Afrika ülkesinin Devlet Başkan Yardımcısı Nangolo Mbumba, "Hiçbir para birimindeki hiçbir miktar para, bir insanın hayatını gerçekten telafi edemez" dedi.

Windhoek yönetiminin Almanya ile geçen ay sona eren altı yıllık müzakerelerin sonuçları hakkında açıklamalarda bulunan Mbumba, "İki hükümet arasında üzerinde anlaşmaya varılan 1,2 milyar euronun yeterli olmadığını ve başlangıçta Alman Hükümetine sunulan ilk tazminat miktarını yeterince karşılamadığını kabul etmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Mbumba basın toplantısında, "Bunlar yapmak zorunda olduğumuz tarihi seçimler, çok zor olsalar da. Almanlardan para koparmak için başka fırsatlar olsaydı, yapabilirdik. Hiçbir Namibyalının paranın, öldürülmeyi, ülkenizden kovulmayı, telafi etmeye yeteceğini düşüneceğini sanmıyorum; bunu hiçbir para yapamaz" diye konuştu.

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, 28 Mayıs'ta Berlin'in, Herero ve Nama halklarına karşı işlenen suçları ilk kez "soykırım" olarak kabul ettiğini belirtmiş, jest olarak 30 yıl içinde kurbanların torunlarını desteklemek için 1,2 milyar euroluk bir fon oluşturulacağını duyurmuştu.

Namibya’da soykırıma uğrayan Herero ve Nama halklarının temsilcileri, Almanya’nın soykırımı kabul ederek Namibya hükümetine sunduğu “yardım” teklifini kabul etmediklerini açıkladı.

Herero olağanüstü şefi Vekuii Rukoro, iki hükümet tarafından kabul edilen anlaşmayı, tazminat ödenmesini içermediği için "hakaret" olarak nitelendirdi.

Namibya'da ne oldu ?

Namibya, 1884 ila 1915 yılları arasında sömürge dönemi “Alman Güney Batı Afrika’sı” olarak anılmış; 75 yıl Güney Afrika yönetiminde kaldıktan sonra 1990'da tam bağımsızlığını elde etmişti.

12 Ocak 1904'te, Samuel Maharero idaresindeki Hererolar halkı Alman sömürge idaresine isyan etti. Ağustosta, Alman generali Lothar von Trotha Waterberg Savaşında isyancıları yenerek aileleriyle birlikte bölgeden Omaheke çölüne sürdü. Ekimde ise bölgedeki bir başka halk olan Namalar da isyan ettiler. Almanlar onlara da aynı şekilde davranarak 65,000 Herero'yu (toplam nüfuslarının %80) ve 10,000 Nama'yı (toplam nüfuslarının %50) yok ettiler.. İki ülke tarihi uzlaşı için 2015 yılında bu yana görüşmelerde bulunuyordu.

Katliamda en çok kullanılan yöntem ise yerli halkı çöle sürüp orada susuzluktan ya da önceden zehirlenmiş içme suları ile öldürmekti.