Kanaat önderlerinden siyonist ürünlere boykot çağrısı
İslam'ın sırtına saplanan hançer siyonist işgal rejiminin son bulmasının reçetesi olarak Müslümanların birlik olmasından geçtiğini kaydeden kanaat önderleri siyonistlerin mallarının boykot edilmesinin önemli adım olduğunu belirtti.
Ramazan Bayramı ile birlikte Filistin'de Müslüman kıyımına başlayan işgal rejimi kadın, çocuk, yaşlı dinlemeden binlerce insanın kanını akıtmaya, zulmünün şiddetinin arttırmaya devam ediyor.
İslam ülkelerinde Müslümanlar siyonist işgal rejiminin gerçekleştirdiği katliamlara meydanlara toplanıp lanet ederek tepki gösterdi.
İşgalci terör şebekesinin Filistinlilere yönelik artan saldırıları ve Filistinlilerin evlerinden zorla çıkarılma tehdidiyle karşı karşıya kalması Türkiye genelinde protesto edilirken halk Türkiye başta olmak üzere tüm İslam ülkelerinin liderlerinden işgalci terör şebekesine karşı kapsamlı askeri, siyasi ve ekonomik ambargonun uygulanması yönünde çağrıda bulunuyor. Halk, siyonist terör şebekesini tel'in ederken Filistinlilerin Kudüs ve Mescid-i Aksa direnişine de destek veriyor.
Filistin'de işgal güçlerinin işledikleri katliamlara ise direniş güçleri sessiz kalmayıp karşılık veriyor. Direniş güçleri, işgal rejimine ve işgal edilmiş toprakları füzelerle vurmaya devam ediyor.
Filistin'de gösterilen direniş ile birlikte dünya üzerindeki Müslüman devletlerin sürdürdüğü temasların olumlu olduğu ve devlet yönetimlerinin daha fazla çabanın içine girmesi gerektiğini belirten kanaat önderleri, halkında meydanlarda gerçekleştirdikleri eylemleri sürdürmeleri ve siyonist mallarını da boykot etmeleri çağrısında bulundu.
Ağrı'nın kanaat önderlerinden ve Yeşil Cami İmam Hatibi Molla Abdurrahman Serbest, işgal rejiminin kurulduğu günden beri Müslümanlara zulüm uyguladığını, bu zulmün önüne geçebilmek içinse ümmetin birleşmesinden geçtiğini kaydetti.
Molla Abdurrahman Serbest "israil kurulduğu günden beri bu zulmü Müslümanların başına yapıyor. Müslümanlarında maalesef birlik ve beraberlikleri noktasında sıkıntılar olduğundan, tefrikaya düştüklerinden dolayı bu zulmün altında inlemektedirler. Bu zulmün çözümü ise Ümmet olarak birleşmekten geçiyor." dedi.
Kudüs davasının İslam ümmetinin davası olduğuna vurgu yapan Molla Abdurrahman Serbest, Müslümanların, Yahudi ve Hristiyan ülkelerinin ürettiği ürünleri aldıkları sürece Filistin'de katliamların son bulmayacağını söyledi.
"Bize sattıkları mallar ile mermi alıp bizi tekrar öldürüyor"
"Yaşanan kıyıma sesimizi çıkarmamız gerekiyor. Kudüs, Filistin davası, bütün İslam dünyasının davasıdır." diyen Serbest sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim için Mekke, Medine ne ise Kudüs'te odur. Dolayısıyla bu Arap Birliği ile çözümlenecek bir problem değil, İslam alemi, yani Ümmetin birliği ile çözümlenecek bir problemdir. Ama üzülerek söyleyebiliriz ki, Ümmete sahip çıkacak bir çobanımız (lider) yok. Allah Resulü (Sallallahu Aleyhi Vessellem) buyuruyor, "Hepiniz birer çobansınız" dolayısıyla bize bir çoban, lider lazım. Bu lider bütün İslam alemini biraya getirecek, Yahudi ve Hristiyanlara karşı mücadele edecek. Allah-u Teala Kur'an-ı Kerim'de bildiriyor, "Yahudi ve Hristiyanları dost edinmeyin, onlarla beraber ticarete girmeyin, onlarla alışveriş yapmayın." Biz İslam alemi olarak, Yahudi ve Hristiyanlarla ticaret yapıyoruz, onların mallarını alıyoruz. Dolayısıyla bize sattıkları mallar ile mermi alıp bizi tekrar öldürüyor. Dolayısıyla bizleri o mermilerle katlediyorlar."
Müslüman'ın cihat'ı öncelemesi ve bunu hayatının her anı ile yapabilmesinin önemine değinen Serbest, "Hazreti Ebubekir (Radiallahu Anh) buyur, "Ümmet cihat'ı terk ederse rezil olur" ve bizde cihat'ı terk etmişiz. Önce cihadı yapmamız lazım, cihat denilince aklımıza silah gelir. Her şey silah değildir, biz ekonomik olarak da onlara karşı problem çözme noktasında hareket edersek buda cihattır. Bunun başında malları boykot etmek gelir. Veya kalemimiz, ilmimiz, bilimimizle hareket edersek buda cihattır. Bu şekilde hareket edersek inşallah problemi çözeceğimizi düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
"Cerrahi müdahale lazım"
Kanaat önderlerinden Molla Musa Demir ise işgal rejimine en iyi cevabın mukavemet olduğunun altını çizdi.
Söylediklerine Kur'an-ı Kerim'den ayetleri dayanak olarak gösteren Demir sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tabi bu durum ümmetin kanayan bir yarasıdır maalesef. Biz Müslümanlar olarak dua ediyoruz ama gerçekten reçete Kur’an-ı Kerim'dir malum. Kur’an-ı Kerim'in birçok ayetinde Müslümanların yerleri işgal edildiği zaman, mescitleri kapatıldığı zaman, çoluk çocukları öldürüldüğü zaman Cenab-ı Allah, "Siz de aynı mukavemette bulunun." buyuruyor. İsrail, siyonizim gerçekten bir yara gibi, bir hançer gibi İslam'ın kalbine saplanmış. Bu hançerin çıkarılması lazım, yani cerrahi bir müdahale lazım. Cerrahi müdahale de onun anlayacağı dilde olması gerekiyor. Tabi bizim şu anda Türkiye’de olsun diğer İslam ülkelerinde yapılan bu eylemleri destekliyoruz, ihtiyaçta var. Şiddetli bir şekilde İnşallah devam edecek. Bir Ömer bekliyoruz, bir Selahaddin bekliyoruz, bir Sultan Abdülhamit bekliyoruz bir yiğit çıkacak inşallah. israilin ağzının payını verecek."
"Ümmet birleşirse israil yok olacak"
Ümmet içinde sağlanacak vahdetin işgal rejimini yok edeceğini kaydeden Demir, "Müslümanlar ilk önce birleşmeli. İnanın ki Müslümanlar birleşir ise israil yok olacak. Şu an da Müslümanların birliği eşittir israilin yokluğu demektir. Çünkü Müslümanlar kendi aralarında küçük şeylerle uğraştıkça israil güç kazanıyor. Mesela israil, Birleşmiş Milletler'in kararlarına uymuyor, Avrupa Birliği'nin kararlarına uymuyor, yani dünyada hiç kimseyi dinlemiyor. Burada sadece israilin karşısında güçlü bir İslam ümmeti olur. O da birlik ve beraberlik ile olur. İnşallah bu sağlansa israil ortadan kalkacak, bu problem de çözülecek diye düşünüyoruz." şeklinde konuştu. (İLKHA)