MUVATTA
Hem hadis hem de fıkıh kitabı olan Muvatta, ilk baskısı içinde 9000 hadis taşıyordu. Muvattayı defalarca kısaltan İmam Malik eserine son şeklini altı yüz müsned hadis, 222 mürsel hadis, 613 mevkuf hadis ve 285 de tabiînin görüşlerini içerecek biçimde vermiştir. Toplam hadis sayısı 1720dir.
Doğruhaber
Şeyh Veliyyullah Dehlevî de Muvatta ile ilgili “Muvatta kitabı kitapların en sahihi, en meşhuru, en eskisi ve en kapsamlısıdır” demiştir.
Ümmet-i Muhammed onunla amelde, rivayet ve dirayetleriyle içtihatta ittifak etmişlerdir. Müşkül ve kapsamlı yerlerini şerh etmek için ilgi göstermiş, manalarını çıkarmağa ve binalarını yükseltmeğe ihtimam etmişlerdir.
Mezhepleri araştıranlar ve insaflı olanlar kesin olarak şunu bilirler ki Muvatta, Malikî mezhebinin dayanağı ve temelidir; Şafiî ve Hanbeli mezheplerinin de başıdır; Ebu Hanife ve iki arkadaşının mezhebinin de kandili ve lambasıdır.
Bütün mezhepler Muvatta’ya nisbetle metinlerin şerhleri gibidir. Onlar o büyük ağacın dalları gibidir.
İmam-ı Şafii (r.a) bu hususta “Allah’ın dininde Allah’tan başka Mâlik’ten daha çok minnettar kaldığım bir kimse yoktur” demiştir.
Şu da bilinmektedir ki Sahih-i Müslim, Sünen-i Ebi Davud ve Sahih-i Buharî’nin fıkıhla ilgili kısımları ve Cami-i Tirmizî Muvattan’ın alıntılarıdırlar.
Malik Bin Enes’in büyük istifadelere vesile olan bu kıymetli eserini değerli ilim adamı, pek çok ilmî ve İslâmî eseri bulunan Doç. Dr. Abdülvehhab Öztürk, Türkçeye tercüme etti. 2 büyük boy cilt olan ve 1200 sayfadan oluşan eser, tam metin ve eksiksiz tercümedir. Dili sade, akıcı ve sürükleyicidir.
Her kütüphanede bulunmasında büyük fayda görülen Muvatta Tercümesi, Kahraman Yayınları tarafından titiz bir baskı ile kültür hayatımıza kazandırılmıştır.
İMAMLARIN İMAMI VE MEDİNE’NİN ÂLİMİ: MALİK BİN ENES
Şeyhülislam, ümmetin delili, hicret yurdu Medine’nin imamı, Malik bin Enes bin Malik bin Ebi Amir bin Amr bin Haris bin Huseyl bin Amr bin Haris…
Zu Asbah bin Avf bin Malik bin Zeyd bin Şeddad bin Zür’a, bu Küçük Himyer’dir, sonra da Asbahî’dir ki Kureyş’ten Temimoğullarının müttefiğidir. Bunlar da on cennetlikten Talha bin Ubeydullah’ın kardeşi Osman’ın müttefikleridirler.
Medine’de tabiînden sonra ilimde, fıkıhta, ululukta ve hafızlıkta Malik’e benzeyen yoktu. Sahabeden sonra Said bin Müseyyeb, yedi fakihler, Kasım, Salim, İkrime, Nafi ve o tabakadan olanlar gibi idi. Sonra da Zeyd bin Eslem, İbn Şihab, Ebuzzinad, Yahya bin Said, Safvan bin Süleym, Rebia bin Ebu Abdurrahman ve o tabakadan olanlar gibi idi. Bunlar yok olunca Malik, İbn Ebi Zi’b, Abdülaziz bin Macişun, Süleyman bin Bilal ve akranları meşhur oldular. Malik mutlak olarak bunların arasında idi. Etraftan kafileler halinde ona gelirlerdi.
İbn Vehb şöyle demiştir: Malik’ten şöyle dediğini duydum:
“Ben ilmi ancak kendi nefsim için okudum, insanların bana ihtiyaç duymaları için değil.”