• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Hafter, savaş suçlarını karışan tetikçilerini infaz ediyor
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Libya’nın Bingazi kenti geçtiğimiz günlerde önemli bir suikast haberiyle sarsıldı. Öldürülen kişi Hafter’in 4 Nisan 2019’da başkent Trablus’u ele geçirmek istediği saldırılarda önemli roller üstlenen Muhammed el-Kani’ydi.

Libya medya organlarının aktardığı bilgiye göre, hükümet güçleri tarafından aranan Kani, Bingazi'nin Buatni bölgesinde öldürüldü.

Febrayer televizyon kanalı, Kani'nin Halife Hafter milislerince öldürüldüğünü iddia ederken, ayrıntılı bilgiye yer vermedi.

Gazeteci Mahmud el-Misrati ise sosyal medya sitesi Facebook’taki hesabından yaptığı paylaşımda, Kani'nin Bingazi'deki evine düzenlenen baskına direnirken öldürüldüğünü aktardı.

Toplu mezarlar, Kani milisleri ve kabilesi

Libya’da diktatörlüğe ulaşmak isteyen Hafter'in müttefiki Kaniyat, El-Kani ailesinden Abdurrahim el-Kani tarafından 5 kardeşiyle birlikte Terhune kentinde özel bir milis gücü olarak kurulmuştu.

Kaniyat milisleri, 2015’ten Mayıs 2020’ye kadar Trablus’a 60 kilometre uzaklıktaki Terhune'yi kontrol etti. 40 bin nüfuslu ilçe, işgal altındayken 14 ay boyunca Hafter’in Trablus’a saldırılarını başlattığı askeri üs olarak kullanıldı.

Terhune'yi savaş alanına çeviren milisler, kontrol noktalarında insanları arabalarından keyfi olarak çıkardı ve ilçe sakinlerinden bir daha asla haber alınamadı.

Libyalılar Terhune’de işlenen insanlık dışı vahşetin sorumlusunun Kani milisleri olduğunu ifade ediyor.

Terhune kentindeki çok sayıda toplu mezarın da sorumlusu Kaniyat milisleri ve örgütün lideri Muhammed el-Kani, 25 Kasım 2020'de ABD Hazine Bakanlığı tarafından yaptırım listesine alındı.

Libya ordusunun, Hafter milislerinin Trablus'a yönelik saldırılarında harekât ve ikmal merkezi olarak kullandığı Terhune'yi Haziran 2020'de kurtarmasının ardından Libya makamları, şehirde ve çevresinde çok sayıdaki toplu mezarda 125'in üzerinde cesede ulaştı.

Mahmud el-Verfelli de ortadan kaldırıldı

Trablus önlerinde yaşadıkları hezimetin ardından ülkenin doğusuna çekilen milisleri, kendi içlerinde çatışmaya başladı.

9. Tugay, Terhune’den kaçtıktan sonra yerleştiği Sirte ve Bingazi’de de taşkınlıklar yaparak, sıcak çatışmalara neden oldu. Bunun üzerine Kaniler'in komutasındaki 9. Tugay ülkenin güneyine sevk edildi.

Öte yandan Terhune’deki toplu mezarlardan sorumlu Muhammed el-Kani, Hafter’in ortadan kaldırdığı ilk milis değildi.

Libya'da savaş suçları işlediği için Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından hakkında yakalama kararı bulunan, Halife Hafter'e bağlı milis komutanı Mahmud el-Verfelli de geçtiğimiz mart ayında Bingazi'de bir silahlı saldırı sonucu öldürüldü.

Suikast "içeriden bir iş" olarak görülüyor

Verfelli suikasti, Hafter kontrolündeki Bingazi'de son dönemde yaşanan siyasi, güvenlik ve kabile temelli sorunlar silsilesinin bir halkasını oluşturuyor.
Libya basını ve kamuoyunda çok sayıda yorumcu ve siyasi analist Verfelli suikastinin "içeriden bir iş" olduğu yorumunda bulunuyor.

Zira Verfelli, askeri olarak Bingazi'de üstlendiği önemli rollere rağmen aynı zamanda tartışmaların odağında bir isim olarak biliniyor ve kentin önde gelen kabilesi Avagir ile arasında husumet bulunuyordu.

