Gastronomi şehri Gaziantep’te sürdürülebilir gıdanın geleceği ele alındı
UNESCO’nun gastronomi alanında Yaratıcı Şehirler Ağı’nda Türkiye’yi temsil eden ilk şehir olan Gaziantep’te sürdürülebilir gıdanın geleceği ele alındı.
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve Gaziantep’i Geliştirme Vakfı (GAGEV) iş birliğinde sürdürülebilir tarım ve yeni teknolojilerin ele alınacağı “Uluslararası Sürdürülebilir Gıda, Butik Tarım ve Biyoçeşitlilik Kongresi ve Gezisi” programı başladı.
Tarım sektörü içerisinde yer alan 60’dan fazla butik üretici, uluslararası gıda firmaları ile marketler, e-ticaret şirketleri, şefler ve kentte bulunan tarım paydaşları, bu yıl ilki düzenlenen “Uluslararası Sürdürülebilir Gıda, Butik Tarım ve Biyoçeşitlilik Kongresi ve Gezisi” programında bir araya geldi.
Batalhöyük’te gerçekleşen ve açılış konuşmalarıyla başlayan panellerde doğru gıda, ev butik tarım uygulamaları, tüketiciye ulaştırılması, yeni nesil sürdürülebilir butik tarım çiftlik modelleri, ticaret borsalarının gıda sürdürülebilirliğine etkileri, kooperatiflerin tarım ekonomisine etkisi konuları uzman konuk ve konuşmacılar eşliğinde işlenecek, tecrübeler anlatılacak.
Öte yandan panellerin açılış töreni öncesi katılımcılar baklava workshoplarına katıldı. Gastronomi ve Tarımsal Eğitim Merkezi’nde yerel ürünler tanıtılırken Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen ata tohumu çalışması neticesinde Şahinbey ilçesine bağlı Hacıköprü’de katılımcılar düzenlenen buğday hasadına katıldı, proje hakkında bilgi aldı.
Törende konuşan Gaziantep Valisi Davut Gül, Gaziantep’te görev yaptığı süre boyunca şehrin büyük bir çalışma içinde olduğunu gördüğünü ifade etti.
Gaziantep’in büyük bir şehir olduğunu belirten Gül, “Büyükşehir Belediyesi liderliğinde bütün çalışma arkadaşlarımızla, ilçe belediyelerimizin destekleriyle çok güzel işler yapılıyor. Her bir etkinlikte bir önceki sene yapılan etkinliklerin sonucunu görüyoruz. Kurulan kooperatifler, ata tohumları, baharat kütüphanesi, çiftçilerin organize edilmesi, üretici birliklerinin ihtiyaçlarının karşılanması çalışmalarının her biri kalkınma modelinin bir parçası. Her biri Gaziantep’e değer katıyor. Hiç şüphesiz her söylediğinizin bir karşılığı var, her söylediğinizin karşılığı Gaziantep’te, Gaziantep modeliyle yerine getirilmeye çalışılıyor.” dedi.
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin de Farm Network ile Türkiye’de bu alanda yetişmiş en büyük markaların, akademisyenlerin ve yazarların bir araya geldiğini belirtti.
“Bereketli hilalin ortasındayız”
Covid-19 salgının da tünelin ucunun gözüktüğünü belirten Şahin, “Hep birlikte normalleşmeyi yakalayıp önümüzdeki hedeflere hızla gitmek için bir aradayız. Bu iş emek istiyor, vizyon, hedef, gayret, iman, aşk istiyor. Bereketli hilalin ortasındayız, Mezopotamya’dan Doğu Akdeniz’e açılan kapıyız. Büyük bir coğrafyanın büyük bir medeniyetin emanetçileriyiz. 1994 yılında Cumhurbaşkanımızın başlattığı bir belediyecilik anlayışı var. Artık ‘altyapı belediyeciliği bitmiştir, kültürel, sosyal belediyecilik yükselen bir değerdir’ dedi. ‘Artık şehir ekonomisi bir belediye başkanının en büyük sorumluluğudur’ dedi. Burada araştırma yaptık. Küresel ölçekte bu şehrin rekabet etme gücü nedir buna baktık. Artık şehirler, şirketler, üreticiler yarışıyor. Sanayimiz var, gıdaya dayalı sanayi bizim en önemli noktamız. Kendi kendine yetmenin ne olduğunu pandemi bizlere öğretti. Elimizde büyük bir kültürel hazine var. Artık ‘ne kadar altının, petrolün var?’ diye sormuyorlar. Kültürel mirasını soruyor. Bu topraklarda 5 antik kent var.” diye konuştu.
“58 tescilli ürünle en fazla coğrafi işaret alan şehir olduk”
Daha öncesinde başlatılan Fıstık Festivali’ne değinen Şahin, “Biz bu yapılanları alıp yukarıya taşımak, küresel gündemi yakalamak istedik. Gastronomide başlattığımız çalışmada festivalde çok önemli bir mesaj verdik. ‘Topraktan, güneşten tarihten gelen lezzet’. Her şey toprakla, ağaçla başlıyor. Bu coğrafyaya Rabbim her türlü nimeti veriyor. Tam da bunun için bu alanlara çok ciddi gayret gösterdik. Kooperatifleşmede farklı bir söz söyledik ama gastronomi ile birlikte tohum bankası ve baharat kütüphanesi kurmak için çalışmaya başladık. Çalışmalarımızla ata tohumuna döndük. Bu coğrafya da su sorunu var. Biz bir yandan Düzbağ ile su getirirken, bu topraklara direnci yüksek, az su isteyen tohum gerektiğini anlattık. Tohumda dedelerimde idi. Bize güvendiler tohumları emanet ettiler. Daha öncesinde dağıtılan sertifikalı tohumlarda alınan verimin 3 katını bize emanet edilen tohumları ekip çoğaltarak aldık. Bunu daha az su kullanarak yaptık. Öte yandan coğrafi işaretlemeler. Doğru uygulama ile 58 tescilli ürünle en fazla coğrafi işaret alan şehir olduk. Ürünlerimize başka birileri sahip çıkıyorsa kendi ekonomisine çeviriyor ise halen sorun devam ediyor demektir. Bunun için ne gerekiyorsa çalışacağız.” diye konuştu.
“Doğaya saygılı, insana saygılı bir sistemi yönetmek gerekiyor” diyen Şahin, “Bugün Oğuzeli’nin narı, Karkamış’ın nanesi, Araban’ın sarımsağı şifa kaynağı. Bütün bilim dünyası salgına karşı ‘bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi gerek’ diyor. Bunun için Gaziantep’e gelecek, bu şifa kaynağı ürünleri yiyecek kendini koruyacaksın. 'Şimdi Gaziantep’e gelme zamanı' diyorum.” ifadelerini kullandı.
Organizasyon sahibi Gökmen Sözen ise yaptığı konuşmada Farm Network ile amacın Gaziantep’ten İzmir’e, Antalya’dan Rize’ye, Kastamonu’dan Edirne’ye kadar oldukça kapsayıcı bir tarım zinciri oluşturmak ve ortak akılla da dünyaya ve Türkiye’ye daha farklı bakış açısıyla yaklaşmak olduğunun altını çizdi. (İLKHA)