CHP`nin Haylaz Vekilinden İnciler
CHP milletvekili Hüseyin Aygün`ün kamuda kılık kıyafet serbestisi eyleminden rahatsız olduğunu açıklamıştı. Siverekgenclik.com sitesinde Mustafa Karael, Aygün`ün açıklamalarına tepki içerikli bir makele yazdı.
İşte Mustafa Karael`in makalesi....
CHP`nin Haylaz Vekilinden İnciler
CHP Tunceli milletvekili Hüseyin AYGÜN Memur-Sen’in başlattığı Kamuda Serbest Kılık-Kıyafet Eyleminden epey rahatsız olmuş olacak ki sosyal medya üzerinden inciler döktürmüş. Üstadı binaenaleyh Süleyman’ın izinde tam tekmil ilerliyor. O da vaktiyle ‘’ türbanlılar Arabistan’a gitsin’’ demişti. Bir de topçu bir yandaşı vardı o da ‘’ İran’a gitsinler ‘’ demişti de sonra kendisi İran’a gitmişti.
Propaganda ve ajitasyon ustası Memur-Sen’in eylemine dönük hazımsızlığını şöyle dile getiriyor: ‘’Memur-Sen adlı İslamcı sendika `kıyafet özgürlüğü` adı altında başta okullar olmak üzere kamu kurumlarında `türbanlı devlet` için harekete geçti; memurlar dün işe türbanla geldi; bu İslamcı sendika KESK`liler içeri atılır ortada yok, Cemevi yasaklanır ortada yok, solcu öğrencilere 15-20 yıl ceza verilir ortada yok, Alevi-solcu memurlar fişlenir, işten atılır, sürgün edilir ortada yok, gazetecilere müebbet istenir ortada yok, AKP`nin kolları altında türban eylemi yapar ancak!”
Evveli Akiller ne güzel söylemiş ‘’Dinime söven Müslüman olsa bari.’’ Din ve vicdan hürriyeti kapsamında Alevilere yasal statüde Cem evi talebinde bulunan bu zat değil miydi? Mecliste Cemevi açılsın diyen de yine kendisi değil miydi? Bu kadar riyakarlığa da pes doğrusu. Kendisi için istediğini başkaları için çok göreceksin öyle mi? Sen kendi inancın için hak ve hürriyet isteyeceksin, müslüman kadın inancının gereği olan başörtüsüne hürriyet istediğinde yerinde zıplayıp olmaz diyeceksin. Adalet ve özgürlük talebini sadece kendin için dillendireceksin sonra da çıkıp ben demokratım, ben emekçiyim, ben özgürlüklerden yanayım diyeceksin. Hadi oradan. Kim inanır sana.
Yıllarca resmi ideoloji tarafından çeşitli zulümlere uğramış, dışlanmış, itilip-kakılmış bir inanç gurubunun mensubu olarak zulme uğrayanların yanında yer alması gerekirken ,celladına aşık mahkumun ruh haliyle yine resmi ideoloji tarafından mağdur edilen farklı kesimlere karşı aynı ideolojinin borazanlığını yapıyor. Memur-Sen’i hak ihlallerine karşı ortada bulunmamakla eleştiriyor. Solcular fişlenirken, işten atılırken, sürgün edilirken nerdeydi’’ diye soruyor. Memur-Sen’in yapıp ettiklerinin ne olduğunu yetkilileri cevaplayacaktır. Ancak bu riyarkarlığın ipini pazara çıkarmak da zaruridir.
Dersim katliamını gerçekleştiren, Hüseyin Aygün’ün atası saydığı, idam anında "evlad-ı Kerbelağıx, bi hatayıx!" diyen Seyid Rıza’yı darağacında sallandıran ideolojinin kurumlarında kadrolaşanlar, eğer faşizm, eğer diktatörlük görmek istiyorlarsa dönüp çatısı altında bulundukları kurumun tarihine bir baksınlar orada kendilerine yetecek kadar malzeme bulacaklardır.
Eğer birilerini adalete davet ediyorsa bu haylaz vekil, evvela boy aynasında kendisine şöyle bir baksın ve sorularımıza kendini kasmadan cevap versin.
Yıllarca başörtülü kızlar kolundan tutulup fakülte koridorlarında dışarı atılırken sen nerdeydin?
28 Şubat sürecinde yüzlerce kamu görevlisi sırf inancından dolayı haksız, hukuksuz bir şekilde görevden atılırken sen kimlere alkış tutuyordun?
Malatya’da sırf başörtüsü eylemlerine katıldılar diye Hüda KAYA ve lise çağındaki iki kızı idamla yargılanırken senin de çatısı altında olduğun parti ve sen hangi alemlerdeydiniz?
Memur-Sen’i kıyasladığın ve kendince ‘’demokrat, devrimci’’ gördüğün kesimler ve kurdukları beşli çeteler 28 Şubat cunta rejimi döneminde hangi apoletlilerden brifing alıyordu?
Resmi kayıtlara göre sadece bir camianın gönüllüsü 25 binden fazla insan İslami hassasiyetlerinden dolayı hukuk hiçe sayılarak içeri tıkılırken, işkencelerden geçerken, içlerinden onlarcasına müebbet hapis cezası verilirken siz maske tüccarı özgürlükçüler neredeydiniz.İnsanlık adına, adalet adına sesiniz neden çıkmadı?
Yüzbinlerce insanımız eşi başörtülü, namaz kılıyor, gümüş yüzük takıyor, falanca derneğe gidip-geliyor diye fişlendiğinde ey! Hüseyin AYGÜN fişlemenin hukuksuz bir iş olduğu aklına gelmiyor muydu?
Dedelerini katleden ideolojinin kolları altında sözüm ona siyaset yaparak başkasına ‘’AKP’nin kolları altında eylem yapıyorlar’’ derken yüzün hiç kızarmıyor mu?
Hüseyin Aygün özgürlüğü sadece kendisi ve kendisi gibi düşünenlere istediğini bu açıklamalarıyla cümle aleme ilan etmiştir. İnsan hakları, hukuk, eşitlik, emek gibi nutukları istediği kadar atıp dursun, onun notunu da millet verecek. Bu iki yüzlü zihniyetin emeğe dair, kadına dair, hukuka dair söyledikleri sırıtıyor artık. Onlara göre bir öğretmen emekçidir ancak başına inancı gereği başörtüsü taktı mı emekçi olmaktan çıkar linç edilmesi dışlanması gereken biri haline gelir. Hukuk, kendi cenahında birilerinin canı yandığında aklına gelir.
Kısacası bu zihniyetin sinemasında başka film yok. Dönüp dolaşıp bize aynı filmi izletmeye çalışıyorlar. Hüseyin Bey bu film artık gişe yapmıyor. Bu senaryo artık kabak tadı verdi. Dürüst olun, samimi olun, hak ve adaleti isteyecekseniz eğer ayrım yapmaksızın herkes için. İşte o zaman isteyin barış ve huzur içinde beraber yaşarız.
Mustafa Karael/siverekgenclik.com