KKTC'de alınan Kur'an kursları kararına halk ne dedi?
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde, Anayasa Mahkemesi'nin, Kur'an kurslarının anayasanın laiklik ilkesine aykırı olduğu gerekçesi ile kapatmasına halk çok sert tepki gösterdi.
Kuzey Kıbrıs Anayasa Mahkemesi 1.04.2021 tarihinde ülkede Din İşleri Komisyonu'nun Kur'an kursu düzenlemek ve hafızlık belgesi vermek gibi yetkilerini Anayasa'ya aykırı buldu. Türkiye karara sert tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, gazetecilere yaptığı açıklamada, "KKTC Anayasa Mahkemesi Başkanı süratle bu yanlışından dönmelidir, yoksa bizim atacağımız adımlar da farklı olacaktır" dedi.
Ne olmuştu?
KKTC'de Hizmet Sendikası (HİZMET-SEN) tarafından devlete açılan dava sonucuna göre, Din İşleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Değişiklik Yasası'na yeni eklenen 8B maddesi yani Din İşleri Komisyonu adında bir komisyonun halk arasında bilinen ismi ile "Kur'an Kursu" düzenleme yetkisi elinden alındı.
KKTC'de Kur’an Kurslarının kapatılması kararı ile ilgili düşüncelerini paylaşan halk, Kur’an kurslarının kapatılması kararını alanların genetiği araştırıldığında köklerinin bu topraklara ait olmadığı gerçeğine ulaşılacağını belirtiyor.
"Kur’an kurslarını kapatılması Kıbrıs üzerinden Avrupa’ya mesajdır"
Kur’an kurslarının kapatılması kararını alanların aslında Avrupa’ya bir mesaj göndermek istediklerine vurgu yapan Hüsnü Ilık, "Size hizmet etmeye hazırız, yeter ki bize yol verin" mesajının verildiğine dikkat çekti.
Ilık, “Aslında İttihat ve Terakki’den beri o genetik yapı bu millete o kadar kan kusturdu ki haddi hesabı yok. Allah, onlara bir daha böyle bir fırsat vermesin. Kur’an Kurslarının kapatılması kararını alanların genetiği araştırıldığında köklerinin gerçekten bu topraklara ait olduğuna inanmıyorum. Kuzey Kıbrıs’taki olay aslında onların geçmişte yerleştirmiş oldukları piyonların yeniden üst makamlara geçme girişimidir. Yani bizler buradayız demek istiyorlar, Kıbrıs üzerinden Avrupa’ya mesaj verdiler. Dediler ki 'Biz, size hizmet etmeye hazırız, yeter ki bize yol verin, sizin istediğiniz gibi geçmişte nasıl yaşamışsak bu millete o kan kusturma olayını yeniden yaşatacağız' Rabbim bir daha bu zihniyete fırsat vermesin.” ifadelerini kullandı.
"Kur’an Kurslarının kapatılması kararını baştan sona kınıyorum"
Bu tür kararları alanların geçmişte yanlarına kar kalmadığı gibi gelecekte de yanlarına kar kalmayacağını belirten Siirt İlahiyat Fakültesi Öğr. Üyesi Abdulkadir Karakuş, alınan kararı kınadığını kaydetti.
Karakuş, “Yüzyıldır Türkiye de bu tür şeyleri fazlasıyla yaşayıp gördüğümüz için bunların da inşallah aşılacağını düşünüyorum. Millet isterse aşar, ama istemezse de bu tür imtihanlara maruz kalırız. Tabi Allah’ta bunun hesabını sorar, karar merciinde olmadığımız için bir şey diyemiyorum ama o kararı baştan sona kınıyorum. 10-15 yıldır bir rahatlık yaşıyorduk. Fakat 80-100 yıldır çok yaşadığımız bir olay, ama kimsenin yanına kar kalmadığını gördük, onların da yanına kar kalmayacak diye bir mesaj vermek istiyorum.” dedi.
"Gençlik, İslam ve Kur’an’dan uzaklaştırılmak isteniyor"
Kur’an kurslarının kapatılması kararına bir anlam veremediğini ifade eden Yusuf Kaya, bu şekilde gençlerin İslam ve Kur’an’dan uzaklaştırılmak istendiğine dikkat çekti.
"Kur’an kurslarının açılmasına daha fazla ağırlık verilmesi gerekirken böyle bir kararın alınması manidardır. Çoğu ülkeler İslam’ı yok etmeye çalışıyorlar ve bu yüz yıllardır planlı bir şekilde devam ediyor. Bizim zaten dünyaya geliş amacımız Allah’a ibadet etmektir ama 'Ben onun dediklerini yapmam diyorsunuz' bu konuda KKTC anayasa mahkemesinin yöneticilerini kınıyorum. Babalarımız dedelerimiz geçmişte Türkiye’de çok acılar çekti ama şu an biz bunları aştık. Kıbrıs’a şu an ne oluyor, nasıl böyle bir karar aldılar ve gençlerin neden İslam’ı Kur’an’ı öğrenmesini istemiyorlar? Bu benim için bir merak konusu, bunu araştırılması gerekiyor.” şeklinde konuştu.
Bütün Müslümanların ve İslam ülkelerinin birlik olmadığı sürece bu tür karaların almasınınım önüne geçilemeyeceğine dikkat çeken Reşat Yıldız, Yahudilere hizmet edenlerin Müslümanları ezmeye devam edeceğini söyledi.
