Yazıcıoğlu davasında ifadeler dosyadan mı silindi?
BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmalara FETÖ'nün talimatıyla müdahale ettikleri iddiasıyla 19 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a suikast girişiminde bulunduğu iddiasıyla hüküm giyen ve Yazıcıoğlu'nun helikopterindeki GPS cihazlarının sökülmesiyle yargılanan Davut Uçum olayın suikast olduğunu ancak helikopterin uçaklar tarafından düşürüldüğü iddiasının da gerçeği yansıtmadığını söyledi. Uçum, “Pilot muhtemelen bilincini kaybetmiş ama ne şekilde kaybetmiş bilmiyorum. Teknik olarak uçağın helikopteri düşürmesi de imkânsız.” dedi.
Ebubekir Semih Yüksekkaya da olay tarihinde pilot yarbay olduğunu ve Yazıcıoğlu'nun helikopterini ararken kırıma uğrayan askeri helikopteri kurtarmak için bölgeye gittiğini söyledi. Helikopterdeki GSP cihazlarının çalınmasıyla ilgili suçlamaları reddeden Yüksekkaya, Sicil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün kaza kırım heyetinde yer alan Ferudun Seren'in isminin ve ifadelerinin dosyadan silindiğini iddia etti.
‘Silahlı terör örgütü adına suç işleme, yalan tanıklık, iftira, suç uydurma, suçu ve suçluyu övme’ suçlarından BBP eski MKYK üyesi Emrullah Önalan da suçlamaları kabul etmedi. En başından beri olayın suikast olduğuna inandığını ifade eden Önalan, Yazıcıoğlu’nun helikopter başındayken çekilmiş görüntüsünü de izlediğini söyledi.
Önalan; ''Alper ile bir karayolunda buluştuk. Araç içerisinde bana 10-15 saniyelik görüntü izletti. Görüntüde helikopter düşmüş, 3 parkalı adam helikoptere doğru gidiyor, Muhsin başkanın sırtı dönük yeni kalkmış gibi, arkasından biri de bunu kameraya çekiyor. O zaman Mustafa Destici’yi aradım o da ‘Bu işlere savcılık bakıyor’ dedi.
Görüntünün devamı ya da öncesi olabilir. Uzun görüntüden bana bir kesit izlettiler. O gün bana bunu izlettiler ama başka bir amaçları var mıydı bilmiyorum. Tabi bütün bunlar varken hiçbir şey yokmuş gibi yapamazdım. Avukat arkadaşlarla görüşüp savcılığa anlatmaya karar verdik.
O zaman Malatya Savcılığına gidip ifade verdik. Savcılığa ifade verdikten sonra Alper Akpak ile görüşüp görüntüleri rica ettik, o da ‘Bana bir hafta süre verin’ dedikten sonra Kasımpaşa’da öldürüldü.
Biz savcılığa ifade verdikten birkaç gün sonra Alper Akpak öldürülüyor. Alper’in görüntüyü başka kişilere gösterdi mi bilmiyorum. Alper’in kaynağı babası. Babası, normal bir gazeteci değildi, farklı ilişkileri olan biriydi.'' dedi.