yusuf can- haber yorum

Canlı yayında  ağzından "Selamun Aleykum" lafzı çıkan Ataklı, hemen engin ilmiyle(!) düzeltmeye giderek vatandaşı aydınlatma(!) gayretine girişti.

Öyle ya kendilerini "Aydın- kültürlü" vatandaşı da " Cahil- göbeğini kaşıyan adam" olarak biliyorlar ya...

Konuşma ve yorum şekline bakıldığında insanların  "Selamun Aleykum" demesinden ne kadar rahatsız olduğu rahatlıkla anlaşılıyor.

O bir yana da, yaptığı yorumlar akla ziyan gerçekten.

Ataklı atağa geçince hızını alamayıp "Selamun Aleykum" cümlesinde hiç geçmemesine rağmen "Allah'ın selamı değil Allahların selamıdır.." diyor, haşa sümme haşa!

Bir de "O ayrı mesele!" diyerekten kesip atışı var ki "Hepten cahilsiniz ne anlatsam boş.." manasına getiriyor.

Yetmiyor bu selam şeklini "Şalom'dan "yola çıkarak Hz. Musa devrine dayandırıyor.

O da yetmiyor ; "İyi günler, selamlar, deyin neden Arapça söylüyorsunuz?" diyerek bir de müctehid-i ahir zaman rolü kesiyor.

Can Ataklı'nın ifadeleri şöyle:

"Ben demem ama şimdi moda o ya." diyen Ataklı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çocuklara bile öyle söylettiriyorlar. İlle o Hz. Musa'dan başlayan Şalom'dan gelen şey, kızıyorlar söyleyince ama ne yapalım yani. Esası o, sorun Yahudilere anlatsınlar. Yani şart değil Selamün Aleyküm demek, onu söyleyince Müslüman olmuyorum, onu demek istiyorum.

Ama şimdi küçücük çocuklar söylüyor. Abi niye Arapça söylüyorsun , iyi günler demek, selamlar demek. Efendim Allah'ın selamı üzerinde olsun. Allah'ın da değil ayrıca o Allah'ların anlamına geliyor o da ayrı mesele.

Yani hep bir yanlış üzerine gidiyoruz. Ama işte bu ağız alışkanlığı olmuş, yanlış yapmayasınız diye. Yanlışı bil devam et ama bil yaptığın yanlışı diye söylüyorum."

Oysa Selamun Aleykum cümlesinin bu ümmet için tarihsel geçmişi şöyle:

"Müslümanlar arasında bilinen şekilde selâmlaşmanın hicretten sonraki yıllarda başladığı anlaşılmaktadır. Resûl-i Ekrem’i öldürmek maksadıyla Mekke’den Medine’ye gelen ve niyeti anlaşılıp tutuklanan Umeyr b. Vehb el-Kureşî’nin, Resûlullah’ı o dönemin âdetine göre, “Sabahınız hoş olsun” diyerek selâmlaması üzerine Allah’ın resulü şöyle demiştir: “Allah bize lutufta bulunarak seninkinden daha hayırlı olan ve cennet ehli tarafından da kullanılan ‘es-selâm’ sözüyle selâmlaşmayı öğretti” (İbn Hişâm, II, 661-662). Aynı zamanda Cenâb-ı Hakk’ın isimlerinden olan selâm kelimesi Kur’ân-ı Kerîm’de kırk kadar âyette geçer. Bu âyetlerin bazılarında selâm veya selâmün aleyküm şeklindeki sözlerin daha önceki bazı peygamberler zamanında da kullanıldığı anlaşılıyor.(TDV)"

Can Ataklı ve gibilerinin ara ara gerçek yüzlerini göstermelerine yol açan bu tarz çıkışları aslında Müslüman Anadolu halkı için bir lütuftur.

Laik- Kemalist zihniyetin gah meydanlardan gah ekranlardan yansıtmaya çalıştığı "Dindar halkın değerlerine saygı gösterme ve kabullenme!" söylemelerinin aslında tümüyle bir aldatmaca olduğunu gösteren bir lütuf.