Diyarbakır'daki İslami STK'lar: Konya'daki katliamın asıl sebebi etkin bir şekilde araştırılmalı
Diyarbakır'daki İslami STK'lar, Konya'daki katliamın ırkçılıktan mı yoksa iki aile arasındaki bir husumetten mi kaynaklandığının adli makamlarca soruşturulması gerektiğine dikkat çekti.
Diyarbakır'daki İslami STK'lar, Konya'da 7 kişinin katledildiği saldırıya ilişkin basın açıklaması düzenledi.
MAZLUMDER binasında düzenlenen basın açıklamasını STK'lar adına MAZLUMDER Genel Başkan Yardımcısı Avukat Mahmut Aytekin okudu.
7 kişinin katledildiği saldırıda failin komşu aile yakını olduğu, soruşturmanın da sürdüğünün yetkililer tarafından bildirildiğine işaret eden Aytekin, taraflar arasında 2010 yılından beridir husumet olduğu, 12 Mayıs 2021 tarihinde meydana gelen kavgada ise 2’si ağır 7 kişinin yaralandığını hatırlattı.
Mağdur aileye yönelik “koruma kararı” alındığı, olayın buna rağmen gerçekleştiğinin anlaşıldığına dikkat çeken Aytekin, "Olayın mağduru Dedeoğulları ailesinin Kürt etnik kimliğine mensup olması nedeniyle ırkçı bir saldırıya maruz kaldığını belirtenler olduğu gibi, tarafların komşu olması ve eski husumetleri de dikkate alınarak adli bir olay olduğu belirtenler de bulunmaktadır." dedi.
Aytekin, "Olay hakkında adli makamlarca soruşturma sürmekte olup asıl fail henüz yakalanamamıştır. Meselelere aklıselim ve İslami bakış açısıyla bakıldığında olaya dair ayrıntılı delillere vakıf olmadan ve tüm tarafları dinlemeden bu aşamada kesin olarak hüküm vermek doğru olmayacaktır." ifadelerini kullandı.
Aytekin, şunları kaydetti:
Ancak idari makamların ve kolluk güçlerinin bu tür olaylarda gerekli güvenlik önlemlerini alma konusundaki isteksizliği / yetersizliği veya etkin yargısal faaliyette bulunul(a)maması da bu katliamlara zemin oluşturabilmektedir.Türkiye’de siyasi partiler dâhil olmak üzere tüm kesimler arasındaki kutuplaştırıcı dil ve yaygınlaşan nefret söylemleri endişe verici boyutlara ulaşmıştır. Herkesi bu önyargılı dilden vazgeçmeye, kutuplaştırıcı / nefret söylemini terk etmeye davet ediyoruz. Bir arada yaşama kültürünü güçlendiren, toplumsal barışı sağlamaya yönelik insani dil ve ortamın geliştirilmesi için çaba sarf etmeye çağırıyoruz.
Aytekin, Diyarbakır İslami STK’lar olarak şunlara dikkat çekti:
Olayın Kürt etnik kimliğine mensubiyetinden kaynaklanan ırkçı- nefret suçu kapsamında mı işlendiği yoksa iki komşu aile arasındaki adi bir suç olup olmadığı etkin bir şekilde Adli makamlarca soruşturulmalı, Fail/faillerin bir an önce yakalanarak cezalandırılmaları gerekmektedir.
Valilik ve Adalet Bakanlığı dâhil olmak üzere, olayın etnik veya ideolojik bir gerekçeden kaynaklanmadığına dair ön kabullerinin, soruşturmanın henüz sürüyor olması dikkate alındığında açıkça hatalı olup, soruşturmanın selametini ihlal etmektedir.
Yetkilileri, olayın münferit bir olay olduğu ön kabulünü bir tarafa bırakarak; aşırı sağcı kişi veya grupların, fail/faillerle bağlantılarının olup olmadığı araştırılmalıdır.
Toplumsal kutuplaştırmayı arttırıcı nefret söylemi ve nefret suçu işleyen yetkililer dâhil tüm kişiler hakkında etkin soruşturmalar yapılmalı, ırkçı temelde suç işleyen kişiler cezasız bırakılmamalıdır.
Koruma tedbiri olan bir ailenin 7 ferdinin ağır bir katliama maruz kaldığı dikkate alındığında, adli ve idari makamların / denetleme görevi olan amirlerinin ağır kusuru olduğu görüldüğünden, bu kişilerin açığa alınmalı ve soruşturma sonucunda hak ettikleri cezalara çarptırılmaları gerekmektedir.
Herkesi, aklıselim içerisinde durmaya, provokatör kışkırtmalarında olabileceği bu tür olaylar sonrası sağduyulu olmaya davet ediyoruz." (İLKHA)