"Bu kararı kınıyor ve karara karşıyız"
Müslümanların birlik olmadığı sürece perişan halde kalmaya devam edeceğini ifade eden Yıldız, “KKTC Anayasa Mahkemesi, Yahudi lobisine bağlıdır. Onlar ne isterlerse tabi ki o şekilde kararlar verilecek. Bu onları memnun etmek için alınmış bir karardır. İslam ülkelerinin yöneticileri Yahudilerin hizmetkârlığını yapıyor, Müslümanlar nerede? Bu kararı kınıyor ve karşıyız. Allah, mutlaka bu kararı alanlara cazasını verecektir. Kıbrıs ve bizim ülkemizde 4 milyon insan şu anda Hristiyanlaştırılışmış durumdadır.” ifadelerini kullandı.
Kur’an Kurslarının kapatılması kararından dolayı rahatsızlık duyduğunu ifade eden eski Siirt Atabağı Belediye Başkanı Amir Canpolat, alınan karara şu şekilde tepki gösterdi:
“Biz alınan bu karara karşıyız. Bu kararı Allah’ta kabul etmez bir Müslüman olarak biz de kabul edemeyiz. Eğer biz kelime-i şehadet getiriyor ve Müslüman olduğumuzu iddia ediyorsak bunu kabul edebilir miyiz? Kur’an kurslarının kapatılmasını kabul etmememiz, birbirimize destek olmamız gereklidir. Bir Müslüman olarak alınan karardan rahatsız oldum.”
Gelen tepkiler üzerine Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Ersan Saner, mahkemeden "Kur'an kursları KKTC'de kapatılıyor" yönünde bir karar çıkmadığını belirterek, "KKTC'de hiç kimsenin Kur'an kurslarını kapatma diye bir niyeti yok, böyle bir olay da yok" açıklamasını yaptı.
KKTC'de Anayasa Mahkemesinin Kur'an kurslarıyla ilgili aldığı karara ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Saner, Anayasa Mahkemesine açılan davanın, Din İşleri Başkanlığında çalışanların üye olduğu ilgili sendikanın, Din İşleri Komisyonunun hafızlık eğitimi düzenleme yetkisi olup olmadığına dair bir dava olduğunu iddia etti.
Saner, "Bazı grupların, özellikle dava sonucunda laikliğe herhangi bir vurgu yapılmamasına rağmen, laiklikle alakalı herhangi bir sıkıntı olmamasına rağmen, davayı savunan avukat tarafından yapılan çarpıtıcı bir açıklamadan sonra olaylar biraz da bu noktaya geldi diyebiliriz" değerlendirmesinde bulundu.
Davayı açan sendika görevlilerinin terfiler sırasında haksızlığa uğradığı iddiasının mahkeme tarafından doğru bulunduğunu ve yasal düzenleme yapılması gerektiği kararının çıktığını aktaran Saner, hükümet olarak bu yasal düzenlemeyi yapmak için gerekli çalışmaları başlattıklarını kaydetti.
Saner mahkemeden, "Kur'an kursları KKTC'de kapatılıyor" yönünde bir karar çıkmadığına vurgu yaparak, şöyle devam etti:
Dava, Din İşleri Dairesi'ne verilen hafızlık kursunu açma yetkisinin iptaliyle ilgiliydi, Kur'an kurslarıyla alakalı değildi. Dolayısıyla KKTC'de hiç kimsenin Kur'an kurslarını kapatma diye bir niyeti yok, böyle bir olay da yok. Anayasa'ya bağlı bir kişi olarak, din eğitimi almak her vatandaşın Anayasal bir hakkı ve toplumsal bir ihtiyacı olduğundan hareketle asla Kur'an kurslarını kapatma diye bir düşüncemiz olamaz. Konu, biraz farklı yansıtıldığı için bu noktaya taşınmıştır.
Mahkemenin verdiği kararda, devletin dışında bir kurumun hafızlık kursu düzenlemenin söz konusu olmadığına vurgu yapıldığına değinen Saner, Din İşleri Başkanlığının devletin dışında bir kurum olmadığını, dini alanlardan sorumlu tek devlet kurumu olduğunu, ilgili bakanlık ve diğer kurumlarla iş birliğini içerisinde görevini yerine getirmeye devam edeceğini kaydetti.
Saner, Kur'an kurslarının kapatılmasıyla ilgili bir karar çıkmadığının altını çizerek, "KKTC Müslüman bir ülke, Kur'an kurslarını kapatmak söz konusu olmaz. Dava konusu, hafızlık kurslarının nasıl yapılması gerektiğiyle ilgili açılan bir davaydı. Bu kursların sonunda, sınavı kazanarak gerekli terfileri alanların doğru terfi alıp almadığıyla ilgili açılan bir davanın sonucunda bu olaylar gerçekleşti" dedi.
Terfiler sırasında yaşanan sıkıntıları ortadan kaldırınca sorunun çözüleceğine dikkati çeken Saner, ilgili sendikanın hafızlık kursunu Din İşleri Başkanlığının açma yetkisinin iptali yönünde Anayasa Mahkemesine başvurduğunu, hafızlık kursu açma yetkisini yeniden düzenleyeceklerini bildirdi. (İLKHA)