Dış Haberler Servisi

Son yıllarda dünyanın en önemli gündem maddelerinden biri haline gelen göç krizi, beraberinde, Avrupa’nın diğer yüzünü de gösterdi. Avrupa ülkeleri, göçmenler konusunda oldukça insanlık dışı tavırlar sergiledi. Öyle ki; kıtaya göç eden on binlerce çocuğun nerede olduğu bilinmiyor. İşin kötü tarafı da bu konuyla ilgilenen ve kayıp çocuklarla ilgili hesap verecek hiçbir sorumlu yok.

Lost in Europe adlı internet sitesinin hazırladığı rapora göre Avrupa ülkelerine anne ve babası olmadan giden 18 bin 292 çocuğun nerede olduğu bilinmiyor.

Avrupa ülkelerinde resmi dairelerden alınan rakamlara göre 2018-2020 yılları arasında devlet koruması altında olan 18 bin 292 sığınmacı çocuk kayboldu. Kıtada kaybolan çocuk sığınmacıların büyük çoğunluğunun Fas, Cezayir ve Eritre uyruklu olduğu bildirildi.

İLK SIRADA İTALYA VAR

Rapora göre İtalya'da 5 bin 775, Belçika'da 2 bin 642, Yunanistan'da 2 bin 118, İspanya'da 1889, İsviçre'de 944 kayıp sığınmacı çocuk bulunuyor.

Almanya'da ise 2018-2020 yılları arasında 7 bin 806 çocuk kayıp olarak bildirildi. Söz konusu çocuklardan 7 bin 82'sinin yeniden bulunduğu ancak 724'ünün hala arandığı açıklandı. Federal Emniyet Teşkilatı açıklamasında bu sayıların kesin olmadığı notunu düştü.

Rapor, Avrupa ülkelerinin refakatçisi bulunmayan sığınmacı çocuklarına ilişkin istatistikleri de düzensiz tuttuğunu ortaya koydu. Fransa, Danimarka ve Romanya'da refakatçisiz çocuklar hakkında herhangi bir kayıt tutulmuyor.

GERÇEK SAYI ÇOK DAHA FAZLA OLABİLİR

Ancak gerçek kayıp sığınmacı çocuk sayısının, raporda belirtilen rakamların çok üstünde olduğu biliniyor. Uzmanlar, Avrupa'da kaybolan sığınmacı çocukların resmi rakamların çok üstünde olduğuna, kayıp çocukların uluslararası organize suç örgütlerinin eline düşmüş olabileceğine dikkati çekiyor.

Avrupa’ya giden 50 bin sığınmacı çocuğun kaybolduğu belirtiliyor. Sık sık gündeme gelmesine ve raporlar hazırlanmasına rağmen çocukların neden ve nasıl kaybolduğuna dair sorular halen cevap arıyor.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonunun (UNICEF) ve Uluslararası Mülteci Hakları Örgütlerinin hazırladığı raporlara göre sadece Almanya’da 10 bin mülteci çocuk kayıp durumda. Avrupa Polis Teşkilatının (Europol) 10 bin olarak gösterdiği rakamların çok daha üstünde çocuğun kayıp olabileceği belirtiliyor.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından geçen yılın mart ayında kamuoyu ile paylaşılan "Avrupa’da Kayıp Mülteci ve Göçmen Çocuklar" raporuna göre çoğu refakatsiz binlerce çocuk, organize suç örgütlerinin eline düştü.

2018 yılında Yunanistan’daki çocuk mültecilerin yüzde 14’ünün, İtalya’dakilerin yüzde 83’ünün ve İspanya’dakilerin yüzde 81’inin refakatçisi olmadığı belirtiliyor.

Uluslararası Mülteci Hakları Örgütlerine göre kayıp çocuklar, fuhuş, uyuşturucu kaçaklığı, emek sömürüsü, organ ticaretinde kullanılıyor.

SORUMLULAR HESAP VERMELİ; İSLAM DÜNYASI KAYIP ÇOCUKLARINA SAHİP ÇIKMALI

HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, üç ay önce yine gündeme gelen kayıp çocuklara dair değerlendirmelerde bulunmuş, kamsamlı bir soruşturma yapılarak sorumluluğu bulunanların cezalandırılmaları gerektiğini belirtmişti. Her türlü istismara açık olan çocukların akıbetlerinin endişe verici olduğunu ifade eden Sağlam, İslam dünyasının kayıp çocuklarına sahip çıkma çağrısında bulunmuştu. İşte, HÜDA PAR Genel Başkanı Sağlam’ın kayıp çocuklara dair yapmış olduğu açıklama...

“Her türlü istismara açık olan çocukların akıbeti endişe vericidir. Can kaygısıyla çatışma bölgelerinden uzaklaşırken ailelerini yitiren çocuklar, İslam ülkeleri tarafından sahipsiz bırakılmış, her türlü istismar ve asimilasyona açık bir şekilde Avrupa ülkelerine teslim edilmiştir. Kendi çocuklarına sahip çıkamayan İslam dünyası, bugün bu çocukları bir kez daha sahipsiz bırakmaktadır.

Kayıp çocuklar ile ilgili uluslararası iş birliği sağlanarak ivedilikle kapsamlı bir soruşturma başlatılmalı, ihmal ve sorumluluğu bulunanlar cezalandırılmalıdır. Göçmen çocukların aileleriyle birlikte güvenli alanlarda barınabilmeleri için bir program başlatılmalı ve göç veren bölgeler için ekonomik ve siyasi desteği de kapsayan uluslararası projeler hayata geçirilmelidir.”