Marmara Denizi'nde "ekolojik yıkım"ın adı Müsilaj (deniz salyası)
Marmara Denizi'nde mart ayından bu yana giderek yayılan müsilaj ya da deniz salyası sorunu gittikçe "ekolojik yıkım"a dönüşüyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, deniz salyası sorununa ilişkin, tüm tarafların katılımıyla 4 Haziran'da "Marmara Denizi'nde Müsilaj Sorunu ve Çözüm Önerileri Çalıştayı" yapacaklarını, 6 Haziran'da da "Marmara Denizi'ni Koruma Eylem Planını kamuoyuyla paylaşacaklarını açıklamıştı.
Kurum, yaptığı açıklamada, deniz salyasının Türkiye'nin denizlerini tehdit eden önemli sorunlardan birisi olduğunu belirterek, Marmara Denizi'nde görülen çevresel soruna "ortak akılla" çözüm üreteceklerini belirtmişti.
Bakan Kurum, deniz salyasına yol açan üç nedenin öne çıktığını belirterek, bu nedenleri şu şekilde sıraladı:
Küresel ısınma sonucu deniz suyu sıcaklığındaki yükselme
Denizdeki durağanlık
Kirlilik
300 kişilik ekiple Marmara Denizi'nde 91 noktayı, karada da tüm arıtma tesislerini ve kirlilik kaynaklarını denetlediklerini, alınan örnekleri Çevre Laboratuvarında incelediklerini ve bu çalışmaları yerel yönetim ve üniversitelerimizle birlikte yürüttüklerini belirten Bakan Kurum, bu konuda belediyelere büyük işler düştüğünü vurguladı.
Uzmanlar, Marmara Denizi’nde görülen deniz salyasının kaynağının Marmara’daki kirlenmeden ötürü oluşan tür çeşitliliğinin azalması olarak belirtiliyor.
Deniz salyası (müsilaj) nedir?
Balıkçıların nez, ya da salya olarak tanımladığı müsilaj, tek hücreli bitkisel canlılardan bir tür fitoplankton olan Gonyalux fragilis’in yoğun çoğalması ve oluşturduğu renk sarmalı. Türkiye Deniz Araştırmaları Vakfı sarı, beyaz, renkli çamurumsu bu maddenin son iki yıldır, Karadeniz, Marmara ve Ege Denizi’nde suyun üstünde ve altında sıkça görülmeye ve yayılmaya başladığını belirtiyor.
TÜDAV son iki yıldır görülen bu bitkisel canlıların üstel olarak artmasının iki ana sebebinden birinin su sıcaklığındaki artış olarak belirtiyor. İlkbaharla birlikte yükselen su sıcaklıklarının organizmanın üremesini de üstel olarak arttırdığına dikkat çekiyor. Su sıcaklığının mevsim normallerinin 2°C üzerinde seyretmesi de bu sorunu körüklüyor. Vakıf bir diğer sebebin de denizin evsel atıklarla kirlenmesi olduğunu kaydediyor:
Marmara Denizi'ndeki müsilaj sorununa 2007 yılından bu yana dikkat çeken Marmara Çevresel İzleme Projesi bu tür anomaliler denizde kirlenme düzeyinin göstergesi olduğuna işaret ediyor. Proje yöneticisi Levent Artüz çok yapışkan, bulaşkan bir yapıya sahip olan müsilajın denizdeki canlıların sonunu getirebileceğini vurguluyor.
Balık yumurtalarının büyük çoğunluğu denizin yüzeyinde bulunduğuna ve yüzeydeki yumurtalar müsilajın içinde hapsolarak yaşama şanslarını kaybettiğini belirten Artüz, larvalar için de aynı şeyin söz konusu olduğunu kaydediyor. Artüz, müsilajın zamanla, hareket edemeyen (sesil) midye, istiridye, tunikatlar gibi canlıların üzerine de çöktüğünü, deniz çayırlarını örterek ışıkla temaslarını kestiğini belirtiyor. (İLKHA)