MANİSA - Geçmişten günümüze kesintisiz bir şekilde Müslüman halkın dini değerleriyle savaş halinde olan KESK, Memur-Sen`in kamuda hayata geçirdiği kılık kıyafet eylemini, ezilenlerin ve emekçilerin birlikteliğini dinsel simgeler üzerinden parçalamak olarak nitelendirerek, "Eşitlikçi ve özgürlükçü bir zeminde gerçek bir laikliği savunmak, aynı zamanda toplumda gelişen muhafazakarlık ve gericiliğe karşı mücadelenin ileri adımları olacaktır" ifadelerini kullandı.

 

İslami kimliğe karşı tahammülsüzlüğünü apaçık dile getiren ve ezilenler edebiyatı yaparak zulme uğramayı kendi tekeline alan söz konusu zihniyetin, başörtüsüne özgürlük karşıtlığını özgürlük diye sunması büyük bir çelişki ve tutarsızlık olarak orta yerde duruyor.

 

Sağlık Emekçileri Sendikası`nın yaptığı açıklamanın devamında "KESK olarak, tüm kamu emekçilerini haklarına, taleplerine ve geleceklerine sahip çıkmaya çağırıyor ve bir kez daha hatırlatıyoruz, Kamu kurumlarında yaratılmaya çalışılan "tek tip, biat eden" emekçi tipine karşı mücadele etmek; insanların kültürel, dinsel kimliklerini öne çıkartarak bir arada eşit ve kardeşçe yaşamın önüne koyulan engellerle de mücadele etmek olacaktır" ifadeleriyle, kamusal alanda hizmet veren başörtülü kadınların, emekçilerin haklarını, taleplerini ve geleceklerini gasbettiği ima edilerek, başörtülü kadınlara ve onların dini kimliklerine karşı mücadele edilmesi çağrısı yapılıyor. Bu arada başörtülü kadının eşit ve kardeşçe yaşamın önüne konulan bir engel olduğu vurgulanıyor.

 

KESK`e bağlı Sağlık Emekçileri Sendikası`nın Sol terminolojide İslami kimliğe tekabül eden gericilik kavramını sıkça kullanarak hakaretin dozajını arttırması ve "gericiliğin meşrulaştırıldığı süreç" ifadesiyle İslam`ı yasadışı kabul etmesi çok tepki çekeceğe benziyor. (Ramazan Sındıraç - İLKHA)