Kudüs, Mescid-i Aksa ve Gazze saldırıları
Ramazan ayının başından bu yana Filistinli Müslümanlara yönelik saldırılarını artıran siyonist işgal rejimi, aldığı hukuksuz kararlarla gerginliği sürekli yükselterek işgal alanlarını genişletmek isterken bu kez beklemedikleri bir karşılık buldu.
Ramazan ayı boyunca defalarca Gazze havadan bombardıman altına alınsa da asıl olaylar Şeyh Cerrah Mahallesi'ndeki Filistinli ailelerin evlerinden zorla çıkarılmak istemesiyle çıktı.
2021 yılının hemen başında işgal rejiminin sözde yüksek mahkemesi, Kudüs'ün doğusundaki Şeyh Cerrah Mahallesi'nde ikamet eden 7 ailenin evlerini yerleşimcilere verilmek üzere boşaltma kararı aldı.
Ancak sözde mahkeme, 4 Mart tarihinde Şeyh Cerrah Mahallesi'nde yaşayan Filistinli 3 ailenin evlerini boşaltmaları kararına yönelik itirazlarını reddetti. 2 Mayıs'ta Şeyh Cerrah'taki 4 aileye, yerleşimcilerle "anlaşmaları için" 6 Mayıs Perşembe gününe kadar süre tanındı.
Olayların fitili, Şeyh Cerrah Mahallesi sakinlerinin evlerinden çıkarılmak istenmesiyle ateşlendi
Bu zorbalığı kabul etmeyen Filistinliler, zorla evlerinden çıkarılma kararına karşı çıkarak direnişe geçti.
Şam Kapısı civarını barikatlarla kapatan Siyonist işgalciler Şeyh Cerrah Mahallesi sakinlerine saldırmaya başladı. Filistinlileri yerlerinden etmek için uygulanan sistematik baskınlar zaman zaman olayların çıkmasına neden oldu.
Kudüs'ün Müslüman halkından ciddi karşılık gelince her 2 uygulama da durduruldu. Ancak Ramazan'ın 28'inci günü sözde "özel gün" bir dolayısıyla fanatik siyonist grupların Mescid-i Aksa'ya baskın yapacağı haberi yine gerilimin yükselmesine neden oldu.
Mescid-i Aksa işgal edilmek istendi
Mescid-i Aksa'da ibadetlerini ifa eden Müslümanlara saldırmaya başlayan siyonist terörüne murabıtların kararlı duruşları nedeniyle olaylar çıktı. Saldırılara rağmen Kudüslüler Mescid-i Aksa'yı işgal etmek isteyen işgalcilere karşı savunmasını sürdürdü.
HAMAS işgal rejimine saldırılarını durdurması için ültimatom verdi
Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırıların devam etmesi üzerine Gazze'deki İslami Direniş Hareketi (HAMAS) saldırılarını durdurması için siyonist işgal rejimine süre tanıdı. Ancak verilen süre dolmasına rağmen işgalci teröristlerin saldırılarını kesmemesi üzerine HAMAS kendi geliştirdiği füzelerle 1948 yılında işgal edilen şehirleri vurmaya başladı.
Bugüne kadar görülmediği kadar şiddetli olan bu füzeli taarruz, siyonist işgal rejiminde ciddi panik oluşturdu. Çoğu sığınaklara gizlenmesine rağmen işgalcilerde ciddi mal ve can kayıpları yaşandı.
İşgal edilen Filistin şehirlerinde Müslümanlarla yerleşimciler karşı karşıya gelerek sokak çatışmaları yaşandı. Siyonist rejim birçok kentte kontrolü kaybetti.
Saldırılara cevap olarak El-Kassam "Kudüs Kılıcı Savaşı"nı ilan etti
Siyonist terör rejimi bu gelişmeler üzerine özellikle hava saldırılarıyla sivil yerleşimlerini bombalamaya başladı. Saldırılar sırasında HAMAS'ın askeri kanadı İzzeddin El-Kassam Tugayları komutanlarından Besim İsa ve ekibi şehadete ulaştı.
El-Kassam Tugayları'nın, "Kudüs Kılıcı Savaşı" adını verdiği taarruzla işgal edilmiş Filistin kentlerinden Tel-Aviv başta olmak üzere Askalan, Asdot, Ramle, Yafa, Biri Seba'ya yüzlerce füze fırlatıldı.
13 Mayıs tarihinde işgal rejimi Gazze'ye yoğun bir şekilde hava saldırısı başlattı. Karadan ve denizden desteklenen saldırılarla sivil yerleşim yerleri yoğun bombardımana tutuldu.
Bu saldırılar sonucunda Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığının verdiği resmi rakamlara göre şu ana kadar 31'i çocuk, 19'u kadın olmak üzere toplamda 119 Filistinli şehid olurken 830'u da yaralandı.
Siyonist işgal rejiminin sivil yerleşimlere hedef gözetmeksizin saldırıları devam ederken, Filistinli direnişçilerin geliştirdiği füzelerle bu saldırılara çok önemli bir karşılık verdiği görüldü. Fırlatılan füzelerle neye uğradıklarını şaşıran siyonist yerleşimciler arasında ciddi fikir ayrılıklarının baş gösterdiği konuşulmaya başladı. (İLKHA)