• DOLAR 34.556
  • EURO 36.554
  • ALTIN 2927.333
  • ...
Susa Camii Katliamı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

VİDEO KLİP İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN

Susa Katliamının 19. Yıl Dönümünün Anısına

Meşa Şevê (Gece Yürüyüşü)Tiyatro

Katliamın 19’uncu yıldönümünde dört oğlunu bu hain saldırıda şehid veren baba Mustafa Fidancı ve katliamdan kurtulan Abdusselam Fidancı ile konuştuk


Tarihe baktığımızda, dünyanın değişik coğrafyalarında yaşanan cami katliamları karşımıza çıkıyor. Bölgemize baktığımızda ise Pkk’nın “Susa Camii”nde işlediği katliamı görüyoruz. Diyarbakır’ın Silvan ilçesine bağlı Susa (Yolaç) Köyü’nün camisinde ibadet eden Müminler, 26 Haziran 1992 yılında, yatsı namazından sonra Pkk örgüt tarafından kurşuna dizildi ve on mazlum Müslüman şehid edildi, 4 kişi de yaralandı.

KATİLLER LANETLE ANILIYOR

Susa Camisi’nde kanları dökülen ve Rablerine kavuşan Medeni, Mekki, Muhammed Zeki ve Muhammed Said Fidancı, Muhammed Emin, Adnan ve Haci Ahmed Kantar,  Molla Abdulhaluk, Muhammed Ali Uslu ve Muhammed Hüseyin Çetinkaya 19 yıldır rahmetle anılıyor, katilleri de lanetle… Bu insanlara reva görülen zulüm, 19 yıldır unutulmadı, dünya var oldukça unutulmayacak.

TEK AMAÇLARI İSLAMİ BİR HAYAT YAŞAMAKTI

http://i1106.hizliresim.com/2011/6/25/4783.jpg

 

Susa katliamının 19’uncu yıldönümünde dört oğlunu şehid veren baba Mustafa Fidancı ve katliamdan kurtulan Abdusselam Fidancı ile konuştuk. Susa katliamında şehid olan Mekki, Medeni, Sait ve Zeki ile amca çocukları olduklarını ifade eden Abdussamet Fidancı, İslami yaşamayı kendilerine şiar edindiklerini, ellerinden geldikçe İslam’ı yaşamaya çalıştıklarını söyledi. Şehid Hüseyin Çetinkaya ile çok samimi arkadaş olduklarını hatırlatan Abdussamet, “Şehid Hüseyin ile eskiden beri tanışıyorduk, köyde beraber büyüdük. Onu kelimelerle anlatmak çok zor, sabırlı, fedakâr ve ihlâslıydı. Diğer şehitler de öyle…” diye konuştu.

AYAKKABILARLA CAMİYE GİRDİLER

26 Haziran sabahında şehid Hüseyin’in babasının Silvan’a gittiğini belirten Abdussamet Fidancı, ilçede “Şexo” diye tanınan Şehmuz isminde birinin yanına sokulduğunu ve “Köye git, Müslümanlara söyle, biz bir heyetle barışa geleceğiz” dedi.

Fidancı sözlerine şöyle devam etti; “26 Haziran 1992 Cuma gecesiydi.  Akşam ve yatsı namazı arasında Kur’an-ı Kerim okumak için camiye gittik. Yatsı ezanı okundu, kamet getirildi ve namaz için saf tuttuk. Namazın bitimiyle beraber, şehid Hüseyin bana dedi ki, “Şexo, babamla görüşmüş, babam şu an sizin evde, sen git bakalım bu görüşme neyin nesiymiş öğren” dedi. Ben de camiden çıktım ve eve doğru yürümeye başladım. Yolda birkaç kişi kolumdan tutarak, elimi bağladılar. Biri sivil elbiseli, diğerlerinin üzerinde asker elbisesi vardı.

Ellerimi bağlayarak beni camiye getirdiler. Camide 13 arkadaşım vardı, içeriden sesler gelmeye başladı. ‘Biz askeriz, kıpırdamayın’ diyorlardı, ancak hakaret ediyorlardı. Bunun üzerine camidekiler, “Hem Allah’ın evine ayakkabılarınızla giriyorsunuz, hem de yaşlılara hakaret ediyorsunuz” dediler. Şehid Hüseyin ise  “Neden evlerimiz dururken bizi camide arıyorsunuz, hem burası ibadet yeridir, burada namaz kılınıyor. Buraya böyle ayak basarak giremezsiniz. Sizin hiç mi Allah’tan korkunuz yok?” dedi.

