Uzmanlar Ramazan’ın sigarayı bırakmada önemli bir fırsat olduğuna dikkat çekiyor
Dünyada insanların sağlığını tehdit eden en önemli etkenlerden biri de tütün kullanımı. Her yıl sigara nedenli hastalıklardan binlerce kişinin ölmesine, olumsuz etkilerine dikkat çekilmesine rağmen kullanımındaki artışın bir türlü önüne geçilemiyor.
İLKHA’ya değerlendirmelerde bulunan Batman Bağımlılıklarla Mücadele Derneği Başkanı Psikolog Yasir Atalay, önemli sağlık sorunlarına yol açan sigaranın diğer madde bağımlılıklarından hiçbir farkının olmadığını söyledi.
Sigaranın zararlarına dikkat çeken Psikolog Atalay, sigaranın kişiyi hastalıklara karşı savunmasız hale getirdiğini, direncini düşürdüğünü belirtti. Sigara kullanan kişilerin Covid-19’a yakalandıklarında çok daha ağır bir süreç geçirdiklerine dikkat çeken Atalay, sigara kullanımının sadece kişiyi değil çevresinde bulunan herkesi de etkilediğine işaret etti.
Ramazan ayında insanların iradelerinin çok daha güçlü olduğunu ifade eden Atalay, Ramazan’da kişilerin kararlılık gösterip saatlerce sigara içmeden kalabilmelerinin sigarayı bırakmak için önemli bir fırsat olduğunu kaydetti.
Ulaşılabilirliği çok rahat olduğu için sigara kullanımının çok daha fazla olduğunu dile getiren Atalay, ulaşılabilirliğini azaltmak için herkese önemli sorumluluklar düştüğünü belirtti. Sigarayı bırakmak isteyenlerin mutlaka destek alması gerektiğine vurgu yapan Atalay, önemli tavsiyelerde bulundu.
Yasir Atalay
“Sigara kullanımının 2025 yılında 1,6 milyara yükseleceği öngörülüyor”
Sigara kullanımının insan vücuduna büyük zararının olduğuna işaret eden Atalay, “Sigara bağımlılığı diğer bağımlılardan hiçbir farkı yoktur. Hatta Dünya Sağlık Örgütü sigara tanımını şöyle yapıyor: Her gün en az bir sigara kullanımı. Sigara KOAH hastalığı yapıyor, akciğere büyük bir zarar veriyor. Dünya Sağlık Örgütü, şu anda 15 yaş ve üstü dünyada 1,2 milyar sigara kullanıcısının olduğunu, bunun 2025 yılında 1,6 milyara yükseleceğini öngörüyor.” dedi.
“Sigara içenlerin yoğun bakım öyküsü daha kötü oluyor”
Sigaranın sadece içene değil çevresindeki herkese de zarar verdiğini dile getiren Atalay, “Sigara bağımlılığı sadece kişiye değil ailelerine, yanlarında bulunan kişilere de etki ediyor. Bunlar da onlar sigara içtiği zaman pasif içici oluyorlar. Sigara içen ‘Sadece ben bundan zarar görüyorum’ demesin, herkes bundan zarar görüyor. Pandemi sürecinde sigara içenlerin yoğun bakım öyküsü daha kötü oluyor.” diye konuştu.
“Ramazan ayında sigarayı bırakmak çok daha kolay”
Sigaranın kişinin bağışıklık sistemine çok ciddi zarar verdiğini vurgulayan Atalay, şöyle devam etti:
“Bu da kişiyi bütün hastalıklara karşı savunmasız hale getiriyor. Sigaranın içinde yaklaşık 4 bine yakın zararlı madde var. Sadece nikotin bazlı değerlendirmemek lazım. İşleme sırasında bir sürü zararlı maddeler var. Bunlar aslında beraberinde kişiye zarar veriyor. Ramazan ayında sigarayı bırakmak çok daha kolaydır. Kişi, sigara içilmediği bir davranışı gün boyunca fark etmesi ve aslında bırakabildiği teması yavaş yavaş işlendiği zaman kişi bunun üzerinde denetim sağlayabildiğini fark eder. Bu açıdan bu süreci çok iyi bir şekilde değerlendirebiliriz.”
“Sağlık kuruluşlarından destek alınmalı”
Salgınla beraber sigara içme oranının düştüğünü kaydeden Atalay, “Korkutucu yoğun bakım öykülerinden dolayı sigara içe oranı ciddi anlamda düşmeye başladı ama bu yeterli değil. Kişiler sağlık kuruluşlarından destek almalıdır. Çünkü sadece tek başına bırakma girişiminde olan bir sürü insan oluyor ama bu girişimler genelde başarısız oluyor. ALO 171 Sigara Bırakma Hattı var. Sağlık Bakanlığına bağlı bir takım kuruluşlar var. Kişiler sigara bırakma polikliniklerine gidebilirler. Kişiler tek başlarına bırakma yerine destek alması çok daha yerinde olur.” ifadelerini kullandı.
“Ulaşılabilirliği azaltmak gerekiyor”
Bağımlılıkla ilgili herkese önemli sorumluluklar düştüğünü ifade eden Atalay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Sigaraya ulaşılabilirlik arttıkça içme davranışı da artmaya başlıyor. Sigara içme davranışının aslında ulaşılabilirliği azaltılması gerekiyor. Şu anda Dünya Sağlık Örgütü madde bağımlılığı arasında en tehlikelisini sigara olarak görüyor. Çünkü ulaşılabilirliği çok rahat, içme davranışı çok daha sık. Ulaşılabilirliği azaltmak adına hepimize bir takım sorumluluklar düşüyor.”
“Hepimize sorumluluklar düşüyor”
Konuşmasının devamında Atalay, “Türkiye’de sigara içme sıklığıyla ilgili 15 yaş nüfusta kadınlarda yüzde 17,5, erkeklerde yüzde 41,8, toplamda da yüzde 29,6 bir oran var. Gençlerde 15 yaş sigara kullanım oranı yüzde 12,1, erkeklerde yüzde 23,2’dir. Bu oranların düşürülmesiyle ilgili hepimize bir takım sorumluluklar düşüyor. Halk olarak sorumluluklarımızı yerine getirip bu konuda kişileri en yakın sağlık kuruluşlarına yönlendirmemiz lazım. Çünkü kişilerin kendi kendilerine bırakma deneyimleri olmuyor. Sigara bırakmış kişilerin de deneyimlerine başvurup bir yol haritası da çizebilirler.” dedi.(İLKHA)