Sosyal medyada ırkçı nefret; IRKÇILIK İNSANLIK SUÇUDUR
Muhalefet partilerinin iktidarı eleştirme adı altında yürüttüğü mülteci düşmanlığı, son dönemlerde oldukça arttı. Özellikle Suriyeli muhacirler üzerinden yürütülen kirli dezenformasyon, neredeyse her gün sosyal medyada gündem oluyor. Irkçılığın insanlık suçu olduğunu belirten HÜDA PAR Sosyal İşler Başkanı Abdullah Aslan, “Mülteci veya muhacir karşıtı mesajları elbette ki çok yanlış buluyoruz. Eğer insanlar arasında ırklarına göre fark gözetiyorsanız o zaman bu ırkçılıktır; ırkçılık da insanlık suçudur” dedi.
DOĞRUHABER / Mehmet Erkan Yavuz
Türkiye’de kafatasçı bir kesimin yaptığı mülteci düşmanlığı toplumu ciddi anlamda rahatsız ediyor. Siyasi hesaplar uğruna mültecileri hedefe koyan muhalefet ise kafatasçı zihniyetin ekmeğine adeta yağ sürüyor. Sosyal medyada yer bulan ırkçı söylemler, zaman zaman Türkiye içinde yaşayan mültecileri hedef almaya kadar vardırıyor. Bir insanlık suçu olarak kabul edilen ırkçılık, sadece mültecilere değil üke içinde yaşayan diğer halklara da zarar veriyor. Konuyu gazetemize değerlendiren HÜDA PAR Sosyal İşler Başkanı Abdullah Aslan, “Mülteci veya muhacir karşıtlığı mesajları elbette ki çok yanlış buluyoruz. Bu konuda yapılan paylaşımların ırkçılık boyutunda olması yönüyle de kendi vatandaşlarımıza yönelik dahi menfi sonuçlar doğurduğunu görüyoruz.” ifadelerini kullandı.
KILIÇDAROĞLU: SURİYELİLERİ GERİ GÖNDERECEĞİZ
Geçtiğimiz günlerde Suriyeliler üzerinden seçim vaatlerinde bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidar olmaları halinde Türkiye'de yaşayan Suriyelileri geri yollayacağını belirterek, “İktidarımızda Suriyeli misafirlerimizle helalleşip iki yılda memleketlerine uğurlayacağız. Bu iktidarımızın en önemli beş önceliğinden biridir. Plan ve programlarımız hazır. Bu video da bunun taahhüdü olarak burada dursun istedim.
Dünyaya sesleniyorum: Beni Erdoğan’la karıştırmayın. Kuvayı Milliye geleneğinden geliyorum. Kimse kaçtığı yere askerimi bekçi; ülkemi de mültecilere açık hapishane yapamaz! Ben haram yemedim. Geliyoruz ve şimdiden söyleyeyim, çok çetin müzakereler sizi bekliyor. Yok öyle!” diyerek mültecilere olan bakışını ortaya koymuştu.
MÜLTECİLER ÜLKERİNE DÖNMEZSE TÜRKİYE’NİN SORUNLARI ÇÖZÜLMEZ!
İYİ Parti Kurucular Kurulu Üyesi ve İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ: “Suriyeli sığınmacılar ülkelerine dönmeden Türkiye hiç bir sorununu aşamaz. Suriyelilerin dönmesi ile birlikte başta ekonomik kriz, işsizlik ve hayat pahalılığı olmak üzere, sağlık ve eğitim hizmetlerinde ciddi bir rahatlama olacak.”
CHP’Lİ Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan: “Bu topraklarda Türkün dışında her şey oldunuz. Bu ne hadsizlik. “Suriyelilerle beraber 90 milyon Türkiyeliymişiz”. Türkiye’de yaşayan 83 Milyon Türküz biz. Bu Arap sevici #NagehanAlçı, bayram dönüşü 3 tane Suriyeli kardeşi evlat edinsin, hayrını görsün.”
