• DOLAR 34.7
  • EURO 36.773
  • ALTIN 2961.825
  • ...
Vahdet Çağrısına Destek
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Mehmet Özcan / İbrahim Toprak / Doğruhaber

Hizbullah Cemaati Lideri Edip Gümüş’ün İslam dünyasına yönelik yaptığı “Vahdet” çağrısına Hamas’ın Gazze’deki üst düzey liderlerinden Dr. Mahmud Zahar’dan olumlu yanıt geldi. Geçtiğimiz hafta Huseynisevda.biz adlı internet sitesinde yayınlanan Hizbullah Cemaati Lideri Edip Gümüş’ün röportajı, gazetemizin manşetinde de  “İslam âleminin vahdetten başka seçeneği yok” başlığıyla yer almıştı. 

VAHDET İÇİN HAZIRIZ

Hizbullah Cemaati Lideri Edip Gümüş’ün “Vahdet” çağrısına yönelik açıklamalarını gazetemize değerlendiren Hamas liderlerinden Dr. Mahmud Zahar, “Biz İslam ümmetinin vahdet projesine tarafız. Buna yönelik her türlü gayreti takdir ediyor ve elimizden geldiğince destekliyoruz” diye konuştu.

Kendilerinin, İslam ümmetinin vahdet projesine her zaman için taraf olduklarını dile getiren Hamas lideri Dr. Zahar, buna yönelik her türlü gayreti takdir ettiklerini ve imkânları dâhilinde sonuna kadar desteklediklerini ifade etti. Dr. Zahar, “Çünkü Amerika ve siyonistler, İslam ümmeti için çok büyük bir sorundur ve bunun üstesinden ancak vahdetle gelebiliriz.” şeklinde konuştu.

ŞİİSİYLE SÜNNİSİYLE, TÜRKÜYLE FARSIYLA, KÜRDÜYLE ARABIYLA TÜM MÜSLÜMANLAR KARDEŞİZ…

Genel olarak dünyaya bakıldığında savaşların ve krizlerin tümünün İslam coğrafyasında meydana geldiğini kaydeden Hamas lideri Dr. Zahar, “Bu da bizim için vahdeti zorunlu kılıyor. Bu nedenle İslam ümmeti ırki ve mezhebi ihtilafları terk ederek Şiisiyle Sünnisiyle, Türküyle Farsıyla, Kürdüyle Arabıyla, Malezyalı Endonezyalısıyla, Pakistanlısı Bangladeşlisiyle, Afrikalı ve Asyalısıyla birleşmesi gerekir” diyerek dünya üzerindeki tüm Müslümanların kardeş olduğuna dikkat çekti.  

AVRUPA’YA BAKIP İBRET ALALIM

Müslümanların Avrupa’ya bakıp ibret alması gerektiğine de değinen Dr. Mahmud Zahar, “Avrupalılar kısa bir süre öncesine kadar birbirlerini boğazlıyorlardı, birbirleriyle savaştılar. Ama şimdi bütün bu ihtilafları bir tarafa bıraktılar. Aralarındaki husumet çok büyük olmasına rağmen her şeyi unutup bir “Birlik” oluşturdular. Neden İslam Ümmeti de bunun çok daha iyisini başarmasın? Buna engel hiçbir durum yok! Bu bir hayal falan değildir. Biz bunun gerçekliğine ve gerçekleşeceğine inanıyoruz. Bu nedenle biz bu projenin bir parçasıyız. Elimizden gelen her türlü katkıyı yapmaya hazırız.” dedi.

