• DOLAR 34.612
  • EURO 36.301
  • ALTIN 2921.63
  • ...
Hamas'ın Kudüs sorumlusu Akkari: Mescid-i Aksa dışında bedel ödeyeceğimiz daha iyi bir yer mi var?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Hamas'ın 2011 yılına kadar rehin tuttuğu işgal askeri Gilad Şalit karşılığında serbest bırakılan yüzlerce Filistinli mahkumlardan biri olan ve şu anda Hamas'ın Kudüs sorumlusu konumunda olan Dr. Musa Akkari İLKHA'ya konuştu.

Akkari, işgalci rejimin saldırılarına rağmen Gazze halkının moral ve motivasyonunun yerinde olduğuna dikkat çekerek direnişin, işgal rejimine diz çöktüreceğine dikkat çekti.

İLKHA muhabirinin son günlerde Filistin'e yönelik saldırılar ışığında Akkari'ye yönelttiği sorular ve aldığı yanıtlar şöyle:

Filistin direnişi ve oradaki son durumu hakkında bizi bilgilendirebilir misiniz?

Bildiğiniz gibi Filistin direnişi grupları özellikle de Hamas, siyonistlerin mübarek Ramazan ayının Kadir gecesinden sonra Kudüs, Mescid-i Aksa'ya yaptığı saldırılara cevap verdi. Radikal Yahudiler ve siyonist askerler Mescid-i Aksa'ya girme planları yapıyorlardı. Filistinliler onlara izin vermeyince de Mescid-i Aksa ve Kudüs'te olaylar oldu. siyonistlerin Mescid-i Aksa'ya zarar vermesi üzerine Hamas hareketi olaylara karşı çıkarak, saldırıları durdurması için Ramazan ayının 28'i, saat 18:00'e kadar süre tanıdı. Hamas'ın uyarısını dikkate almayınca da Gazze'den işgalci siyonistlerin üzerine füzeler atıldı.

"Direniş grupları şu ana kadar asıl gücünü göstermedi"

Allah'a hamdolsun, Kudüslü Müslümanlar büyük bir direniş göstererek, işgalci yerleşimcileri ve Siyonist askerin Mescid-i Aksa'ya girmelerine fırsat vermediler. Bunun üzerine işgalci yerleşimciler ve işgalci siyonist devleti, kendilerine füze atan Gazze'den değil, onların işgali altında bulunan yerler dahil tüm Filistinlilerden intikam almak istediler. Ardından yerleşimci teröristler, Müslümanların evlerine girdiler, camilere, çocuklara ve kadınlara saldırmaya başladılar. Buna karşı Hamas füze saldırılarını sürdürdü. Şu ana kadar karşılıklı bombardıman sürüyor. Direniş grupları şu ana kadar asıl gücünü göstermedi. Asıl gücü daha çoktur. Ellerinde daha önceden kalan bazı füzelerle saldırılarını sürdürüyor. Hamdolsun atılan füzelerin birçoğu hedeflerine ulaştı. Çok sayıda siyonist öldü ancak siyonist hükümet ve basını, gerçek ölü ve yaralı sayısını gizliyor. Ancak ciddi darbeler aldığını gizleyemiyor.

Siyonist işgal rejimi Ramazan ayının son haftasında kasıtlı olarak gerginlik oluşturdu ve bu gerginliği direnişin ve dünya kamuoyunun tüm uyarılarına rağmen tırmandırdı. Siyonist işgal rejiminin asıl amacı neydi, bu gerginliği tırmandırmakla nereye varmaya çalışıyordu?

Siyonistlerin böyle bir ahmaklığa başvurmasının üç asıl sebebi vardır: Birincisi, Filistin'in içinde bulunduğu zayıf ve savunmasız durumdur. Şöyle ki, Mahmud Abbas Filistin seçimlerini iptal ederek, Filistinlilerin güçlü bir devlete sahip olmasını engelledi. Böylece kendisi yönetimin başında kaldı ve Filistin halkını zayıf ve savunmasız bir şekilde kendisi yönetti. Filistinlilerin hakkını aramıyor ve Batı Şeria'da Siyonist çetelere karşı direniş sergilemiyordu.

