• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
​ Fatih Erbakan: "104 amiralin bildirisi milletin iradesine muhtıradır"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, parti genel merkezinde gerçekleştirilen haftalık olağan basın toplantısında yaptığı açıklamada, vatandaşı asıl gündeminin ekonomi olduğunu dile getirerek “Türkiye'nin gerçek gündemine vatandaşın derdine sıkıntısına odaklanmamız gerekir.” dedi

104 emekli amiralin bildirisine ilişkin Erbakan, “Türkiye maalesef muhtıra ve darbeler geçmişi olan bir ülke. Dolayısıyla bu bildiri şu anda siyasete, millet iradesine, hükümete bir müdahale bir ihtar bir muhtıra anlamı taşıyabilecek bir bildiridir. Millet iradesi üzerinde hiçbir beşeri bir gücün bulunamayacağını, bunun kabul edilemeyeceğini açıkça ifade ediyoruz. Bunun yanında Türkiye'nin gerçek gündemine, vatandaşın sıkıntısına derdine de odaklanmamız gerekir.” ifadelerine yer verdi.

“Türkiye’de nüfusun yüzde 40’ı sosyal yardıma muhtaç”

Erbakan, “Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ‘Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü’nün 2020 yılı faaliyet raporuna göre; 2019'da ülkemizde 3 milyon 282 bin hane sosyal yardım almış iken, 2020'de 6 milyon 630 bin hane sosyal yardım aldı. Yani sosyal yardıma muhtaç hane sayısı bir yılda yüzde 102 arttı. 6 milyon 630 bin hanenin sosyal yardım alması demek, Türkiye’de 30 milyondan fazla insanın, yani nüfusun yüzde 40’ının sosyal yardıma muhtaç olması demektir. Yine 2019'da toplam ‘688 bin haneye’ gıda yardımında bulunulmuş iken, 2020’de ‘1 milyon 154 bin haneye’ gıda yardımı yapılmış; Yani gıda yardımı da 1 senede 2 katına çıkmış. Bu Türkiye’de açlık artıyor anlamına gelir.” diye konuştu.

“Kamu ihaleleri şeffaf ve adil yapılmalı”

Kamu ihalelerinin şeffaf olmayan ve ihalesiz biçimde kapalı kapılar arkasında verilmesini de eleştiren Erbakan bunun hakla ve hukukla adaletle bağdaşmadığını söyledi:

“Tam ‘5 milyar TL’ yani eski parayla 5 katrilyon bedelli, Antalya, Ordu, Şanlıurfa şehir hastanelerinin yapımı; Kamu İhale Kanunu’nun deprem, yangın, sel gibi olağanüstü hallerde ‘pazarlık usulüyle’ verilmesini sağlayan 21/b maddesi uyarınca, ‘3 tane imtiyazlı firmaya’  ihalesiz şekilde, şeffaf olmayan bir biçimde, kapalı kapılar arkasında verildi.  İşsizlerimizin sayısı 11 milyonla Yunanistan’ın nüfusunu aşmışken, üniversite diplomalı işsizler ordumuz 1,5 milyona yaklaşmışken, halkın yüzde 40’ı sosyal yardıma muhtaç, 4’te 1’i elektrik faturasını ödeyemezken, diğer taraftan bir avuç imtiyazlıya devletin kaynaklarının, milletin parasının su gibi akıtılması, milyarlık işlerin sadece birkaç firmaya ihalesiz, pazarlık usulüyle verilmesi, aynı firmaların aldıkları ihalelerin finansman maliyetinin Devlet tarafından üstlenilmesi, hakla, hukukla, adaletle, mantıkla açıklanamaz bir yanlıştır.”

“Patates üreticisi de mağdur”

Patates üreticisinin de zor durumda olduğunu belirten Erbakan, Covid-19 nedeniyle kapalı olan otel ve lokanta gibi işletmelerin de alım yapmaması nedeniyle patatesler depoda kaldığını Depolardaki 500 bin tona yakın patatesin çürümeye yüz tuttuğunu, TMO acilen devreye girip acilen patates alımı yapmazsa yüz binlerce ton patates çürüyeceği ve çöp olacağı uyarısında bulundu.

