HABER MERKEZİ

Anadolu Ajansı ByLock’un kurucusu David Keynes’in 9 Haziran’da Türkiye’ye gelerek teslim olduğu bilgisini paylaştı.

ARALIK 2020’DE YAKALAMA EMRİ ÇIKARILDI

Habere göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında Keynes hakkında 17 Aralık 2020'de yakalama emri çıkartıldı. Keynes’in avukatı 4 Mart 2021'de verilen dilekçede, Keynes'in Türkiye'ye gelerek etkin pişmanlık hükümleri kapsamında beyanda bulunmak istediğini bildirdi. David Keynes ise 9 Haziran’da İstanbul’a gelerek havalimanında teslim oldu. Soruşturma kapsamında 9 Haziran'da tutuklanan Keynes hakkında "FETÖ üyesi olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenen iddianame, gönderildiği İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

NEDEN BU KADAR BEKLENDİ?

15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ mensuplarının belirlenmesinde en büyük etkenlerden biri Bylock programı oldu. Bylock programı kullananların büyük çoğunluğu örgüt üyeliğinden ceza aldı. Ancak bu programın patentini elinde bulunduran kişi hakkında yıllar sonra yakalama kararı çıkarılması akıllarda soru işareti bıraktı. 

AMERİKA’YA GİTTİKTEN SONRA İSMİNİ DEĞİŞTİRMİŞ

Röportajda kendisi hakkında bililer veren Keynes, 1973 yılında Türkiye’de dünyaya geldiğini belirtiyor. Annesinin ise Giresunlu olduğunu söylüyor. Keynes, çocukluğunun geçtiği Ankara’da, lise yıllarında FETÖ’ye bağlı FEM Dershanesi’ne gittiğini de sözlerine ekliyor. Keynes, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okuduktan sonra 2001’de yüksek lisans eğitimi için ABD’ye gittikten sonra vatandaşlık alıp ismini değiştirdiğini ifade ediyor. Anadolu Ajansı’nın haberinde ise Kaynes’in asıl isminin Alparslan Demir olduğu belirtiliyor.

15 TEMMUZ’DA TÜRKİYE’DE

Keynes, 15 Temmuz’da Türkiye’de olduğu halde hakkında işlem yapılmadığını kaydetmişti. Keynes, “MİT’in bilmemesi imkansız. Pasaportumla senede iki kere girip çıktım. Ben darbede de darbe sonrasında da Türkiye’de bulunuyordum" demişti. Keynes, Apple Store’da ByLock’un sahibi olarak gözükmesine karşın MİT veya devlet tarafından kimsenin kendisine başvurmadığını ifade etmişti.