Yıllardır aynı mahallede kapı komşusu olan iki ailenin uzun yıllardır birbirleriyle husumet yaşadıkları tespit edildi.

CHP VE HDP'LİLERDEN PROVOKASYON ÇALIŞMASI

HDP Grup Başkan Vekili Meral Danış Beştaş saldırganların "Kürt düşmanı" olduğunu iddia ederek şunları yazdı: "Yaşar Dedeoğlu, Barış Dedeoğlu, Serpil Dedeoğlu, Serap Dedeoğlu, İpek Dedeoğlu, Metin Dedeoğlu Sibel Dedeoğlu Irkçı duygu ve düşüncelerle, planlanarak, destek verilerek örgütlü bir şekilde katledildiler. Kürt düşmanlarını biliyoruz."

Provokasyona çanak tutan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise Dedeoğlu ailesine saldıranların serbest bırakıldığını ileri sürdü ve şunları kaydetti: "Daha önce ırkçı saldırıya uğrayan, failleri serbest bırakılan #Dedeoğulları ailesi bu defa katliama uğradı. Aile mensuplarından 7 kişi katledildi. Bu saldırı aynı zamanda bunca zaman, bunca olaya ve ‘Burada bir tane bile Kürt kalmayacak’ sözlerine sessiz kalanlara yapılmıştır."

YANGINLAR ÜZERİNDEN KARIŞIKLIK HEDEFLİYORLAR

Orman yangınlarıyla mücadele canla başla sürerken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sosyal medya hesabından yeni bir yalan operasyonunun fitilini ateşledi. Geçtiğimiz günlerde yasalaşan Turizmi Tevşik Kanunu’na atıf yaparak, yanan alanların imara açılacağı imasında bulunan Kılıçdaroğlu, “Erdoğan bir imzayla ormanlarda yapılaşma yetkisini Turizm Bakanı’na verdi. Her yer yandı kül oldu, derdi dağı taşı betonlaştırmak. Çok açık söylüyorum; tek bir tuğla dahi koymaya kalkarsanız, önce ekskavatörle beni çiğnemeniz gerekecek. Ormanlarımıza dokunamayacaksınız. Hadsizler!” dedi. Ancak Kılıçdaroğlu’nun bahsettiği söz konusu düzenleme yeni değil, 1982 yılında çıkarıldı. Kanuna getirilen düzenlemeyle yapılan ise 3 bakanlığın bünyesinde 39 yıldır var olan yetkinin, uzmanlığı gereği Kültür ve Turizm Bakanlığı ile sınırlandırılmasından ibaret.

HABERLERİ DOĞRU KAYNAKLARDAN ELDE ETMEK ÇOK ÖNEMLİDİR

Sosyal medyada yayılan algı ve yalanlarla ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulunan HÜDA PAR Sosyal İşler Başkanı Abdullah Aslan, “Sosyal medyada üretilen yalanlarla ilgili ve oluşturulmak istenen algılar ile ilgili tabii ki söylenecek çok şey var. Şu iletişim çağında, bilgi çağında diye bahsini edebileceğimiz zaman içerisinde gerçekten haberleşme araçlarına ve bu haberleşme araçları üzerinden yayılan haberlere ve yapılan açıklamalara çok dikkat etmek lazım. Elbette ki insanların haber almaya ve olaylarla ilgili bilgiye ihtiyacı vardır. Bu bir insani gereksinimdir de aynı zamanda.  Fakat bu haberleri alırken doğru yerlerden almak, doğru kaynaklardan elde etmek çok önemlidir. Yoksa günümüz dünyasında gerek dezenformasyon gerek mezenformasyon yapmak çok kolay ve o kadar da tehlikelidir. Bu ikisinin de bizden götürdüğü çok şey vardır.” ifadelerini kullandı.

TOPLUM BİR ŞEKİLDE BİR YERLERE KANALİZE EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR

Yalan haberlerle toplumun bir tarafa kanalize edilmek istendiğine dikkat çeken Aslan, “Dezenformasyon bir şekilde yalan olan bir haberin bilinçli yaygınlaştırılması ve farklı kesimlere ulaştırılması ve o yönlü bir algının oluşturulması meselesidir. Mezenformasyon ise, insanlar bilmeden bu yalanın yayılmasında aracı oluyor. Yani dezenformasyon olayına, bilinçli yalan ve yanlışa vatandaş bilmeden bu sefer alet edilmek suretiyle mezarformasyon yapılmış oluyor. Yalan ve yanlış haberler üzerinden gerçekten toplum bir şekilde bir yerlere kanalize edilmeye çalışılıyor. Şu an Türkiye'de ve dünyada özellikle bu yapılıyor. Bu yıl son zamanlarda gerek bu orman yangınları gerekse de Konya'daki o vahşetle ilgili çok yalan yanlış bilgi üretildi ve bir şekilde servis edildi. Yalan ve yanlış bilgilerle insanlar bir yerlere kanalize edilmek istendi ve hala da bu yapılıyor.” dedi.

