Sedat Peker meselesine biz de girelim mi?
Dünyada gündemin en hızlı olduğu ülke Türkiye’dir desek abartmayız sanırım. Başka ülkelerde 2 yılda yaşanabilecek gündem ülkemizde 1 haftada olup bitiyor. Son günlerde gündemi Sedat Peker belirliyor. Peki ne olur derseniz.
Gündem enflasyonu bir ülkede yaşıyoruz.
Şu an 25 yaşında olan gençler 27 nisan e muhtırasını gördüler, Ergenekon sürecini gördüler, Mit krizini, 17/25 Aralık’ı, Çözüm sürecini, 6/8 ekim Katliamını gördüler…
Sonra 15 Temmuz’u iliklerine kadar yaşadılar…
Başbakanlık sistemini de tattılar, başkanlık sisteminden de…
Son günlerde gündem Sedat Peker…
Peker’in Soylu ve Ağar hakkında söyledikleri gündemi sarsıyor…
İlginçtir dün ne yaşadıysak bugün de benzerlerini yaşıyoruz.
Ülke yine ikiye ayrılmış… Dün de böyleydi.
Hatırlayalım…
e muhtıra yayınlanmış.. Asker ülkenin cumhurbaşkanlığı meselesinde aba altından sopa gösteriyor. Siyasetçiler kenetlenip askere “kışlana dön, seni ilgilendirmez” diyeceğine toplumun ve siyasetin bir kısmı e muhtıraya arka çıktı… Çok az kişi bu iş askeri ilgilendirmez, karar verici meclistir diyebildi
Hatırlayalım…
Ergenekon sürecini… genelkurmay başkanı lav silahına boru diyordu bugün… bir evde yakalanan el bombaları ile başlayan süreçte toplumun bir kesime asla ve zinhar askerin darbe planladığını inanmıyordu. Tuhaf değil mi defalarca darbe yapmış ordunun içerisinde birilerinin darbe planlayabileceğine hortlak görmüş muamelesi yapıldı… Asla! Asla inanmam! deniliyordu
Çok az kişi evet Fetö’nün sahte delil üretme çabaları da var ama Ergenekon da var diyebildi….
Hatırlayalım…. 17/25 Aralık sürecinde de benzer tepki verildi.
Toplumun bir kesimi yolsuzluk var diye bağrışırken diğer bir kesim hayır bu hükümete yönelik bir operasyon diyordu. Aslında çok az kişi yolsuzluk da var, yolsuzluğu operasyona dönüştürme de var diyebildi
15 Temmuz olmuş.. Milyonlarca insan sokağa dökülmüş, binlerce insan yaralanmış, yüzlerce insan hayatını kaybetmiş ama toplumun bir kesimine göre “bu sadece bir tiyatro” idi.
Ve gelelim Peker meselesine…
Aşırı derecede politize olmuş suç örgütü lideri olduğu iddia edilen bir insandan bahsediyoruz.
Bu ülkenin ana sorunu birileri hep devleti korumam gerek diye işe başlar sonrasında devletleşmeye başlar..
Peker de devleti korumam gerek diye işe başladı..
Sonrasında bugünlere geldi.
Peker’in niçin isyan ettiği biliniyor.
Yurt dışında gittiği ülkelerde deport edilmiş ve evine yönelik polis baskınında kendi deyimi ile “yanlışlıklar” yapılmış.
Peker’e yapılan küçük bir yanlışlık başkalarının devasa yanlışlıklarının saçılmasına neden oluyor.
Elbette tüm iddiaların yeri mahkemeler..
Susurluk’ta ne yaşandı ise
Ergenekon sürecinde ne yaşandı ise
28 Şubat darbe davaları nasıl neticelendi ise
Muhtemelen bu da öyle olacak..