İkincisi, Arap ülkelerinin Filistin ile ilgili tutumlarıdır. Birleşik Arap Emirlikleri, Fas, Sudan, Umman bunlardan önce Ürdün ve Mısır gibi Arap ülkelerinin siyonistlerle normalleşme adımlarını atmaları ve kendilerini düşmanlarının kucağına atmasıdır. Onların bu tutumu, başta yaklaşık 17 sene boyunca Siyonist ablukası altında bulunan Gazze olmak üzere Filistin halkının yalnızlaşma duygusuna kapılmasına sebep olurken, işgalcilere cesaret verdi.

Üçüncüsü ise, siyonist oluşumun iç durumuyla ilgilidir. Şöyle ki, Netenyahu 3'üncü seçimlerde tek başına hükümet kuramadığı için radikal yerleşimci gruplarla anlaşmaya ihtiyaç duydu. Aşırı yerleşimciler ise Kudüs'ü Yahudileştirme, Mescid-i Aksa'yı yıkma ve yerine siyonist heykeli dikme gibi planları olan kimselerdir. Böylece Netanyahu ve yerleşimci çeteler ikisi de hedefine ulaşmış olacaktı.

Direnişin bu defa geçmiş zamanlara göre askeri eğitim, donanım, teknolojik, stratejik ve psikolojik olarak çok daha fazla hazırlıklı olduğunu ve siyonist işgalin aksine böyle bir şey beklemediğini gördük. Bunu nasıl açıklayabilirsiniz? Direniş bu başarısını neye borçludur?

Filistin direnişinin siyonistlerle girdiği en son savaş, 2014 yılından 2021 yılına kadar, 7 yıl boyunca ateşkese benzer bir süreç yaşandı. Bu süre zarfında Filistin direnişi günlerce, aylarca ve yıllarca hazırlık yaptılar. Bu dönemde güç topluyor ve Resulullah (sav)'in yolunu takip ediyorlardı. "Onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın." ayetinin hükmünü uyguluyorlardı. Ellerinden geldiği kadar gece gündüz çalışarak güç hazırlıyorlardı.

Gazze kuşatma altında olduğundan ve rahat hareket etmediği için imkanları dahilinde füzeler üretiyorlar. Direnişin kendine özgü ürettikleri füzeler; Rusya, Türkiye, Almanya ve hatta Kore'nin füzeleri kadar da güçlü füzeler olmazsa da Gazze'de kurdukları güçlü tersanelerle siyonist düşmana diz çökertiyor.

Siyonizmin ve emperyalizmin her zaman övündükleri MOSSAD, CIA gibi istihbarat örgütlerinin Direniş tarafından âtıl bırakıldıkları görülüyor. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Siyonistlerin ve diğer ülkelerin istihbarat örgütleri, sürekli imkanları ve hatta bazen sınırı zorlayarak bilgi topluyorlar. Devletler onlardan topladığı istihbari bilgilerle bilgi bankaları oluşturup, girdikleri savaşlarda başarılı olmayı amaçlar. Fakat Siyonistler bu bilgileri toplayamadıklarından direnişe zarar verecek saldırılar yapamıyorlar. Bombaladıkları yerler, binalar, evler ve diğer sivillere ait yerlerdir. Şuana kadar askeri veya füzelerin bulunduğu bir yeri vuramadılar. Gazze'de bulunan Cezire Kanalı, haber ajansları ve televizyonların bulunduğu binayı vurmaları, Allah'a hamd olsun, onların başarısız olduğunu gösteriyor.

Savaş psikolojisi açısından Direniş gruplarının ve halkın moralleri nasıldır? İnsanlar yaralanıyor ve ailelerini kaybediyor buna rağmen ağızlarından "hamd" düşmüyor. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?

