• DOLAR 34.599
  • EURO 36.723
  • ALTIN 2903.738
  • ...
Uludere Raporu Açıklandı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
ANKARA - Roboski`de 34 kişinin hayatını kaybettiği olayla ilgili olarak TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan Uludere Alt Komisyonu`nun hazırladığı rapor açıklandı.
 
15 ay sonra açıklanan 84 sayfalık raporda, "Olayın kasten yapıldığına yönelik olarak herhangi bir delil elde edilemediği görüş ve kanaatine varılmıştır`` ifadelerine yer verildi.
 
Raporda olayda vefat edenlerin yakınlarına, Başbakanlıkça 3,4 milyon TL ödeme yapıldığı, eşi vefat eden 28 kadına da maaş bağlandığı hatırlatarak, bölgede yeni bir sınır kapısının açılması için ilgili kurumların her türlü çabayı gösterdiği ancak Irak`ın Türkiye`nin gösterdiği iyi niyet çabalarını karşılayacak gayreti sergilememesi nedeniyle sınır kapısı açılamadığı kaydedildi.
 
Genelkurmay Başkanlığı`nın olay hakkında soruşturma başlattığı, İçişleri Bakanlığı`nın 3 müfettiş görevlendirdiği belirtilen raporda, sınırötesi hava harekatının, TSK tarafından TBMM`nin, 2011 tarihli ``Irak`ın kuzeyinden ülkemize yönelik terör tehdidinin ve saldırıların bertaraf edilmesi amacıyla Hükümete Türk Silahlı Kuvvetlerinin sınırötesi harekat ve müdahalede bulunması için verilen izin`` kararına dayanılarak gerçekleştirildiği ifade edildi.
Hava harekatında keşif/gözetleme görevinin TSK`nın Gözcü isimli insansız hava aracı (İHA) tarafından yerine getirildiği dile getirilen raporda şu bilgilere yer verildi:
 
"İHA`nın 15:59:38`de Batman`dan kalkış yaparak bölgedeki terör hareketliliği nedeniyle olayın gerçekleştiği yerin batısında bulunan Düğün Dağı`ndan itibaren Çukurca bölgesine doğru sınır hattını tarama görevindeyken, 17.20`de ilk hareketli cisim görüntüsünü Irak`ın iç kesimlerinden aldığı ve Türkiye`ye doğru ilerlemekte olan araçları gözetlemeye başladığı, saat 00:50`ye kadar 7 saat 40 dakika gözetleme yaptığı, ABD`ye ait İHA`nın, Kandil Dağı üzerinde keşif yapmakta iken Haftanin bölgesine ilave keşif amacıyla sevk edildiği ve 20.24`te bölgeye ulaştığı, bu saat itibariyle gözcü İHA`nın zaten 3 saattir gözetlemekte olduğu ve bir süre sonra Predator İHA`nın, grubun Türkiye`ye doğru ilerlemesi ve gözcü İHA`nın gözetleme kapsama alanında olması nedeniyle bölgeden ayrıldığı anlaşılmıştır.
 
İHA Irak`ın kuzeyinden gelen ilk aracı 17.20`de, insan ve hayvanlardan oluşan grubu da ilk kez 18.23`te Irak`ın kuzeyinde yaklaşık 4,5 km içeride tespit etmiştir. İlk bombanın atıldığı 21.39`a kadar grup, 3 saat boyunca Türkiye`ye doğru hareket ederken gözetlenmiştir. İHA görüntüleri; Komisyon üyeleri ve görüntüleri analiz eden uzmanlar tarafından dikkatlice izlenmiştir. İHA görüntülerinde yalnızca insan, hayvan ve araç ayrımı yapılabildiği, dolayısıyla sadece İHA görüntülerine dayanarak terörist ya da sivil ayrımı yapmanın mümkün olmadığı, önceden yaşanan tecrübelerden hareketle grubun izlenen davranışlarından bazı çıkarımlar yapılabileceği değerlendirilmiştir.
 
