`Herkes ile kavgalı olan hükümetin getireceği barıştan endişeliyim`
Eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar çeşitli gezi ve incelemelerde bulunmak üzere geldiği Bitlis`te basına yaptığı açıklamada, "Herkes ile kavgalı olan hükümetin getireceği barıştan endişeliyim" diye konuştu.
BİTLİS - Muş`tan karayolu ile Bitlis`e gelen Eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar`ı Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bitlis İl Başkanlığı yönetim kurulu üyeleri karşıladı. Nur Caddesi üzerinde bulunan CHP Bitlis İl Başkanlığı binasında basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Sağlar, son günlerin gündemi olan İmralı sürecini değerlendirdi. Sağlar, süreci desteklediklerin, ancak AK Parti hükümetini samimi bulmadıklarını söyledi.
Hükümetin yanlış politikaları yüzünden Bitlis`te işsizlik oranı yüzde 50`lere ulaştı
Sağlar açıklamasının devamında, "Bitlis tütünü ve tekel fabrikası hem Bitlis`in ekonomisine büyük katkılarda bulunuyordu, hem de Bitlis tütünü dünyanın en kaliteli tütünlerinden birisiydi. Bugün iktidar bunların hepsini yok sayan bir hale geldi. Üreticilik yapan, balcılık yapan, tarımda bulunan, tütün eken yok oldu. Bu yüzden Bitlis`te işsizlik oranı yüzde 50`lere ulaştı. Şimdi de her genç geleceği ile ilgili düşünmeye başladı. Gençlerimiz geleceğinden endişe eder hale gelmiştir. Tarlada, bağda ve bahçede çalışan köylünün alın terini kuruttular. Ekmek kapılarına adeta yaptıkları yasalarla ambargo koydular. Bunun adına halkımıza hizmet ediyoruz dediler" ifadelerini kullandı.
30 yıllık kanlı savaş sadece 50 bine yakın insanımızı öldürmedi
Sağlam sürecin geldiği aşamayı değerlendirirken, "30 yıllık kanlı savaş sadece 50 bine yakın insanımızı öldürmedi, aynı zamanda 500 milyar dolar olarak hesaplanan geliri de yok etti. Bugün Türkiye dünyanın 6`ıncı büyük silahlı gücüdür. Bu silahlanmaya ayrılan para, hastaneye, yola, çeşmeye ve en önemlisi insan yatırımı olan eğitime okula ayıracağımız paradır. Hepimizin daha rahat yaşayabilmesi, Bitlis`teki bütün gençlerin işsizlikten kurtulabilmesi, aş bulabilmesi, evlenebilmesi ve daha kaliteli bir yaşam sürebilmesi için harcanabilecek bir para iken, bunu biz bir inat uğruna emperyalist güçlerinde baskısı ile bir inkârı kalıcı kılmak uğruna harcadık. Dolayısıyla bugün geldiğimiz nokta son derece önemlidir" dedi.
Herkes ile kavgalı olan hükümetin getireceği barıştan endişeliyim
Başbakan`ın herkesle kavga eden, herkesi ayrıştıran bir üslupla barışı nasıl kuracağına karşı tereddütleri olduğunu belirten Sağlar, "Buna rağmen barış dediği yerde biz varız. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz sonuna kadar varız. Cumhuriyet Halk Partisi ve Sosyal demokrat Halkçı Parti 1991 yılında sosyal demokrat anlayış ile barışın gelmesi doğrultusunda çok önemli bir adım atmıştı. Halkın Emek partisi ve SHP birlikte parlamentoya gitti. Burada barışın çözüleceğini açıkça söyledi. Bunu denedi ve bedel dahi ödedi. Biz parlamentoda barışın çözümü için öneride bulunduk. 2011 seçimlerinden sonra akil adamlar ve hakikatler komisyonunun kurulması için yasa teklifi verdik. 30 yıldır sosyal demokratlar olarak, kanın durması için mücadele ediyoruz. Elimize fırsat geçtiği zamanda gerekeni yapıyoruz" şeklinde konuştu.
Süleyman Demirel, Kürtlerin varlığını inkar eden bir devletin temsilcisiydi
Kültür Bakanı olduğu dönemde Kürtçe konuşulması, dilin serbest bırakılması Kürtçe türküler okunması, Memu-Zin filminin çekilmesi ve birçok adımların atıldığını kaydeden Sağlar, "İlk defa Türkiye Cumhuriyeti tarihinde 49. hükümet Diyarbakır meydanına geldi. `Kürt terakkisini tanıyorum` dedi. Süleyman Demirel Kürtlerin varlığı inkar eden bir devletin temsilcisiydi. Bu sosyal demokratların getirmiş olduğu bir açılımdır. 22 yıl önce CHP`nin başlatmış olduklarını bugün devam ettirmiş olsaydı siyasi partiler, 10 yıl boyunca AKP bunu devam ettirmiş olsaydı bugün Türkiye bambaşka bir yerdeydi" dedi.
"AKP önce kendi yandaşlarının ekonomik barışını sağlamaya çalıştı"
10 yıl boyunca Ak Parti`nin barıştan bahsetmedini vurgulayan Sağlar, "Önce kendi yandaşlarının ekonomik barışını sağlamaya çalıştı. 2010 yılında 6 milyarder, 2013 yılında 40 milyarder yarattı. Onlarla birlikte şimdi yeni bir adım atıyor. Bundan sonra ne yapacağını bilemem. Bundan 3 ay önce Abdullah Öcalan`ın idamını isteyen, Kürtleri yok etmeye ve dokunulmazlıklarını kaldırmaya çalışan başbakan, bugün barış diyor. Şimdi biz o barış dediği yandayız. O gün dokunulmazlıkları kaldırmak isterken ve idamı isterken karşısındaydık. Şimdi barış dedi, barış için onun yanındayız. Barışı Sonuna kadar desteklemeye devam edeceğiz. Türkiye`nin Kürdü, Çerkezi ve Lazı ile kucaklaştığı, büyüdüğü ve demokrasinin hak ve özgürlüklerin, eşitliğin sağlandığı her adımın arkasındayız. Ama bunları engelleyecek ne söylenir, bunu şimdiden kestirmek çok zor. AKP başkanlık sistemi için pazarlık yapıyor, sorusu kamuoyunun beyninde oluşan bir düşüncedir. Ben diyorum ki başkanlık sistemi çok kötü bir sistemdir. Bunu neye göre, nasıl yapıyorsa yapsın, sonuç olarak barış Türkiye`nin gelişmesi ve aydınlanması için çok önemli bir adımdır. Bu nedenle barışı desteklemek gerekiyor. Bundan çıkar ve menfaat bekleniyorsa bunun sorumlusu bedelini tek başına öder" ifadelerini kullandı. (Şükrü Tontaş - İLKHA)