HİZBULLAH LİDERİNİN VAHDET ÇAĞRISI…

Geçtiğimiz hafta Huseynisevda.biz adlı internet sitesinin Hizbullah Cemaati lideri Edip Gümüş ile yaptığı röportajda siyonist israil’in Türkiye’den özür dilemesinden sonraki süreçte Türkiye-israil ilişkilerine, Çözüm sürecinden Suriye meselesine kadar birçok konuda sorulan sorulara cevap vermişti. Röportajın en önemli kısmı ise Hizbullah Cemaati liderinin tüm Müslümanlara yönelik yaptığı vahdet çağrısı olmuştu. Çağrıda şöyle denilmişti: “Günümüzde Müslümanların her zamankinden daha fazla vahdete ihtiyacı vardır. Bütün sıkıntı ve zorluklar, Müslümanlar arasında vahdetin gerçekleşmemesinden kaynaklanmaktadır. İslam âleminin bozulan birlik ve vahdetinin yeniden tesis edilmesi için güçlü bir irade ve geniş imkânlara sahip,  fedakâr ve cesur liderlere ihtiyaç vardır. Müslüman grup ve cemaatler bütün imkân ve kabiliyetlerini harekete geçirip şahsi çıkar ve hesaplarını bir tarafa bırakarak bu noktaya yoğunlaşmalıdırlar.”

****** 

Herkes Kendi Nefsinden Feragat Etmeli

Hizbullah Lideri Edip Gümüş`ün İslam ümmetini vahdetiyle ilgili yaptığı çağrı, İslami camiada da yankı buldu. Alimler ve kanaat önderleri vahdetin sağlanması için herkesin kendi nefsinden ferakat etmesi gerektiğini söylediler

Ümmetin içindeki fitneler, ben duygusunun ağır basması ve güçlü bir direniş gösterilememesinden dolayı kukla yönetimlerin İslam ülkelerinde hâkim olması ümmetin birliğini bozarken Müslümanların hem fikri hem de mezhepsel ayrılıklar içerisinde olması vahdetin tesisi önünde büyük engeller teşkil ediyor.
 
Peki, ümmet arasında birliğin sağlanabilmesi için neler yapılabilir? Birlik ve beraberliğin yani vahdetin tesisi için yol ve yöntemler nelerdir?

GÜMÜŞ’ÜN ÇAĞRISI YANKI BULDU
Geçtiğimiz hafta Hizbullah Cemaati Lideri Edip Gümüş’le yapılan bir mülakatta Gümüş, vahdet konusuyla ilgili Müslümanların yapması gerekenleri şöyle özetlemişti: “Düşmanı tanımak ve ona karşı korunma refleksleri geliştirmek; hile, oyun ve tezgâhlarını boşa çıkarmak, İslam âleminin bozulan birlik ve vahdetini yeniden sağlamak için herkes yaptıklarını bir yönüyle ve kendi açısından doğru, faydalı ve gerekli görebilir.
 
Buna rağmen herkesin bir süreliğine ‘dışımızdaki Müslümanların da tavrı ve söylemleri doğru olabilir’ deyip sadece kendi penceresinden meselelere bakmaktan biraz sıyrılmasını arzuluyoruz. Belki Müslümanların bu tavrı, kâfirlerin kıskacından kurtulmaları için bir umut ışığı olabilir.”

Edip Gümüş’ün ümmetin vahdetiyle ilgili yaptığı çağrı birçok kesimden yankı buldu. Âlimler ve kanaat önderleri ümmetin, içerisinde bulunduğu parçalanmış durumdan kurtulması için bir araya gelinmesi gerektiğini belirttiler. Herkesin “Sadece benimki doğrudur” anlayışından sıyrılması gerektiğini belirten âlimler benlik duygusundan uzaklaşmanın vahdetin sağlanması için önemli bir adım olacağını belirttiler.

İÇİMİZDEKİ PARÇALANMIŞLIK DIŞA YANSIYOR
İlahiyatçı yazar ve kanaat önderi Cemal Nar, ümmet arasında var olan sorunların İslam’dan değil bizzat fertlerden kaynaklandığını söyledi. Fertlerin manevi âlemlerindeki parçalanmışlığın dışa yansıdığını belirten Nar, bunun da Müslümanlar arasında bir ayrılığa sebebiyet verdiğini vurguladı. “Müslümanlar birbirlerinin kardeşleridir. Kardeşler arasına sorunlar girmiş olabilir” diyen Nar, bu sorunların giderilmesi için aklı selim insanların kardeşleri arasındaki bu olumsuzluğu ıslah için gayret göstermeleri gerektiğini söyledi.