Olay günü saat 21.06`da ilk grup Türkiye sınırına 50 ile 80 metre mesafede olduğu tahmin edilen açık alana ulaştığında, bu alanın en yüksek noktasında kümelenmiştir. Bu saat itibariyle ikinci grup da yaklaşık 1100 metre geride açık alanda beklemektedir. Gruplar yaklaşık 35 dakika açık alanda hiçbir güvenlik tedbiri almadan hayvanlarını bırakarak bekleme yapmışlardır. Sağ kurtulanların ifadelerine göre ilk grup sadece açık alandaki en yüksek noktada telefon çektiği için telefon görüşmesi yapma maksadıyla toplanmıştır. Grubun hal ve hareketlerinden mevzilenme veya herhangi bir saldırıya karşı tedbir almadıkları aksine oldukça rahat tavırlar sergiledikleri görülmüştür. Grup bu noktaya kadar İHA gözetiminde açık alanlardan, Irak`ın kuzeyinden Türkiye`ye doğru giden toprak yoldan sınır noktasına ulaşmıştır. Ayrıca, grubun açık alanda beklediği nokta Gülyazı Tugayı`na yaklaşık 5 km mesafede olup top menzili içerisindedir. İHA tarafından ilk aracın 17.20`de, insan ve hayvanlardan oluşan grubun 18.23`te tespit edildiği ve ilk bombanın 21.39`da atıldığı bilinmektedir. Bu süre zarfında tüm kurum ve birimlerin eşgüdüm içerisinde çalışmasıyla görüntülenen grubun tanımlamasının yapılabilmesi için yeterli sürenin bulunduğu, bölgenin coğrafi koşulları ile birlikte grubun bombalandığı alan olan bekleme noktasının en yakın askeri üs bölgesine ve yerleşim yerine yaklaşık 4-5 km uzakta olduğu hesaba katıldığında, grubun terörist grup olup olmadığı hususunu teyit etmek için yeterli zaman olduğu halde bu imkanın iyi değerlendirilemediği kanaatine ulaşılmıştır.``
 
Raporda, öndeki ilk gruba atılan 3 bombadan sonra, yaylanın sonunda 1100 metre geride beklemekte olan ikinci grubun hiç dağılmadan açık alanda beklemeye devam ettiği hatırlatılarak, askeri yetkililerin; topçu atışına rağmen grubun dağılmaması yürüyüşüne devam etmesi, ilk bombalamadan sonra arkadaki grubun dağılmamış olması, grubun 40 civarında büyük bir grup olması, gruptaki insan sayısı ile katır sayısının yakın olması gibi verilerin, bu grubun terörist grup olduğu yönündeki kanaatlerini pekiştirdiğini beyan ettikleri kaydedildi.
 
Gülyazı Muhtar vekilinin ikinci bombanın atılmasından sonra Gülyazı Jandarma Karakol Komutanı`nı telefonla arayarak, bombaladıkları grubun çocuklar olduğunu ve harekatın durdurulmasını istediği belirtilen raporda, karakol komutanı olan astsubayın hava harekatına ilişkin herhangi bir yetkisinin olmadığını ve 69 saniye içinde son bombanın atılmasını engelleyemeyeceğinin anlaşıldığı ifade edildi.
 
Raporda, 2. Ordu Komutanlığı tarafından hazırlanan raporda, kaçakçı grubun içerisinde 6 teröristin bulunduğu, hava harekatı sonrasında öldükleri ve olay yerine gelen bölücü terör örgütü mensupları tarafından götürüldüklerinin ileri sürüldüğü belirtilirken, Şırnak 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanı`nın da komisyona verdiği bilgide, Silopi`de teslim olan bir terör örgütü mensubunun, kaçakçı grubunun içinde iki terörist olduğunu söylediği bilgilerine yer verildi.
 
34 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayın, yıllardır var olan sınır güvenliği sorununu ortaya koyduğu belirtilen raporda, sınır birliği kurulmasının, geleneksel kolluk kuvvetleri yerine, görevi sadece sınırları muhafaza etmek olan, bu konuda uzmanlaşmış bir yapı olması bakımından büyük fayda sağlayacağı ifade edildi.
 
Raporda son olarak, ``Tüm Türkiye`yi derinden üzen ve sarsan bu olayla ilgili yapılan araştırma ve incelemelerde; olayın kasten yapıldığına yönelik olarak herhangi bir delil elde edilemediği görüş ve kanaatine varılmıştır`` ifadelerine yer verildi.

Bu haberler de ilginizi çekebilir