HERKESİN DURDUĞU YERE, DİLİNE DİKKAT ETMESİ LAZIM

Aslan son olarak şöyle konuştu; “Yani mesela ormanlarda çıkan yangınlarla çok söylem yer aldı medyada. Ormanlarda çıkan yangınlarda sabotaj olabilir, kirli mihraklar ve taraflar bunu yapıyor olabilir, fakat bu yangınların müsebbibi işte şu şu taraflardır veya bu taraflardır veya şöyle, şu dil ile konuşan insanlardır gibi yanlış bir kategorizeye tabi tutmak ve onları suçlamak çok yanlış bir şeydir. Örneğin bazı insanlar yangınları söndürmek için mücadele ederlerken, yanlış yönlendirmeler ve sosyal medyadaki yalan yanlış bilgiler etkisiyle maalesef dayak yemekten kurtulamadılar. Bunların hepsi yalan yanlış yayılan haberler üzerine gelişen olaylardır. Herkesin kendi durduğu yere, diline dikkat etmesi lazım ve paylaştığı mesajlara çok dikkat etmesi lazım. Yani biz neyi paylaşıyoruz, hangi bilgiyi veya bilginin doğruluğu nedir, ne değildir, bunlara gerçekten çok dikkat etmek lazım. Yoksa yanlış yapar ve ülkemize, insanlarımıza kötülük etmiş oluruz.”

YALAN HABER DOĞRU HABERDEN 6 KAT DAHA HIZLI YAYILIYOR

Uluslararası Sosyal Medya Derneği (USMED) Başkanı Said Ercan ise, “Sosyal medya ve yalan konusu yapılan araştırmalarda dünyada çok sosyal medya yalanın yayıldığı ülke olarak Türkiye bulunuyor. Türkiye yalan haber sıralamasında birinci sırada yapılan araştırmalarda. Yine Stanford Üniversitesi'nin yaptığı bir araştırmaya göre, yalan haber doğru haberden 6 kat daha hızlı yayılıyor. Yalan haber yayınlandı yayıldıktan sonra siz doğrusu açıkladığınız da o yayıldığı kadar insana maalesef ulaşamıyor ve bu sırada da algı oluşuyor ve algı gerçekten daha gerçekçi oluyor. Yani gerçeğin ötesi, yani gerçek değil de gerçeğin nasıl algılandığı devreye giriyor ve Maalesef bu noktada da yalanlar algıya hizmet ediyor. Mesela işte son dönemlerde sosyal medyada yayılan Katarlı öğrencilerin sınavsız üniversiteye gireceği haber…  Maalesef artık gençlerin zihninde bu şekilde kalıyor ve bu yalan haberler bir araya gelerek ailesi ile toplumuyla, insanların gençlerin çocukların arasındaki bağ koparma koparılmaya doğru gidiyor.” Şeklinde konuştu.

YAPILAN ALGI YÖNETİMLERİ MAALESEF ÇOK CİDDİ ANLAMDA İNSANLARI ZORLUYOR

Siyasal ve ideolojik yalanların çok daha fazla kullanıldığına dikkat çeken Ercan, “Bir görsel üzerinden ya da bir görseli farklı kullanmak üzerinden ya da içeriğini değiştirerek ya da bir videonun bir bölümünü keserek, ya da bir konuşmanın bir makalenin bir bölümünü keserek yapılan algı yönetimleri maalesef çok ciddi anlamda insanları zorluyor. Dünyada ve Türkiye’de gelişmeye başlayan DeepFake teknolojisi ile beraber ses taklidi edilebiliyor yüz taklit edebiliyor ve bundan sonraki seçimlerde hem Türkiye'de hem dünyada bu DeepFake teknolojisi ile birçok siyasetçi, kanaat önderinin itibar suikastını göreceğiz. Hani bir söz vardır ya ‘bir gün gelecek herkes 15 dakikalığına meşhur olacak.’ Ben de diyorum ki bir gün gelecek herkes 15 dakikalığına linç edilecek. Çünkü insanlar artık çalınan hesaplarıyla onların adına yayınlanan sahte görüntülerle ciddi anlamda yüzleşecek.” dedi.

