Saraydan zindana zindandan şehadete…
Ezilenlerin ve Mustazafların mücadelesinin sembolü zamanın Firavunu Sisi'ye karşı zindan ve mahkeme salonlarında hakkı haykıran Mısır'ın Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin Hakk'a yürüyüşünün üzerinden tam iki yıl geçti.
HABER MERKEZİ
Muhammed Mursi, 17 Haziran 2019'da "Hamas adına casusluk" davasının görüldüğü duruşma esnasında mahkeme salonunda ruhunu Rabbine teslim etti.
Vefat haberi, Mısır devlet televizyonu tarafından aynı günün akşamında duyuruldu. Haberde, "67 yaşındaki Mursi'nin casusluk suçlamasıyla yargılandığı davanın duruşmasında önce bayıldığı sonra da yaşamını yitirdiği" ifade edildi.
Bir sonraki gün sabahın erken saatlerinde alelacele toprağa verilen Mursi'nin cenazesine birinci derece yakınları dışında hiç kimsenin katılmasına izin verilmedi. Defin işlemi esnasında mezarlık ve etrafında yoğun güvenlik önlemleri alındı.
MURSİ'NİN BAŞARILARLA DOLU EĞİTİM HAYATI
Beş kardeşin en büyüğü olan Mursi, ilk eğitimini doğduğu köy olan Adve'de tamamladı. 1975 yılında Kahire Üniversitesi Mühendislik Fakültesine girdi, 1978'de lisans diplomasını aldı.
Yüksek lisansını metalürji üzerine yapan Mursi, ABD'deki Güney Kaliforniya Üniversitesinden başarı bursu kazandı ve doktora eğitimini orada tamamladı.
1982-1985 yıllarında Güney Kaliforniya Üniversitesinde Yardımcı Profesör görevini üstlendi. 1985'te ülkesine kesin dönüş kararı alan Mursi, 2010 yılına kadar Zagazig Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı olarak görev yaptı.
AİLE HAYATI
Mısır'ın Şarkıyye kentine bağlı Adve köyünde 8 Ağustos 1951'de dünyaya gelen Mursi'nin babası çiftçilik yaparak ailesinin geçimini sağlarken annesi de ev hanımıydı.
1979 yılında amcasının kızı Necla Mahmud ile evlendi. Çiftin Ahmed, Şeyma, Usame ve Ömer isimlerinde 4 çocuğu oldu. Küçük oğlu Abdullah babasının ölümünden 3 ay sonra kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Babasına yakınlığı ile bilinen Abdullah'ın kahrından öldüğü konuşuldu.
SİYASİ HAYATI
1977 yılında Müslüman Kardeşler Teşkilatına (İhvan) katılan Mursi, 1979'da hareketin içerisinde aktif roller almaya başladı.
1982 yılından itibaren İhvan'ın siyasi kanadında varlık göstermeye başlayan Mursi, 1995'te hareketin Gençlik Konseyinde yer aldı.
Mısır'da 2000 yılında yapılan parlamento seçimlerde, Mısır Arap Cumhuriyeti Temsilciler Meclisine İhvan'ın bağımsız milletvekili olarak girmeyi başaran Mursi, 2005 yılına kadar hareketin resmi sözcülüğünü de üstlendi.
Ülkede 2005 yılında yapılan milletvekili seçimlerinde aday olan Mursi, seçim sonrası ilk oy sayımında rakiplerine fark atmış olmasına rağmen oyların yeniden sayılması üzerine Meclise giremedi. Mursi, daha sonraki açıklamalarında tekrar sayımlarda hile yapıldığını söyledi.
Mısır'da Hüsnü Mübarek dönemine son veren 25 Ocak Devrimi'nin ardından Mursi, 6 Haziran 2011'de kurulan İhvan'ın siyasi kanadı Hürriyet ve Adalet Partisi'nin başkanlığı görevine getirildi.
MURSİ'NİN CEZAEVİ ŞARTLARI KAYGI VERİCİYDİ
Mursi'nin bulunduğu cezaevindeki şartlar son derece uygunsuzdu ve tek kişilik hücrede tutuluyordu. Bu durum insan hakları savunucuları tarafından defalarca dile getirildi. Ayrıca İngiltere Parlamentosu tarafından Mısır ile ilgili oluşturulan bağımsız araştırma komisyonu, Mursi'nin tutulduğu cezaevindeki şartlar hakkında bir rapor hazırladı.
Söz konusu komisyonun başkanı Crispin Blunt tarafından Mart 2018'de sunulan raporda, "23 saat hücrede tek başına tutulan Mursi, işkence sayılabilecek derecede kötü, insanlık dışı ve onur kırıcı muameleye maruz kalıyor. Hakkı olan tıbbi tedavinin kendisine sağlanmaması Mursi'nin erken ölümüne neden olabilir." cümleleri yer aldı.
Mursi'nin en küçük oğlu Abdullah Mursi, Ekim 2018'de yaptığı açıklamada, hipertansiyon sorunu olan diyabet hastası babasının tedavisine izin verilmediğini ve hücrede tutulduğunu söylemişti.
Abdullah Mursi, Amerikan Washington Post gazetesinde yayımlanan bir yazısında, Mısırlı yetkililerin "bunu kasıtlı olarak yaptığını ve babasının mümkün olan en kısa sürede doğal yollardan ölümünü istediklerini" ifade etmişti.
AİLESİYLE UZUN SÜRE GÖRÜŞTÜRÜLMEDİ
Muris'nin ailesiyle görüşmesine de çok uzun aralıklarla izin veriliyordu. Vefatından önceki son görüşme, Ekim 2018’de gerçekleşti. O görüşmede de sadece kızı ve eşini görmesine izin verildi. Oğulları ve torunlarını ise göremedi.
Konuyla ilgili BBC'ye konuşan Mısır merkezli Arap İnsan Hakları Malumat Merkezi Başkanı Cemal Iyd, mahkum ziyaretinin yasal bir hak olduğunu ancak Mursi ailesinin ziyaret için mahkemeye başvurmak ve mahkemeden izin almak durumunda olduğunu hatırlatmıştı.
CUMHURBAŞKANI SEÇİLMESİ VE MAHKEME SALONUNDAKİ VEFATI
Mursi, Haziran 2012'de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Mübarek döneminin son Başbakanı Ahmed Şefik ile ikinci tura kaldı.
İkinci turda oyların yüzde 51,73'ünü alan Mursi, Mısır Cumhurbaşkanı oldu. O dönemde Mursi'ye verilen oyların Şefik'in tekrar yönetime gelmesi endişesine karşı tepki oyları olduğunu söyleyenler oldu.
24 Temmuz 2012'de Mursi'nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazandığı resmen açıklandı ve 30 Temmuz 2012'de yemin ederek görevine başladı.
3 Temmuz 2013'teki askeri müdahalenin ardından hakkında açılan "Hapishaneler baskını" davasında, Haziran 2015'te idama mahkum edildi. Ancak bir buçuk yıl sonra Yüksek Mahkeme kararı bozarak Mursi'nin yeniden yargılanmasına karar verdi.
Mursi hakkında görevden uzaklaştırıldıktan sonra 6 ayrı dava açıldı. 17 Haziran 2019'da hayatını kaybettiğinde 4 dava karara bağlanmış, 2 davada ise yargılama süreci devam ediyordu.