FARLILIKLARI, TEVHİDİ BOZMADIKÇA HAZMETMEMİZ LAZIM
“Bizi birleştirecek olan dinimizdir” diyen Nar, şunları söyledi: “Allah’a yönelmeliyiz. Müslümanların birbirini sevmesi Allah’ın dilemesiyle mümkün olacaktır. Yeter ki biz ona layık olalım. Biz, Tevhid-i Tedrisat gibi bir eğitim sisteminden geçmedik. İslam’ı öğrenen insanlar çok farklı kaynaklardan öğrendiler. Bu nedenle farlılıkları tevhidi bozmadıkça hazmetmemiz lazım. İnsanların kendi meşreplerini öne çıkaran önceliklerini ve anlayışlarını hazmetmemiz gerekir. Herkesin önceliklerini kabul etmekle beraber bu önceliklerine saygılı olmamız lazım.”

CEMAAT LİDERLERİ VAHDET İÇİN BİR ARAYA GELMELİ
Ümmet arasına ihtilafların girmemesi için cemaat ve grupları birbirlerine düşürecek haberlerden kaçınmak gerektiğinin altını çizen Cemal Nar, son olarak şöyle konuştu: “Kur’an-ı Kerim, size bir fasık haber getirdiği zaman araştırın, yoksa yaptığınızdan pişman olacağınız, telafi edemeyeceğiniz üzüntüler yaşarsınız, diyor. Bunun için ‘Ben de Müslümanım, karşımdaki cemaate mensup olan da Müslümandır’ bunu herkesin bilmesi lazım. Başkasını yok sayan tutumlar bencilliktendir.
 
Cemaatler birbirlerini maalesef yeteri kadar tanımıyor, bu eksikliğin de giderilmesi gerekiyor. Bu eksikliğin giderilmesi için cemaat büyüklerine büyük sorumluluklar düşüyor. Cemaat büyükleri birbirleri ile görüşüp konuşsalar ve birbirlerini anlasalar alttaki insanlar da daha rahat kaynaşabilecekler. Bu huzursuzlukların altında nefsin terbiye edilmemesi de var. Nefis baş olmak istiyor, en büyük olmak istiyor. Bizim isteklerimiz de bu doğrultada mı, değil mi? Kendimizi muhasebeye çekmemiz lazım.”

KARDEŞLİK ZOR BİR İMTİHAN
Müminlerin kardeş olması Allah’ın bir emridir diyen yazar Mustafa Ökkeş Evren de
“Efendimiz, müminlerin kardeşliğini iman esasına bağlamıştır. Bu nedenle mü’minlerin kardeş olması, kardeş kalabilmesi oldukça önemlidir” dedi. “İmani bir zorunluluğun içerisine nefsi kaygı ve menfaatler girdiğinde nasıl kardeşlik tesis edilebilir ki?” diye soran Ökkeş Evren, kardeşliğin zor bir imtihan olduğunu dile getirdi. Ökkeş Evren, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu imtihanı veremediğimiz için bugün ümmet paramparça ve dağınıktır. Biz kardeşliğimizi parti, dernek, vakıf, cemaat, aşiret kardeşliğine indirgediğimiz müddetçe ümmetin yaralı bilinci kan kaybetmeye devam edecektir.”

MÜSLÜMANLAR ARASINDA GÖNÜL BİRLİĞİ OLMALIDIR
Müslümanlar arasında fikir ve eylem birliğinin yeterli olmadığını da belirten Evren, bunun sebebini de şöyle açıkladı: “Maalesef günümüzde müminlerin birliği ve kardeşliği eylem veya fikir birliği üzerine tesis ediliyor. Eylem ve fikirler değiştikçe kardeşliğimiz de ortadan kalkacaktır. Oysa duygu birliği yani kalbi birlik yoksa eylem ve fikir birliği boşadır.
 
Suriye’de yaşananlar Müslümanları her ne kadar eylem ve fikir olarak ayırmış olsa da kalbi ve imani olarak ayırmamalıdır. Bu savaş bittiğinde, zalim devrilip gittiğinde Müslümanların birbirlerine bakacak yüzleri, söyleyecek güzel sözleri olmalıdır.”