Filistin halkının morali konusunda endişeye kapılmayın. Onların morali daima yüksektir. Onlar ümmet adına savaştıklarını bildikleri için sorumluluklarının farkındadırlar. Yine düşmanlarının korkak olduğunu, bu yüzden korkak üsluplarla uzaktan bomba atarak savaştıklarının ve yüz yüze savaşmaya cesaret edemediğinin çok iyi biliyorlar. Siyonist düşmanın, Kudüs şehrinde, Babul Amud'da ve Mescid-i Aksa'da Kudüslü gençlerle birebir karşılattıklarında arkalarından bakmadan kaçmalarını ve attıkları çığlıkları televizyondan seyretmişsinizdir. Allah'a hamd olsun Filistin halkının maneviyatı çok yüksektir. Şehidler veriyoruz, vuruluyoruz, yaralanıyoruz ancak bunların hepsini ikinci plana atıyoruz. Çünkü bunlarla namusumuzu, topraklarımızı ve mukaddesatımız için bedel ödüyoruz. Mescid-i Aksa dışında bedel ödeyeceğimiz daha iyi bir yer mi var?

"Biz Filistin'i Kur'an olarak görüyoruz"

Biz Filistin'i herhangi bir vatan olarak değil, Kur'an olarak görüyoruz. Allah-u Teala Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor: "Bir gece, kendisine bazı ayetlerimizi gösterelim diye kulunu Mescid-i Haram’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah eksikliklerden münezzehtir." Bunun için Türklerin Türkiye'yi, İspanyolun İspanya'yı, Mısırlının Mısır'ı gördüğü gibi görmüyoruz. Biz Filistin'i Kur'an olarak görüyor ve Kur'an'da oturduğumuzu görüyoruz. Bunun için moralimiz sürekli yüksektir.

İşgal topraklarındaki siyonistlerin içinde bulunduğu durum nedir? Kendi yöneticilerine ve direnişe bakış açıları nasıldır?

Bu konuda konuşmamız gereken iki husus var. Birincisi; siyonist medya bütünüyle askeriyenin elinde, dolayısıyla halkının maneviyatını yüksek tutmak için halka kendilerini zayıf gösterecek ve işgal devletinde neler olduğunun haberlerini yayınlamazlar.

İkincisi ise orada bazı sesler yükselmeye başladı. Akademisyenler, bazı basın kuruluşları ve hatta bazı siyasi partiler Netanyahu ve yerleşimcileri eleştirmeye başladılar. Netenyahu hükümetinin çıkılmaz bir maceranın içine girerek, "kurulduğu günden beri devletimizin ve ecdadımızın bina ettiği kazanımları böylelikle yerle bir edeceğini" söylüyorlar.

"Hamdolsun Müslüman direnişçilerin moralleri çok yüksek"

Eğer siyonist televizyon kanallarını seyredecek olursan, iki ayrı akıma su taşıdıklarını göreceksin. Bir tarafta hükümeti destekleyen yerleşimciler diğer tarafta ise parantez içinde "akıllı" diyebileceğimiz Yahudiler. Hatta bazı eski generaller Netenyahu'nun devleti yıkama götürdüğünü dile getiriyorlar.

Hamdolsun Müslüman direnişçilerin moralleri çok yüksek, buna mukabil siyonistler ise sığınaklara koşuyorlar ve sokağa çıkma yasağı halindeler. Ondan dolayı televizyon ve sosyal medyada bazı videolarda da izlediğiniz gibi sokak ve caddelerde siren seslerini duydukları an, ağlayarak bağırdıklarını görüyorsunuz. Bu ise açık bir şekilde ancak ve ancak onların korkaklığının delilidir.

Siyonist işgal ordusu savaşın ilk başladığı andan itibaren Gazze’ye kara harekâtı başlatacağını duyurdu ve çok yoğun bir şekilde Gazze çevresine tank ve top yığınağı yaptı. Ancak sonuç itibariyle kara harekâtını başlatmayı da göze alamadığı görüldü. Ne oldu da buna cesaret edemedi?