CAMİDEKİLERİN ELLERİNİ BAĞLAYIP KURŞUNA DİZDİLER

İlk önce asker zannettik, ancak hareketleri ve ayaklarında mekap marka ayakkabıyı görünce bunların Pkk militanları olduğunu anladık. Daha sonra herkesin elini bağlayıp, caminin dış duvarı önünde sıraya dizdiler. Hüseyin’i almak istiyorlardı, ama o direniyordu. Benim de elim bağlıydı, ancak ip gevşekti, ben de kaçmayı düşündüm. Ellerimi çözüp kaçmaya başladım, ‘Dur yoksa ateş ederiz’ dediler, ama ben kaçmaya devam ettim. Nefes nefese eve vardım, durumu anlattım. Asker kılığında Pkk’lıların camiyi bastığını ve onları öldüreceklerini söyledim. Hemen köylüleri toplayıp, yardıma gitmemiz lazım, dedim. Ama Pkk`lılar, camiyi basmadan önce evleri dolaşmış ve kimse dışarı çıkmasın diye köylüleri tehdit etmiş. 15 dakika sonra silah seslerini duyunca, camiye koştum, gördüğüm manzara dehşetti, bunun adı katliamdı. Pkk’lılar kaçmıştı, cami önünde kurşuna dizilen 13 arkadaşımızdan 9’u orada şehid olmuştu, 4 kişi de yaralanmıştı. Yaralı olan Medeni Fidancı, Fesih Çetinkaya, Mehmet Kantar ve Yasir Kantar’ı Silvan Devlet Hastanesine kaldırdık. Ancak yaralı Medeni Fidancı, hastanede şehid oldu.”

BİNLERCE MÜSLÜMAN SUSA’DA TOPLANDI

Yaralıları hastaneye kaldırmak için köylülerden yardım istenmesine rağmen yardıma gelmediklerini belirten Abdusselam Fidancı, camiye komşu olan akrabalarının bile yardım etmekten çekindiklerini söyledi. Katliam haberini duyan Müslümanların sabahın ilk ışıklarıyla beraber köye geldiklerini ifade eden Fidancı, binlerce Müslüman ile birlikte şehidleri defnettiklerini söyledi.  Bazı köylülerin Pkk ile işbirliği içinde olduğunu belirten Abdusselam Fidancı, katliam sonrasında bu köylülerin şehid olanların evlerini ateşe vermekle tehdit ettiğini, şehidlerin mezarlarına saldırdıklarını söyledi.

ASKERLER BİZİ KÖYDEN ÇIKARTARAK PKK’LILARI YERLEŞTİRDİ

Susa camisinde şehit olan Muhammed Said, Muhammed Zeki, Mekki ve Medeni Fidancı’nın babası Mustafa Fidancı ise olaylarda yaşananları şöyle anlattı: “Olaylardan sonra Jandarma köye gelerek, korucu olmamız karşılığında ev, toprak ve para teklif etti. Biz bunu kabul etmedik. Ama katliamın gerçekleşmesinde Pkk’lılara yardım eden ve katliamdan sonra köyden kaçanlar, korucu olmayı kabul etti. Bunun üzerine askerler köye gelerek, köyü terk etmemizi istedi. Bunu da kabul etmedik, ancak askerler sinsi bir plan devreye soktu. Askerler, ‘köyü boşaltıyoruz, daha sonra tekrar köye dönersiniz’ dediler ve bizi köyden zorla çıkarttılar.

Askerler bizi köyün dışına çıkartırken, diğer taraftan ise korucu olmayı kabul eden Pkk’lıları köye soktu. Biz bunu geç fark ettik. Askerler bizi köyden çıkartıp, çocuklarımızı camide öldürenlerle işbirliği yapanları köye yerleştirdi. Biz yarı yoldan köye geri döndük, ama köyün girişinde pusuya yatmışlardı ve rast gele üzerimize ateş açtılar. Birçoğumuz yaralandı, yaralıları hastaneye kaldırdık. Asker, bizi öldürmeleri için ellerine silah vermişlerdi, bu yüzden elimizden bir şey gelmedi ve ilçeye yerleştik, bir kısmımız da değişik illere hicret ettik” diye konuştu.

Aziz İslam davası için 4 çocuğunu feda ettiğini belirten Baba Fidancı, şehit babası olduğu için Allah’a şükrettiğini söyledi.

http://www.ilkehaberajansi.com.tr/images/photogallery/235/1.jpg

http://www.ilkehaberajansi.com.tr/images/photogallery/235/2.jpg

http://www.ilkehaberajansi.com.tr/images/photogallery/235/4.jpg

http://www.ilkehaberajansi.com.tr/images/photogallery/235/5.jpg

http://www.ilkehaberajansi.com.tr/images/photogallery/235/6.jpg

http://www.ilkehaberajansi.com.tr/images/photogallery/235/10.jpg

http://www.ilkehaberajansi.com.tr/images/photogallery/235/11.jpg

http://www.ilkehaberajansi.com.tr/images/photogallery/235/14.jpg

http://www.ilkehaberajansi.com.tr/images/photogallery/235/15.jpg

http://www.ilkehaberajansi.com.tr/images/photogallery/235/16.jpg

M. Salih Keskin-Salih Özcan / Doğruhaber

Bu haberler de ilginizi çekebilir