BÖLÜNMEYE DAİR BÜTÜN SINIRLARI AŞMALIYIZ
“Bugün Müslümanlar arasında bir vahdetten söz edemiyoruz” diyen yazar ve kanaat önderi Atasoy Müftüoğlu, İslam dünyasında vahdetten önce bir bilinç devriminin yaşanması gerektiğini söyledi. Bu bilinç devriminin ulusal ve mezhepsel sınırları aşarak, yerel asabiyetleri aşarak, kan ve toprak mitolojisini aşarak ümmet kavramı etrafında yeni bir bütünleşme sağlaması gerektiğini vurgulayan Müftüoğlu,
 
“Bu her şeyden önce vahyin, aklın ve kalbin bütünlüğünü, bütün farklılıkları kuşatacak ve içselleştirecek şekilde bir tavır ve duruşa dönüştürmemizi gerektirir. Eğer vahdet olacaksa hiç kimse etnik aidiyetini kutsallaştırmayacak, hiç kimse mezhebi aidiyetini kutsallaştırmayacak, hiç kimse liderini kutsallaştırmayacak, hiç kimse geleneği göreneği kutsamayacaktır ve bütün Müslümanların konformizm geleneğini aşması gerekecektir” dedi.

AKILLARI, FİKİRLERİ, YORUMLARI ÇOĞALTMALIYIZ
Edip Gümüş’ün, “Herkes bir süreliğine, dışımızdaki Müslümanların da tavrı ve söylemleri doğru olabilir, deyip sadece kendi penceresinden meselelere bakmaktan biraz sıyrılması gerekiyor” sözünü de yorumlayan Müftüoğlu, “Hiç kimse tek akla kapanmamalıdır, tek yoruma kapanmamalıdır, tek ufka kapanmamalıdır, tek boyuta kapanmamalıdır.
 
Kim olursa olsun ne kadar âlim, fazıl olursa olsun bütün bir kâinat gerçekliği ve tarihi gerçekliği bir kişinin aklı ihata edemeyebilir. Dolayısıyla bizler akılları, yorumları çoğaltmak zorundayız. Yeni fikirlere ihtiyacımız var. Öte yandan dünya bizden ibaret de değil, bunun farkında olmalıyız. Dünya benimle de kaim değil, bunun da farkında olmalıyız. Benimki sadece bir katkıdır. Bunun bilincinde olmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

KENDİMİZDEN FERAGAT ETMELİYİZ
Eski vaiz ve kanaat önderi İmdat Kaya da Müslüman bir kişinin hataları olabileceğini belirterek, “Bugün hatası olmayan Müslüman yok. Kıbleye dönüyor mu dönüyor, namaz kılıyor mu kılıyor. Dini inkâr ediyor mu, hayır! İçki, kumar, faiz haram diyor mu diyor. Bir Müslümana baş lazım, imam lazım diyor mu diyor.
 
O zaman bu kişinin grubunun adı ne olursa olsun bu benim kardeşimdir” dedi. Müslümanların birlik ve beraberliğinin her şeyden önemli olduğunu vurgulayan İmdat Kaya, “Benim lider, öncü veya başkan olmam önemli mi? Ben hangi Müslüman grup olursa olsun kendimden feragat eder onu başkan yaparım. Karşı tarafta aynı şeyi söylese esasen iş bitecek vahdet sağlanacak ama denilmiyor.
 
Neden denilmiyor? Ya bir menfaati var ya da korkak, pısırık, bencil bir adam. Edip Gümüş doğru söylemiş. Biraz tenezzül edeceğiz. Müslümanlar arasında füruatta ihtilaflar var, bu olacak ama esas prensiplerde ihtilaf var mı? Yok! Bu olacak, zaman zemine göre bu içtihat olacak” diye konuştu.

İSLAMİ GRUPLAR BİR ARAYA GELMELİ
İslami gurupların mutlaka bir araya gelmesi gerektiğinin de altını çizen Kaya, “Bugün cemaatler, camialar, gruplar bir araya gelmelidir. Bu Müslümanlar, dünya üzerinde ümmetin içerisinde bulunduğu durumu oturup konuşmalı ve çözüm önerileri sunmalıdırlar” dedi.
 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir