SELAMLAŞMAK
Ey iman edenler, evlerinizden başka evlere, yakınlık kurup ve (ev halkına) selam vermeden girmeyin. Bu sizin için daha hayırlıdır; umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz.[1]
Bu güzel ayetten sonra sizlere selamın anlamını paylaşacağım.
Selam nedir?
Selam; Duadır, Rahmettir, Berekettir. Selam; Saygıdır, Sevgidir, Güvendir, Selam; Barıştır, Dostluktur, Muhabbettir ve Selam; Gönülalmak`tır, Sorumluluktur.
Selam Hz. Âdem babamızdan başlayıp bu günlere gelmiş ve cennete kadar sürecek olan ebedi bir (ibadet) duadır . Bu bir ayatte böyle geçiyor; İşte onlar, sabretmelerine karşılık (cennetin en gözde yerinde) odalarla ödüllendirilirler ve orda esenlik dileği ve selamla karşılanırlar.[2]
Selam İnsanlar arasında birbirilerine saygı, sevgi, barış ve esenlikler dilemektir, selam insanlar arasında güven ve muhabbetti artırmaktır, selam tanıdık tanımadık herkese edilen duadır. Kısacası selam çok güzel bir saygi ve sevgi ifadesidir. Peygamber efendimiz(s.a.v) "Mümin kardeşine selam vermek, yanına gelince ona yer göstermek ve hoşlandığı isimle hitap etmek, aradaki sevgiyi pekiştirir." (Taberani)
Selamın tam manası yani sünnete uygun olanı şekli şöyledir; "Es-selamü aleyküm ve rahmetullahi ve berekatuhü"(Allahın selamı, rahmeti ve bereketi üzerine(üzerinize) olsun) yada "selamun aleykum" şeklindedir. Bu selamı alan kimse artık bir borcun altına girmiş ve selamı cevaplamak ona farz olmuştur. "Bir yere girerken oradakilere selam vermek borç olduğu gibi, çıkarken de selam vermek borçtur." (Beyhaki) Selamı alan kişi şu şekilde; ve aleykum selam rahmetullahi ve berekatuhü" yada " aleykum selam" cevapını verilse sünnete en uygun olanını yapmış olur.
Selam tanıdık tanımadık tüm insanlara sürekli hiç bıkmadan, usanmadan verilmelidir aynı şekilde tam manasıylanda selama icabet etmek (farzdır) gereklidir. Bunuda bir ayettle allah bizlere bu şekilde bildiriyor; "Bir selamla selamlandığınızda, siz ondan daha güzeliyle selam verin ya da aynıyla karşılık verin. Şüphesiz, Allah her şeyin hesabını tam olarak yapandır."[3]
Selam bir topluluğa yada bir kişilik bir ortamda bile olsa edebe uygun şekilde verilmeli ve insanlar arasında ayrımcılık yapılmamalı ve kişiler makam ve mevki durumuna göre hor görülmemelidirler. Selam yoldan geçerken, alışveriş yaparken eş ve dost ziyaretlerinde bulunulan her oltamda verilmelidir. Selamı verirken mümkün oldukça güler yüzlü yani tebessüm ederek verelim bunu yaparsak hem selamdan hemde tebessümden hayır sahibi oluruz bunuda bir hadis böyle doğruluyor "peygamber efendimiz bir hadisinde Buyurdular ki; Kardeşinin yüzüne karşı güler yüzlü olman bir sadakadır."
Bizler bugünlerde yani selamın en çok kullanılması gereken bu dönemde insanları hayra, duaya, barışa, birlik ve beraberliğe en çok bu günlerde çağırmalıyız ve bunu yaparken her zaman ilk önce kendimizi ön planda tutmalı ve selamı ilk veren kişi biz olmalıyız. Çünkü; selam karşı tarafa; - Bana güvenebilirsin, Benden sana zarar gelmez, Ben Müslümanım gibi anlamlı ve güvenilir mesajları velir.
Selam kelime anlamında birçok güzel hal ve hareketleri taşısada başka bir manayla yada sözcükle asıl manasını ve tesirini taşıyamaz. Bunu bizlere sevgili hocamız (rahmetli) A.Celil CANDAN kendi kitabında şöyle ifade ediyor; Günaydın, Tünaydın, hayırlı akşamlar, barış ve esenlikler üzerine olsun benzeri ifadeler selamın yerini tutmaz. Yabancı dilde selam karşılığı kelimeler kullanılmaz. Zira bu ifadeler hem selamın anlamını vermez, hem de selamın sembol oluş şeklinide yerine getirmezler. Yabancı ülkede selam veren birinin Müslüman olduğu anlaşılmış olur."[4] Zaten bunu bir ayette bunu böyle doğruluyor; Ey iman edenler, siz de ona salat edin ve tam bir teslimiyetle ona selam verin.[5]
Asr-ı saadet döneminde selamlaşmak çok yaygındı o kadar yaygın kullanılıyordu ki. "iki sahabe yoldan geçerken önlerine onları ayıracak bir dilek yada ağaç çıksa yan yana geldiklerinde selamlaşırlardı. Bu durumu alaya alan kimseler onlara; - beraber olmanıza rağmen sürekli selamlaşıyorsunuz? Sorularını sorduklarında sahabe; - kısa sürede olsa, ola ki şeytan aramıza girmiş olabilir. Şeklinde cevap velilerdi
Evet selamı konuşurken asr-ı saadetten bir misal verdim ve bunu velirkende bu günlerde verilmekten utanılan, çekinilen, ve verildiği zamanda bazen alaycı bir şekilde verilen sözde selam(!) türlerini sizlerle paylaşacağım. Öyleki bazı insanlar selamı öyle bir hale getirmişler ki kelime manası dalga geçmek, alay etmek, hor görme, saygı göstermemek ve daha bunca kötü anlamları almış.