Sosyal medyada dolaşan bir iddiaya göre de Verfelli'ye suikast düzenlenen aracın olay yerinden ayrılmasının ardından, Hafter'in oğlu Saddam Hafter'in liderlik ettiği Tarık Bin Ziyad birliğinin karargâhına girerken görüldü.

Verfelli'ye suikast emrinin yalnızca Racme'den (Halife Hafter'in Bingazi'deki karargah merkezi) verilebileceğini savunan görüşe göre, Hafter, doğu bölgesinde (Sirenayka) son yıllarda meydana gelen suikast ve infazlara karşı yükselen yerel kabile tepkilerini ve tüm muhalif sesleri bastırmak istemiş olabilir.

Buna göre Hafter, Mahmud Verfelli'nin ölümü ile saflarındaki önde gelen isimlerinden birini kaybetse de, işlediği katliamlar ve savaş suçlarıyla uluslararası toplum ve Sirenaykalı kabilelere karşı başını ağrıtan büyük bir yükten kurtuldu.

Yargısız infazları ile ünlü "Hafter'in kasabı"

Verfelli, 2016 yılından bu yana düzinelerce savaş esirini uluorta infaz ettiği, sosyal medyaya yansıtılan görüntülerle ünlendi.

Verfelli ayrıca, işlediği yargısız infazlar nedeniyle Libya kamuoyunda "Hafter'in kasabı" olarak anılırken, 2017'de UCM tarafından savaş suçlusu ilan edildi ve İnterpol'ün arananlar listesine girdi. UCM, Verfelli hakkında "savaş suçu işlediği, Bingazi'nin farklı bölgelerinde 33 kişiyi öldürdüğü ve 6 kişiyi yargısız infaz ettiği" gerekçesiyle 15 Ağustos 2017'de yakalama emri çıkardı.

Avrupa Birliği de Eylül 2020'de Libya'da insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle 3 oluşum ile Verfelli ve diğer bir kişiyi yaptırım listesine aldı.

Ek olarak, ABD Hazine Bakanlığı Aralık 2019'da Verfelli'yi "ağır insan hakları ihlalleri" nedeniyle yaptırım listesine dahil etti.

Uluslararası baskıların ardından Hafter'in bir süre gözlerden uzak tuttuğu Verfelli, darbeci liderin Nisan 2019'da başkent Trablus'u ele geçirmek için başlattığı ve 14 ay süren saldırılarda yeniden ortaya çıktı.

Bu dönemde Hafter tarafından binbaşı rütbesinden yarbaylığa yükseltildi ve Beni Velid (Trablus'un 180 km güneydoğusu) ve Terhune (Trablus'un 90 km güneydoğusu) kentleri arasında milislerin ikmal yollarını güvence altına almakla görevlendirildi.

Hafter, Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde meşru Trablus merkezli hükümete karşı açtığı savaşta Verfelli'yi, ülkenin batısındaki en büyük kabilelerden Beni Velid kentindeki "Verfelle" kabilesini milislerine destek vermeleri yolunda ikna etmesi için kullandı.

Ancak Verfelli, Beni Velid'in ileri gelenleri ve yetkililerinin tarafsız kalma konusunda ısrar etmeleri üzerine bu görevinde başarısız oldu.

Verfelli, Libya'nın batı bölgesinde sayı ve silahlanma açısından en güçlü tugaylara sahip Misrata şehrini (Trablus'un 200 km doğusu) ele geçirmek için kendisine bağlı unsurları harekete geçirdi.

Ancak Hafter milislerinin, Türkiye'nin desteklediği Libya ordu güçleri karşısında Haziran 2020 başında yenilerek Sirte (Trablus'un 450 kilometre doğusunda) ve Cufra (Trablus'un 650 kilometre güneydoğusunda) bölgelerine çekilmeleriyle Verfelli'nin bu girişimi de başarısız oldu.

Sirte Harp Okulu mezunu olan Verfelli, aşırıcı silahlı grupların oluşturduğu "Bingazi Devrimciler Şura Meclisi" ittifakına karşı Bingazi'yi ele geçirmek için yapılan birkaç şiddetli savaşa katılarak Hafter milisleri arasında ün kazanmıştı.
Kaynak: Haksöz haber

Bu haberler de ilginizi çekebilir