"Filistin halkı üzerindeki zulümlerini kaldırmaları şartıyla ateşkes antlaşmasını imzalayabiliriz."

Siyonist israil ile savaş başladığından beri, savaşı bitirmek, Hamas hareketi ve diğer direniş gruplarıyla anlaşmak istiyor. Savaş onların istedikleri şekilde gitmiyor. Batı Şeria ve diğer Filistin şehirlerinin sokağa çıkıp direniş göstermesi, ayrıca Lübnan ve Ürdün'den kalabalıkların sınıra akın etmesi sonucu siyonist hükümeti bir an önce ateşkes ilan ederek savaşı bitirmek istiyor. Fakat ateşkesi kendisi değil de Hamas'ın ilan etmesini istedikleri için böyle bir taktik deniyorlar. Biz ise ateşkesi istemiyoruz. Ancak Kudüs, Mescid-i Aksa, Şeyh Cerrah Mahallesi'nden ellerini çekip, Filistin halkı üzerindeki zulümlerini kaldırmaları şartıyla ateşkes antlaşmasını imzalayabiliriz.

İlk adımı biz atalım diye kara harekâtı taktiğini kullandı. Eğer kara harekâtı başlatırsa daha önce olduğu gibi yine fiyasko ile sonuçlanacaktır. Nitekim HAMAS'ın siyasi başkan yardımcısı Salih el-Aruri'nin "Biz daha yeni silahlarımızı kullanmadık bile". Ya da Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde'nin "Şu an Tel Aviv'i en az 6 ay vuracak kadar silahımız var" sözlerini hatırlatmakta fayda var. Dolayısıyla siyonistlerin bu gibi davranışları, tamamıyla siyasi olup, ateşkes imzalamak içindir. Çünkü siyonistler yüz yüze vuruşacak kadar cesur değildir.

Batı ülkeleri tavırlarını çok net bir şekilde Siyonist işgacilerden yana koydu ve savaşın seyrinin siyonist işgal rejiminin aleyhine işlediği görünce de ateşkes girişimlerinde bulundukları görüldü. Ateşkes girişimleri var mı?

"BM, AB'nin 1948'den beri aldıkları kararların boş ve değersiz"

Genel konuşacak olursam, biz yardım etmeleri için Amerika veya başka ülkelere ya da Avrupalılara sırtımızı dayanmayız. Çünkü Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer devletlerin 1948'den beri aldıkları kararların boş ve değersiz olduğuna şahitlik ettik. Siyonistler onların kararların hiçbirine saygı duymuyor. Biz bunu çok iyi biliyoruz.

Şuan ise Hamas'ın sebatını ve gücünü görünce israili kurtarmak için Amerika Dışişleri Bakan Yardımcısı ve batılı ülkeler, ateşkesin oluşması gerektiğini açıkladılar. Halbuki ilk başlarda siyonistlerin yaptıklarından dolayı seviniyorlardı. Hamas'ın sebatını kıramayacağını anlayınca da geri adım atarak bu sefer ateşkes üzerinde durmaya başladılar.

Sizce saldırılar ne zaman biter veya ateşkes ilan edilir?

Siyonistler, savaşın başlamasına sebep veren şartları kabul edene kadar bitmeyecek. Bu şartlar da daha önce de dediğim gibi, Siyonistler Mescid-i Aksa ve Kudüs'ten elini çekecek.

Kısa zamanda siyonistlerden böyle bir adım bekliyor musunuz?

Benim şahsi görüşüm Siyonistlerin bu defa savaşı uzun devam ettirmeyeceği yönünde. Çünkü bu savaş 2008,2012 veya 2014 savaşına benzemiyor. Buna ek olarak şu an Filistin halkı gerek kendi içinde gerekse Ürdün ve Lübnan'daki Filistinli sığınmacıların da desteğiyle güçlü bir şekilde direniyor. Ama eğer savaş uzasa bile, siyonistlerden istediğimizi alıncaya kadar uzayacaktır. (İLKHA)



Bu haberler de ilginizi çekebilir