• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...
HAMAS Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye  “HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK”
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Dış Haberler Servisi

HAMAS Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, terör rejimi israil ile HAMAS arasında varılan ateşkesin ardından açıklamalarda bulundu.

Terör rejimiyle mücadele sürecinin bu aşamasında stratejik ve çok önemli bir zafer kazanıldığını belirten Heniyye, direniş gruplarının, terör rejiminin Kudüs, Mescid-i Aksa ve Şeyh Cerrah Mahallesi'nden elini çekmesi için ayaklandığını ifade etti.

Heniyye, "Başta HAMAS'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları olmak üzere Kudüs Seriyyeleri ve diğer direniş grupları düşmana ağır ve acı bir darbe vurdu. Bunun İsrail, onun askeri ve siyasi kurumları, toplumu ve hatta bu topraklar üzerindeki geleceği üzerinde derin izleri olacak." dedi.

"AKAN KANLAR, MESCİD-İ AKSA İÇİNDİR"

Kudüs'ün, Filistin mücadelesinin özünü teşkil ettiğini ve aynı zamanda Filistinlilerin geleceği ve devletlerinin başkenti olduğunu söyleyen Heniyye, şunları kaydetti: "Filistin halkı ve direniş grupları, geri çekilmeyecek, bir an bile durmayacak ve Kudüs'e doğru yoluna devam edecek. Bu savaşta ve önceki savaşlarda akan bütün kanlar, Kudüs ve Mescid-i Aksa için akan kanlardır. Düşmana 'Ateşle oynama ve elini Mescid-i Aksa'dan çek' dediğimizde ne dediğimizin farkındaydık, düşman da bunu gördü."

“DİRENİŞ, DÜŞMANA UNUTAMAYACAĞI BİR DERS VERDİ”

Gazze'deki direniş gruplarından övgüyle söz eden Heniyye, "Bu gruplar düşmana unutamayacağı bir ders verdi, işgalcinin temellerini sarsan acı bir darbe vurdu, dengesini kaybettirdi, hesaplarını bozdu." ifadeleri kullandı.

Heniyye, direnişin artık daha güçlü olduğunu, iman ve iradenin yanı sıra yaratıcı bir akla sahip olduğunu vurgulayarak, "Direnişin elinde kozları var, ulusal bir davası var, Filistin'in kurtuluşu ve israil hapishanelerindeki tutukluların özgürlüğüne kavuşturulması davası var." dedi.

"İSRAİL'LE MÜCADELEDE DÖNÜM NOKTASI"

Kazanılan zaferin stratejik bir zafer olduğunu kaydeden Heniyye, "Kudüs'ün Kılıcı savaşından sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bu savaş pek çok aşamanın üzerine sünger çekti ve yeni aşamaların kapısını araladı. Bu aşamada pek çok zafer ve başarılar kazanılacak, stratejiler oluşturulacak. Bu nedenle biz bu savaşı, İsrail'le mücadelede, tarihi bir sıçrama ve çok büyük bir dönüm noktası olarak görüyoruz." ifadesini kullandı.

HAMAS lideri, kazanılan zaferin hem Filistin iç siyasetinde, hem İslam dünyası hem de dünyadaki vicdanı hür insanlar ve uluslararası camia düzeyinde etkileri olduğunu aktardı.

“DİRENİŞ, ÖZGÜRLÜĞE GİDEN EN KISA YOLDUR”

Heniyye, "Direniş, özgürlüğe ve Filistin'e geri dönüşe giden en kısa yoldur. Çünkü bu savaş, müzakere hayalini, Yüzyılın Anlaşması planını, yenilmişlik kültürünü, İsrail'le ortak yaşam ve diplomatik ilişki kurma projelerini ortadan kaldırmıştır." diye konuştu.

Heniyye ayrıca, gelecek dönemde Filistin'in İslam ve Arap dünyası ve uluslararası camiayla ilişkilerini geliştirmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

ORTAK OPERASYON ODASI: GAZZE DİRENİŞİ, İSRAİL’E YENİ GERÇEKLERİ DAYATTI

Filistin direniş gruplarının oluşturduğu Ortak Operasyon Odası da ateşkes sonrası bir açıklama yaptı.

