• DOLAR 34.556
  • EURO 36.013
  • ALTIN 3000.591
  • ...
Davutoğlu: Sükutumuz boyun eğmek değildir
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Davutoğlu'nun konuşmasından öne çıkan başlıklar:

Son bir aydan fazladır birçok iddialar ortaya atıldı. İddialar olur, hele iddia sahipleri meşhur değilse iddiaları dağılır gider. iddiaları kalıcı kılan iddialara muhatap olanların refleksleridir. İlk videodan itibaren bunlar yanlış, yalandır, delillerimiz de bunlardır demiş olsalardı. Emin olun bu tartışmalar ikinci videoda bitebilirdi.

Devletin itibar kaybetmesi hiçbirimizin menfaatine değil. Ama ortada devletin itibarı da siyasetin güvenilirliği de kalmadı.

17-25 aralıkla ilgili tutunduğu takım unutuldu mu zannediliyor?

Sayın Cumhurbaşkanı 17-25 Aralık meselesinde 'bir hükümet darbesidir' dedi. Yolsuzluklarla ilgili bir araştırma komisyonu kurdurdu. Bakanları istifa ettirdi. Ama daha sonra ne zaman yolsuzluk lafı edilse sen FETÖ'cü müsün diyerek milleti suçladı. Ve yolsuzlukların üstünü 17-25 Aralık ile kapatmaya kalktı.

Benim tutumum nedir? 17-25 Aralık meşru hükümete karşı darbe teşebbüsüdür. Ama Cumhurbaşkanı'ndan farklı düşündüğüm konu şu hangi gerekçeyle olursa olsun ve kim olursa olsun, yolsuzluklara kim bulanmış olursa olsun ona karşı mücadeleyi FETÖ'ye karşı mücadele kadar önemli ve kararlı bir şekilde sürdürürüm. Çünkü yolsuzlukların olduğu yerde FETÖ gibi yapılar ortaya çıkar. Şimdi FETÖ gitti başka yapıların devlete nasıl musallat olduğunu görüyoruz. Çünkü bu yapılar asalak gibi kan emerler. Kan emmek devlette yolsuzluk demektir.

Sayın Bahçeli'nin ketumiyet meselesinde bir konuya daha açıklık getireyim; Sayın Bahçeliyle biz koalisyon görüşmesi yaptık oradaki herkes şayet. 4 teklif götürdüm kendisine.

Kalıcı koalisyon yapalım dedim. Terörle mücadele yapıyoruz omuz omuza verelim dedim. Olmaz dedi.

Geçici koalisyon yapıp memleketi seçime çoğunluk sahibi hükümet olarak götürelim olmaz dedi.

Ben azınlık hükümeti kurayım destek ver. Meclis'ten güven oyu alayım, terörle mücadeleyi Meclis'ten güven oyu almış bir başbakan olarak yürüteyim dedim. Olmaz dedi.

Anayasal hükümet kuracağız oraya bakan ver dedim. Olmaz dedi.

Şimdi bu dördüne de olmaz dediğinde ben çıkarım dedim Sayın Bahçeli'ye; çıkar bunlara hayır dediğinizi söylemek durumundayım çünkü görev yürütüyorum dedim. O zaman oradaki MHP yetkililerinden birisi 'o zaman bütün vebal üstümüze kalır sayın başbakan' dedi. Ben dedim 'sadece hakikati söyleyeceğim başka bir şey söylemem' dedi.

O zaman çıktım söyledim ve kimseden ses çıkmadı. Sonradan öğreniyorum ki Sayın Bahçeli kendi kurullarında kendi tabanına da Davutoğlu bana teklif getirmedi demiş.

Sayın Bahçeli'nin ketumiyetten anladığı bu; siyasi gerçeklerin üstünü örtmek.

Biz devlet yönetimini şeffaf yaparız. Ama bu ağızdan bu devleti zora sokacak bir açıklamaya kimse şahit olmadı.

Ketumiyetten anladığı şu; ister sayın Davutoğlu desin, ister serok Ahmet desin şunu söylüyor: 'Biz sana her türlü iftirayı, hakareti yapacağız, olmamış olayları olmuş gibi anlatacağız olmuş olayları gizleyeceğiz sen ketumiyet adına susacaksın.'

Yok öyle şey Sayın Bahçeli. Şimdiye kadar millet adına sustum. Ama şimdi devlet adına da konuşacağım millet adına da konuşacağım. Hiçbir şekilde susturamazsınız.

Çünkü sizin bizim sükutumuzu yanlış yorumladığınızı görüyorum. Sükutumuz boyun eğmek değildir. Sükutumuz bazen bir feryattan gür bir sestir. Ketumiyetin dersini onlara biz veririz.

Şöyle diyor Sayın Bahçeli; 'bir müddet boyunca beraber olduğu arkadaşlarına şimdi en ağır eleştirileri yapan. Orada dur! Miting meydanlarında Tayyip Erdoğan'a yağlı urgan fırlatan kimdi? Peki Sayın Erdoğan'ın sana benim ağzıma edeben almayı düşünemeyeceğim sözleri sarf etmesi kimle kim arasında yaşandı?

İnsanları yarı yolda bırakmak diyorsun ya ben onları yarı yolda bırakmadım. Onlara altın tepsi içinde Yüzde 49,5 Türkiye'nin en çok oyuyla seçilmiş bir iktidarı faizin yüzde 7 doların 2,80 olduğu bir ülkeyi altın tepside bıraktım. Sadece ve sadece devlet krize girmesin aramızdaki hukuk bozulmasın diye.

Sen ne yaptın? Sayın Ecevit ile koalisyon kurdun. Ve müveddet bir talebe gibi el pençe divan durdun. Ve Ecevit'in en zayıf, hasta olduğu olduğu bir dönemde çıktın Ecevit'le konuşmadan ülkeyi seçime götürdün ve Ecevit'in iktidarına son veren sensin başkası değil.

O yüzden Sayın Erdoğan'a buradan sesleniyorum. Bakmayın sizi arabanın kapısına kadar el pençe divan uğurlayan Bahçeli'ye ne zaman nerede ne yapacağı belli olmayacağı gibi bir sabah kalktığınızda kendinizi iktidardan olmuş görebilirsiniz. O bizim ahlakımızla ahlaklanmadı. Bizim gibi makamı size bırakıp arkasına bakmadan gidecek gibi bir tavır içine girmez emin olun.

Bu haberler de ilginizi çekebilir