HEM TOPLUMSAL UZLAŞIYI BOZUYOR HEM KAMPLAŞMAYI VE ÇATIŞMAYI ARTIRIYOR

Ercan son olarak şöyle konuştu; “Maalesef dünya tekdüze ve ‘Dijital Faşizm dediğimiz yere doğru giderken evren kendisi ile düşünmeyen insanlar hakkında olur olmadık yalanlarını ortaya atıldığı bir dünya yaşıyoruz. Onun için de sosyal medyada, sosyal medya okuryazarlığı hiç olmadığı kadar önemli, çocuklara bu okuryazarlığı okullarda verilmesi hiç olmadığı kadar önemli, hangi hesap gerçek hangisi sahte bilinmesi gerekir. Dünyada ve Türkiye’de ciddi anlamda bir dezenformasyon var ve buna infodemi diyoruz. Bu dünya çapında maalesef salgın gibi yanlış bilginin yayılması infodemik kavramı yükseliyor, dünya ve Türkiye bundan çok çekiyor. Özellikle sosyal ağların topluluk kuralları, bu anlamda bunu cezalandıracak şekilde olması lazım. Özellikle doğrulanmamış sahte hesaplar, sahte kimlikler üzerinden açılan hesaplar hem toplumsal uzlaşıyı bozuyor hem kamplaşmayı ve çatışmayı artırıyor hem de ekonomik anlamda, siyasal anlamda ve psikolojik anlamda da. Tabii bu siber zorbalık dediğimiz kavramı da beraberinde getiriyor ve Siber zorbalıkla beraber ciddi psikolojik vakalar da artıyor. Yalan haber Türkiye'nin Hatta yalan haber ile beraber yayılan bağımlılık Türkiye'nin büyük sorunlarından bir tanesi ve buna çözüm bulunması gerekiyor.”

UYDURMA HABERLERLE MÜCADELE EDİYORUZ

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik yaptığı açıklamada, Türkiye'nin birçok yerindeki orman yangınlarını büyük bir üzüntüyle takip ettiklerini söyledi. Sosyal medya üzerinden asılsız bilgilerin yayıldığına dikkati çeken Çelik, "En önemli mesele, yangınlarla ilgili yanlış ihbarların maalesef sosyal medya üzerinden yapılması. Yanlış yönlendirmelerle gerek bazı hastanelerle ilgili durumlarla gerek yangına müdahale konusundaki yapılan mücadelenin son derece yanlış şekilde sunulduğunu, insanları bir şekilde paniğe sevk etmek için bu haberlerin yapıldığını görüyoruz. Tabii arkadaşlarımız bu haberlere karşı, anında karşı bilgilendirmeyi yapıyorlar ama maalesef bu devam ediyor. Yangın ateşinin yanı sıra bu fitne ateşiyle mücadele de kararlı şekilde sürdürülüyor." diye konuştu.

“Sosyal iletişim platformlarında yayılan bilgilerin büyük çoğunluğu yalan haberdir”

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Twitter'dan yaptığı açıklamada, Türkiye'yi etkisi altına alan orman yangınlarıyla devletin tüm imkanları seferber edilerek mücadelenin devam ettiğini belirtti. "35 ilimizde 129 yangının 122'si kontrol altına alınmıştır. Türkiye’miz güçlüdür." ifadesini kullanan Altun, şunları kaydetti: "İyi niyetli her yardım ve katkı milli birlikteliğimizin gereğidir. Ancak bu akşam itibariyle yurt dışından ve tek merkezden organize edilen sözde yardım kampanyası ideolojik saiklerle, devletimizi aciz göstermek, devlet-millet birlikteliğimizi zayıflatmak amacıyla başlatılmıştır. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi yitirdiğimiz canlar dışında bütün kayıplarımızı telafi edecek, içimizi yakan bu ateşi söndüreceğiz. Şu anda sosyal iletişim platformlarında, anlık mesajlaşma gruplarında, forumlarda yayılan bilgilerin büyük çoğunluğu yalan haberdir. Bugün böyle bir doğal afet durumunda dahi bu türden yalanları yayanların tuzağına düşmeyelim. Lütfen resmi mercilerin açıklamalarına itimat edelim."

Bu haberler de ilginizi çekebilir