• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...
`Gençliğin Tehlikelerinden Sakınınız`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Doğruhaber
 
Gelişiyle insanlığı karanlıktan aydınlığa çıkaran sevgili Peygamberimiz (SAV) bütün söz, fiil ve davranışlarıyla bizlere örnektir. Kur’an-ı Kerim’de “And olsun ki, Allah’ın rahmetini ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için Allah’ın resulünde size güzel bir numune vardır.” (Ahzâb / 21) buyuran Rabbimiz, onun her yaş ve her kesimden insana rehber olduğunu belirtmiş oluyor. Efendimiz (SAV) bizim için en güzel öğretici, uyarıcı ve müjdeleyicidir.

Hayatlarının en fırtınalı ve en hareketli dönemini yaşayan gençler hakkında buyurduğu, “Gençliğin tehlikelerinden sakınınız” (Kenzü-l Ummâl, 2 / 258) şeklindeki hadis, o en büyük muallim ve terbiyecinin çok mühim bir uyarısıdır.
Hadiste birbiriyle çok yakından ilgili olan iki kavram var: Gençlik ve tehlike.

Gençlik, insan hayatının en duygusal dönemidir. İnsanın gerek maddî organlarının, gerekse manevi duygularının çok canlı olduğu bu devrede, en kritik problemlerle karşılaşılır.

Çünkü gençlikte, insanın nefsi kötülüğü emrederken sahip olduğu potansiyel de bu kötülüğü işlemeye imkân verir. Söz gelişi -Allah muhafaza- yasak eğlence, içki, kumar, zina, hırsızlık gibi kötülükler gençlikte daha kolay işlenebilir.
Gençler, ömürlerinin en güçlü, en dinamik ve en hareketli dönemini yaşadıkları için ölümü pek düşünmezler. Daha yolun başındadırlar ve yaşlanmaya daha uzun yıllar vardır. Namaz ve benzeri ibadetler için “Daha genciz, yaşlanınca kılarız” gibi bir gaflete düşerler.

Hâlbuki ölüm genç-ihtiyar ayırımı yapmamaktadır. Nice gençler hayatının baharında ölümle tanışmaktadırlar. Kaldı ki, Allah ibadetleri sadece ihtiyarlar için emretmemiştir. İslâm “ihtiyarlar dini” değil, her yaştaki insanın dinidir. Bu bakımdan yaşlanınca namaz kılmaya başlayan birisi, ahirette hesap verirken hemen kurtulacak değildir. Ona, ergenlik çağından ihtiyarlık dönemine kadar niçin ibadet etmediği mutlaka sorulacak, eğer affedilmezse azabını çekecektir.

Allah, herkese sonsuz rızık vermekte, ihtiyaçlarını karşılamaktadır. İnsana verilen nimetlerin en çok olduğu devre ise gençlik dönemidir. Bunun için Rabbimize en çok ibadet etmemiz gereken dönem de “gençlik” çağıdır.

Gerçek bu iken tehlikelerle çepeçevre kuşatılan gençler, nefis ve şeytanın oyununa gelerek Allah’ın emir ve yasaklarına uymayabiliyorlar. İşte Peygamberimiz (SAV) gençleri bu hadisle uyarıyor; gaflete dalmamalarını, insî ve cinnî şeytanlara aldanmamalarını öğütlüyor.

Bir gencin düşmanı sadece şeytanlar mıdır? Hayır! Hatta şeytanlar en büyük düşman bile değillerdir. Çünkü Efendimiz (SAV) bu konuda da bizi ikaz ederek “Senin düşmanların (içinde) en şiddetli düşmanın iki tarafın arasındaki nefsindir” (Keşfü-l Hafâ, 1 / 412) buyuruyor.

Demek ki insanın en başta gelen düşmanı bizzat kendi nefsidir. Yani insanı günahlara, kötülüklere, heveslere sevk eden duygudur. Nefsin en güçlü olduğu ve en fazla istekte bulunduğu dönem de yine gençlik devresidir.

Şu halde gençler, nefsin kötü isteklerini yerine getirmemek için de dikkatli olmak zorundadırlar. Belki bazı gençler “Ben nefsime hâkim olabilirim. Zaten çok sakin ve günahlardan uzak bir hayatım var” diye düşünebilir. Oysa bu da nefsin bir oyunudur. Böyle düşünen kimse, nefisle yaptığı mücadeleyi çok sıkı tutmaz, -Allah muhafaza- duyarlılığını kaybeder.

Çünkü nefse güvenilmez. Hz. Yusuf (a.s.) bir peygamber olduğu halde “Ben nefsimi temize çıkarmam. Çünkü nefis, daima kötülüğe sevk eder, ancak Rabbim rahmet ederse o başka” (Yusuf / 53) demiştir.

Tüm peygamberler gibi “günahsız” olan Hz. Yusuf (a.s.) böyle derse bizim nefsin oyunlarına karşı çok dikkatli olmamız gerekir.

Gençliğin tehlikelerini şöyle özetleyebiliriz:

1- Tûl-u emel beslemek: Ölümü düşünmeden sanki sonsuza dek yaşayacak gibi uzun emeller taşımak. Bu durum, insanı fâni hayata daldırır, ahiretine çalıştırmaz.

2- Hissiyata göre hareket etmek: Gençlik insanın en sağlıklı, en güçlü ve en duygulu dönemi olduğu için akıldan ziyade duygular ön plândadır. Gelip geçici zevkler, oyun ve eğlenceler çekici gelir. Eğlence yerlerinde çoğunlukla gençler bulunur. Orta yaşlılıkta ve ihtiyarlıkta ise hem vücudun zayıflığı, hastalıkları, hem de hayatın sorumlulukları daha fazla olduğu için kişiler duygusal hareket edemezler.
3- Gençlik günahlara ve kötü alışkanlıklara daha açıktır: Gençlik devresi içki, kumar, zina gibi günahlara daha çok düşüldüğü bir dönemdir.
Tüm bu tehlikelere karşı Peygamber Efendimiz (SAV)’in tavsiyelerine sımsıkı sarılmamız gerekir.
 
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir