İşgal rejiminin, katliam ve işgalci politikasını sistematik şekilde devam ettirdiğini belirten Yiğit, "Özellikle Ortadoğu bölgesinde bu politikasını kan üzerinde yapıyor. BOP projesi kapsamından gerek Filistin’de gerekse İslam coğrafyasında yaptığı katliam ve suikastlar üzerinden gerçekleştiriyor. Bu yapılan zülüm furyasını toplum artık görüyor ve bu bilinç ile israil’e karşı duruyor." dedi.

“Siyasi ve fiziki şartlar altında ülkemizdeki üsler kapatılmalı”

İşgal rejimini besleyen Türkiye'deki üslerin kapatılması gerektiğini dile getiren Yiğit, şunları söyledi:

"Gerek basın gerek başka şekillerde en ağır şekilde Siyonizm’e karşı yaptırımlar yapmalıyız. İşgalci teröristleri Mavi Marmara'da yaptığı pervazsız saldırılardan görüyoruz, tanıyoruz. Ramazan aylarında Müslümanların duygularının en hassas olduğu dönemlerde yaptıkları katliamlardan çok iyi biliyoruz. Yaptıkları işkence ve uyguladıkları zülüm politikasını da biliriz. Biz kısasa kıssas hükmü ile Siyonizm’e karşı durmalıyız. Gerek ekonomi gerek siyasi veya fiziksel anlamda onlara karşı mücadele etmeliyiz. Dönemler her zaman farklılık gösterir. BM üyesi olduğumuz için genel anlaşmalar kapsamanda müdahil olma noktasında ağır yaptırımlar söz konusu. Bizler bu ağır yaptırımlara karşılık verebileceğimiz düzeyde olduğumuz zaman, ülkemizdeki İncirlik ve Kürecik üslerinin derhal kapatılması gerekmektedir.”

“Sosyal medya silah olmadan savaşların kazanıldığı bir mecra”

Sosyal medyanın etkin kullanılması gerektiğini aktaran Yiğit, "85 milyonluk nüfusu ile genç popülasyona sahip. Siyonizm ve savunucuları bunun farkında. Bu potansiyelimizi gerek sosyal medya gerek basın yollarıyla gençliğin verdiği mücadele hissiyatıyla bunu en güzel şekilde yansıtmaya çalışıyoruz. Meydanlarda yaptığımız basın açıklamaları, oluşturduğumuz kamuoyu, sosyal medya üzerinde yapılan savaşları israil'e ağır psikolojik darbe vuruyor. İşgalci israil, sistematik olarak dünyaya Filistin’e karşı çok ağır bir yaptırım sürecinde. Yaptıkları dezenformasyonlara karşı ülke gençlerimiz olarak sosyal medya yapılanması içerisindeyiz. Kurduğumuz sosyal medya gruplarımızda onların anlayacağı dil ile karşılık vererek yaptıkları zulmü dünyaya aktarmaya çalışıyoruz. Sosyal medya platformu o kadar etkilidir ki, bugün silah olmadan savaşların kazanıldığı bir mecra haline gelmiştir. Gelişmiş dünya ülkeleri bugün fiziki savaşın yanında sosyal medya ve basın yoluyla bunları yürütüyorlar. Bizler biraz daha şuurlu ve bilinçli bir şekilde sosyal medya alanlarını daha aktif şekilde kullanıp, daha sert şekilde cevap vermemiz lazım." ifadelerini kullandı. (İLKHA)