• DOLAR 34.312
  • EURO 37.22
  • ALTIN 3018.549
  • ...
Sümeyye Erdoğan’dan ‘Aile Bakanı neden KADEM’ci’ sorusuna yanıt
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Yönetim Kurulu Üyesi Sümeyye Erdoğan Bayraktar, İstanbul Söleşmesinin feshedilmesi ve Aile Bakanının iki dönemdir KADEM’den çıkmasını değerlendirdi.

“LGBT LOBİSİ MÜCADELEMİZE ZARAR VEREMEZ”

Yenişafak'a konuşan Sümeyye Erdoğan, Kadın haklarının tesisi için İstanbul Sözleşmesi'nden önce de mücadele veriliyordu, sonrasında da belki daha güçlü bir şekilde verilmeye devam edilecek. Bu noktada, kadın hakları tartışmasının sağlıklı bir zemine çekilmesi için çaba göstereceğiz. Ne baskıcı ve kısıtlayıcı önyargıların ne de LGBT lobisinin uluslararası ölçekteki propagandasının, kadın hakları mücadelesine zarar vermesine razı olabiliriz. Kadın hakkı denince bunun sadece Batılı ve seküler bir tanımlaması olmadığını; temelde büyük bir ortak payda olmakla birlikte, her kesimin, her toplumun bu hakları kendi inancı ve toplumsal gerçekliklerine göre tanımladığını göstermek mühim." dedi.

'KADEM'İN POTANSİYELİNİ GÖSTERİYOR'

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na kendisinin de yönetiminde olduğu KADEM'den Derya Yanık'ın getirilmesine ilişkin "İki dönemdir KADEM’den isimleri görüyoruz Aile Bakanlığı koltuğunda. Bu konuda çeşitli yorumlar da yapılıyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna ise Sümeyye Erdoğan'ın yanıtı şöyle oldu:  "Son iki dönemin üst üste gelmesi tabii ki bir tevafuktan ibaret. Şunun altını çizmek isterim, her iki bakanımızın da tercih edilme nedeni, onların KADEM’le ilişkileri değil, kişisel yetkinlik ve donanımlarıdır. Zaten yetkinlikleri dolayısıyla KADEM’de bulundular. Bu da KADEM’in potansiyelini ve liyakatini gösteren bir durum. Çok açık konuşacağım, bana sorarsanız, ben KADEM’in hiçbir siyasi tartışma içine girmesini istemem. Ama nihayetinde alanımız kadın hakları, siyasetin bir konusu. Beraber çalıştığımız arkadaşlarımızın pek çoğu da siyaseten duyarlı ve aktif insanlar. Dolayısıyla nasıl ki akademide, özel sektörde, sendikalarda yer edinmiş kişilerin sıklıkla siyasette görev aldığını görüyorsak, sivil toplum kuruluşları ile siyaset arasında da insan kaynağı ve tecrübesi anlamında bir geçişkenlik olması çok doğal."

Bu haberler de ilginizi çekebilir