Erbakan şöyle devam etti: 

“Parti yetkililerimizin ziyaret ettiği Niğdeli patates üreticileri; gübreye, ilaca, tohuma ve elektriğe geçen yıla göre yüzde 100 oranında zam gelirken, patatesi geçen yılki fiyata bile elden çıkaramadıklarını belirtiyorlar. Aracılar, süpermarket zincirleri kazanıyor. Tüketici de patatesi pahalı almak zorunda kalıyor. Ne üretici kazanıyor ne de tüketici ucuza ürün alabiliyor.  Aracıların kazandığı bu sistemde hem üretici mağdur hem tüketici mağdur. Bu aslında Türkiye’deki tarım politikalarının yanlışlığını, üretimden ne kadar uzaklaşıldığını gösteriyor. Biz patates ve tüm tarım ürünlerinde ithalatın durdurulmasını istiyoruz. Türkiye’nin kendine yeten çiftçisi var, Türkiye’nin toprağı var, Türkiye’nin çiftçisi ayakta kalmalı, Türkiye üretmelidir.”

“Çin'in Ortadoğu'da ağırlığını hissettirmesi bizim eksikliğimiz”

Erbakan, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin Ankara’yı da kapsayan Ortadoğu başkentlerine yönelik ziyaret turu ve yapılan açıklamalar, imzalanan anlaşmalarıyla bölgede ekonomik, siyasi ve askeri ağırlığını hissettirmeye başladığını, 19 yıldır D-8 Organizasyonu’na, D-60 projesine burun kıvıran iktidarın bu kadar zamanda ‘İslam Birliği’ ve ‘Yeni Bir Dünya’ vizyonuyla gereken adımları atsaydı, bugün Çin’in yaptığı bu hamleleri Türkiye olarak biz yapıyor olacağını vurguladı. Erbakan, "Bu gelişmeler ekonomi alanında olduğu gibi, dış politika alanında da Milli Görüş’e büyük ihtiyaç olduğunu göstermektedir." dedi.

“104 amiralin bildirisi milletin iradesine muhtıradır”

Bir gazetecinin sorusu üzerine Erbakan, "Bir defa usul olarak, yöntem olarak, bu açıklama kabul edilemez. Çünkü Türkiye muhtıra ve darbeler, postmodern darbeler geçmişi olan bir ülke.  Dolayısıyla bu şu anda siyasete, millet iradesine, hükümete bir müdahale bir ihtar bir muhtıra anlamı taşıyabilecek bir bildiridir. Millet iradesi üzerinde hiçbir beşeri bir gücün bulunamayacağını, bunun kabul edilemeyeceğini açıkça ifade ettik. Ancak bununla birlikte iktidarın da burada geçmiş yıllarda çok seferde yaptığı gibi bir mağduriyet çıkartması ve bunu iktidarın bir siyasi malzeme haline getirmesi de aynı şekilde kabul edilemez. Mutfaktaki yangın, Kobilerin, esnafın, çiftçinin köylünün, EYT'linin, vatandaşın ekonomik sıkıntısı ekonomik yangını bu vesile ile örtülemez, perdelenemez. Türkiye’nin gerçek gündemine, vatandaşın sıkıntısına derdine odaklanmamız gerekir." ifadelerini kullandı.

“Sarıklı amiralin kendini sosyal medyada bu şekilde afile etmesi doğru değil”

Erbakan, “Namazını, ibadetini herkesin kendisinin yapması bunu sosyal medyada paylaşıp insanlara göstermesi çok uygun değil. Tabii orduda da olsa hangi kurumda olursa olsun bu ülkede bir insanın namaz kılması takdir edilecek bir şeydir. Şehidi şehit yapan mana, bize asırlar boyunca Kurtuluş Savaşı ve Çanakkale zaferi de dahil olmak üzere bu zaferleri kazandıran bu destanları yazdıran mana ruh; aslında namazın içinde gizli, bizim inancımıza gizlidir. Dolayısıyla namaz kılan da inancının gereğini yerine getiren ile mücadele etmek onu kınamak uygun bir davranış değildir. Ancak tabi ki bu şekilde poz verip ibadetini kendi kişisel hayatını sosyal medyada da ifşa etmek uygun bir davranış değil.” şeklinde konuştu. (İLKHA)



Bu haberler de ilginizi çekebilir