Günümüzde bir çok insanda bilerek mi yoksa bilmeden mi selam yerine; naber?, nasıl gidiyor?, iyi misin? Şeklinde kelimeler kullanıyorlar. Kimileride bunu daha alaycı hale getirip küçük büyük ayrımı yapmadan; Naber kanka, Nasıl gidiyor ağa, Hacı nasılsın? Gibi kelimeleri birbirileri arasında karşılıklı olarak kullanıyorlar.
Bizler bunca iğrenç davranışları merak ederken yakın zamanda şehir dışından gelen bir dostumdan işittiğim ve duyduğumda merak ettiğim bir kelimeyi yani birilerine göre selamın yerine geçen bu lafları işittim; PAMPA veya PAMPİŞ hiç fark etme. İkiside benzer. İlk etapta merak ettim acaba bu bir eşya ismi mi yoksa tıp dilinde kullanılan bir kelime mi diye meğer hiç biri değilmiş Allahın selamı dolaylana dolaylana bu şekli almış (allah bizleri af etsin)
Sevğili okurlar; kimi insanlarda bir ortama veya buluşmaya gidince insanlık hali selam vermeyi unutabiliyorlar bu gayet normal bir durumdur ama bunu karşı tarafı mahcup edecek şekilde kullanmak selamın asıl manasını yetirtmesine sebep olur. Yani, "selamu aleyküm" yerine "aleyküm selam"dememiz hiçte yerinde olmayacaktır.
Çünkü; gelen kişi mahcup olmuş olur ve hiç olmadık yere onun günahını almışta olabiliriz.eğer insanlar bunu bile bile yapmaya devam ediyorsa onlara bu ayeti hatırlatmak isterim. Ve eminim ki bunu okuduklarında bir daha bu hatayı yapmayacaklardır. "Şimdi sen, aldırış etmeksizin onlardan yüz çevir ve: "Selam" de. Artık onlar bileceklerdir.[6]
Ayrıca selem, hayatta olan kimselere verildiği gibi ölülere verilmelidir. bu hadislerde de mevcuttur. Özellikle kabir ziyaretlerine girerken selamı tam anlamıyla söylemek daha faziletlidir.
Aynı şekilde boş bile olsa bir mekâna girdiğimizde selam vermeyi unutmamalıyız. Peygamber efendimiz(s.a.v)Buyurdular ki; Yeryüzünde Allah`ın seyyah melekleri vardır. Onlar ümmetimin selâmını (anında) bana ulaştırırlar.
Ayrıca Diyanet İşleri Bakanlığı 2011 -2012 yılları arasında selamı yaygınlaştırmak için tüm ülkede selam kampanyası başlatmıştı resim, afiş ve Cuma hutbelerinde sık sık bunu insanlara paylaşıyorlardı. Bu çok güzel ve yerinde bir davranıştı. Yine buna benzer bir kampanyada geçen sene şehir stadyumunda, sahabeleri anlatmak üzere şehrimize gelen değerli abilerimizin. Misafirlerin hiç beklenmedik bir anda herkesin birbirine dönüp selamlaşmasını, kucaklaşmasını istemeleriydi. Burada amaç selamı yaymak ve sürekli tekrarlamak üzere insanlar hatırlatmaktı. Onları bir kez daha kutluyorum ve bu güzelliklerin devam etmesini yüce Mevla`dan diliyorum.
Konuyu bitilirkende sizleri Kur`an-ı kerimden bazı ayetlerle selamlıyorum;
"Selam olsun Allah`ın ayetlerine inananlara.[Enam, 54]
Selam olsun İman edip Salih amel işleyenlere.[Tevbe ,9-10]
Selam olsun Cennetliklere.[Araf, 46]
Kaynaklar;
[1] (NUR SURESİ / 27)
[2] (FURKAN, 75)
[3] (NİSA SURESİ / 86)
[4]BİD`AT VE BATIL İNANÇLAR ANSİKLOPEDİSİ SF:626
[5] (AHZAB SURESİ / 56)
[6] ](ZUHRUF SURESİ / 89)
FAHRETTİN CANDAN
candanfahri@msn.com