Bursa`nın Davos`u Uludağ`da gerçekleşti
Bursa Valiliği ile Capital ve Ekonomist dergileri işbirliğiyle ikincisi düzenlenen \"Uludağ Ekonomi Zirvesi\", \"Yeni Türkiye, Yeni Fırsatlar\" konulu oturum ile devam etti.
BURSA - Bursa Valiliği ile Capital ve Ekonomist dergileri işbirliğiyle ikincisi düzenlenen \"Uludağ Ekonomi Zirvesi\", Başbakan Yardımcısı Ali Babacan`ın yanı sıra Bursa Valisi Şahabettin Harput ve işadamlarının katılımıyla Uludağ`da gerçekleşti.
Vali Şahabettin Harput açılış konuşmasına, Uludağ`da yaşanan salon sorunlarının çözüleceği müjdesi ile başladı. Zirvenin Uludağ`ın tanıtımına büyük katkı yaptığını ifade eden Harput, valilik olarak her türlü desteği vermeye devam edeceklerini kaydetti.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan`da zirvede yaptığı konuşmada, başlatılan İmralı sürecinin tarihi öneme sahip olduğunu belirterek, \"Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes evrensel standartlarla haklarını yaşasın istiyoruz. Özgürlükler noktasında dünyanın en ileri uygulamalarına kavuşsun istiyoruz. Hukukun üstünlüğü her anlamda üstün olsun istiyoruz. Tabii ki bunlarla beraber birinci sınıf bir demokrasi ve demokraside kalitenin en iyiye ulaşması! Bunları bugün sağlayamazsak 2023 Türkiye`si ancak bir hayal olacak\" dedi.
Capital ve Ekonomist Dergileri Yayın Direktörü M. Rauf Ateş konuşmasında, zirveyi globalleşen bir düşünce ile yaptıklarını dile getirdi. Davos örneğini veren Ateş, etkinliğin ileride daha iyi noktalara geleceğini ifade etti.
Toplantıda konuşan TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz ise, Türkiye`nin konsantrasyonunu batı dünyasına entegre olmaya yöneltmesi gerektiğini dile getirdi.
Türkiye`de AB`nin küçümsendiğini savunan Yılmaz, \"Kendimizi biraz fazla beğeniyoruz. AB ile ilgili bir sorgulama yapıldığında salonda rahatlama oluyor, buna hakkımız yok. Biz ihracatımızın yüzde 51`ini AB`ye yapar hale geldiğimiz için büyüyoruz. Çünkü AB standartlarında mal üretir hale geldik. AB`ye üye olma süreciyle paralar, Türkiye`den dışarı giden nakitler geri gelmeye başladı. Hatta bizim olmayanlar da, bıyıklı olmayanlar da geri gelmeye başladı. Türkiye AB`ye yaklaştıkça güven arttı ve para gelmeye başladı. Biz AB`yi sadece bir ticari ortaklık, ekonomimizi geliştirecek standartlara ulaşmak diye mi gördük. AB aynı zamanda bugün hafif keyiflendiğimiz bu ekonomik durumumuzu kalıcı kılacak değerleri de ihtiva ettiği için AB`nin peşinde değiliz. Ekonomik başarının demokratik standartları yükseltmekle kalıcı olacağını bilmiyor muyuz? O halde AB hedefini küçümsemeyelim\" ifadelerini kullandı.
Refah için demokrasiden taviz verme gibi bir anlayışın dünyada olduğunu vurgulayan Yılmaz, toplumların seçime zorlandığını, refah için demokrasinin ertelenmesinin gündeme geldiğini belirterek, TÜSİAD olarak bunu istemediklerini kaydetti.
Yılmaz, yeni anayasa süreci konusunda ise , \"Toplumsal sözleşme anayasa. Bu anayasanın Türk demokrasisinin yeni bir seviyeye oluşması açısından bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Bu fırsatı destekleyen güzel de bir barış süreci yaşıyoruz. Türkiye bu barış sürecini kalıcı bir şekilde tamamlarsa, silahtan, terörden, şiddetten kurtulup, uzlaşarak, büyük bir toplumsal mutabakatla bir anayasaya kavuşursa, Türkiye`yi kimse tutamaz\" şeklinde konuştu. (Zeki Aras - İLKHA)