“MÜLTECİ VEYA MUHACİR KARŞITI MESAJLARI ELBETTE ÇOK YANLIŞ BULUYORUZ”
Türkiye’de belli bir kesim tarafından yürütülen mülteci karşıtlığını çok yanlış bulduklarını belirten HÜDA PAR Sosyal İşler Başkanı Abdullah Aslan, “Mülteci veya muhacir karşıtı mesajları çok yanlış buluyoruz. Bu konuda yapılan paylaşımların ırkçılık boyutunda olması yönüyle de kendi vatandaşlarımıza yönelik dahi menfi sonuçlar doğurduğunu görüyoruz.
Kendi ülkelerindeki savaş, kargaşa ve huzursuzluklar nedeniyle bize sığınan insanlara karşı biraz daha hoşgörülü olmak, biraz daha anlayışlı olmak gerektiğine inanıyoruz.
Suriye veya benzeri ülkelerden Türkiye’ye sığınan sivil insanların turistik gerekçelerle geldikleri söylenemez. Bu insanlar mal mülklerini, evlerini ve dahası her şeylerini bırakarak kaçmak zorunda kaldılar. Annesi, eşi, çocuğuyla hala ayrı yaşamanın ıstırabı içinde olan insanları biliyoruz. Kendisi burada, anne ve eş sınırların öte tarafında…” şeklinde konuştu.
“ÜLKEMİZDEKİ MUHACİR VE MÜLTECİLERİN HEDEF GÖSTERİLMELERİ DOĞRU DEĞİLDİR”
“Ülkemizdeki muhacir ve mültecilerin hayata karışmalarını ikide bir gündem ederek bunun üzerinden öfkeyle hedef gösterilmeleri doğru değildir.” Aslan sözlerine şöyle devam etti: “Buraya gelen insanlar elbette imkanlar nispetinde çarşıya çıkar, dolaşır, yemek yer, içer, giyinir…
Unutulmamalı ki bu göçler her zaman olmuştur. Osmanlı döneminin sonlarında da özellikle Balkanlardan Anadolu’ya yoğun göçler olmuştur. Balkanlardan gelen göçmenler devletten toprak bile almışlardır. Aynı şekilde Özal döneminde gelen Bulgar göçmenlere çok kolay şartlarda konutlar dahi verilmiştir. Burada tanınan olanakları zikrederek ‘niye verildi’ demiyoruz tabi. Kendi ülkelerindeki baskıdan ve şiddetten kaçan insanların birbirinden farkı yoktur, olmamalıdır, diyoruz.”
“İNSANLARI IRKLARINA GÖRE SINIFLANDIRMAK İNSANLIK SUÇUDUR”
İnsanları ırklarına göre değerlendirmenin ırkçılık olduğuna dikkat çeken Aslan, “Şayet insanları ırklarına göre fark gözetiyorsanız o zaman bu ırkçılıktır; ırkçılık da insanlık suçudur. Hepimiz Hz. Adem ve Havva’nın çocuklarıyız. Bizim birbirimize karşı üstünlüğüz değil, görevlerimiz vardır. Herkes elindeki imkanlardan ve o imkanları kullandığı şekilden sorumludur. Bugün onların bizim elimizdeki imkanlara ihtiyacı var, olabilir; Allah korusun belki yarın bizim onların veya başkasının elindeki imkanlara ihtiyacımız olabilir.
Yüksek perdeden tepki gösteren bugünkü kimi ‘yerli’lerin, dünkü ‘göçmen’ler olması ayrıca manidardır. Muhacirler ile ilgili tüm bunları söylerken tabii ki suça karışanlar veya usulsüz davrananlar için gereken müeyyideler her neyse işletilmelidir. Hiç kimse nerede olursa olsun suç işleme veya huzuru bozma salahiyetine sahip değildir.” ifadelerini kullandı.