Ortak Operasyon Odası Sözcüsü Ebu Ahmed, basın açıklamasında, “Tehdit ettik tehditleri yerine getirdik; uyardık sonrasında uyarıların gereğini yaptık; karar verdiğimiz gibi savaşmaya başladık; bu savaşta işgal rejimine yeni gerçekler dayattık ve Allah’ın izniyle devamı da gelecektir.” değerlendirmesinde bulundu.

Bundan sonra Filistin halkının zulme uğramasına izin vermeyeceklerini bildiren Ebu Ahmed, Filistinlilere yahut İslami değerlere yönelik her saldırıya gerekli karşılığı vereceklerini vurguladı.

Açıklamasında Ebu Ahmed, işgal rejiminin, sivil vatandaşları hunharca katletme, yerleşim yerlerini bombalama, gökdelenleri yerle bir etme ve şehrin altyapısını işlevsiz hale getirmekle Filistinlilerin manevi ruhunu öldürmeyi hedeflediğini ama başarısızlığın zilletini tattığını söyledi.

Ebu Ahmed, terör rejimi yetkililerinin, işgal altındaki Kudüs, Batı Yaka ve 48 Toprakları’nın Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılar karşısında seyirci kalacağını düşündüğünü belirterek, beklediğinin aksine tüm Filistin şehirlerinin kıyama kalkmasıyla birlikte hayal kırıklığına uğradığını belirtti.

‘DİRENİŞ, KUDÜS İLE ŞEYH CERRAH KONUSUNDA VERDİĞİ SÖZÜN ARKASINDA’

Öte yandan HAMAS'ın önde gelen isimlerinden Cemal et-Tavil, Filistin direnişinin, Kudüs, Mescid-i Aksa ve Şeyh Cerrah Mahallesi meseleleriyle ilgili verdiği sözün arkasında olduğunu belirtti.

Tavil, Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada, "siyonist oluşumun hezimete uğramasının, bazı tarafların çıkarına ters düştüğünü" ifade etti.

Kudüs, Mescid-i Aksa ve Şeyh Cerrah Mahallesi'ni savunma mücadelesinin devam ettiğini belirten Tavil, "Direniş güçleri, Kudüs, Mescid-i Aksa ve Şeyh Cerrah'la ilgili sözünün arkasında." dedi.

Tavil, Kudüs, Batı Yaka ve israil'in 1948'te bağımsızlığını ilan ettiği topraklardaki Arap vatandaşların yaşadığı bölgelerdeki halk hareketlenmelerinin tam olarak dinmediğini vurgulayarak, "Direnişin, 'Kudüs ve Şeyh Cerrah Mahallesi'ne el sürülmesi, açık çatışmalara yol açabilir' mesajı işgale ulaştı." diye konuştu.

İŞGALCİNİN SALDIRILARINDA 243 FİLİSTİNLİ ŞEHİT OLMUŞTU

Terör rejiminin Doğu Kudüs'teki Mescid-i Aksa'da ramazan ayında ibadet edenlere saldırması ve Şeyh Cerrah Mahallesi sakinlerini evlerinden zorla çıkarma planı bölgede gerginliği tırmandırmıştı.

Gazze’deki Filistinli direniş grupları, işgal polisinin saldırıları sonlandırması için 10 Mayıs Pazartesi günü yerel saatle 18.00'e kadar süre tanımıştı. İşgal polisinin çekilmemesi üzerine Filistinli gruplar, işgal topraklarına yoğun saldırı başlatmıştı.

Bunun üzerine terör ordusu, Gazze’ye yönelik şiddetli bir hava saldırısı başlatmıştı. Saldırılarda genelde siviller ve şehrin alt yapısı hedef alınmıştı. Yaklaşık 10 gün süren saldırılarda 66’sı çocuk, 243 Filistinli şehit olmuştu. Saldırılarda, El-Cezire ve ABD’li AP haber ajanslarının da aralarında bulunduğu uluslararası basın kuruluşlarına ev sahipliği yapan bina da hedef alınmıştı.

Avrupa ülkeleri ve ABD’nin de desteğiyle siyonist rejim saldırılarını artırmıştı. Ancak Filistin direnişinin güçlü tepkisi, işgal rejimini ateşkese zorlamıştı. Mısır’ın arabuluculuğuyla 21 Mayıs’ta yerel saatler 02.00’yi gösterdiğinde ateşkes başlamıştı.

Bu haberler de ilginizi çekebilir