​Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, ana teması “Şifa Ayı Ramazan” olan 2021 yılı Ramazan ayı bilgilendirme toplantısında, Covid-19 salgını nedeniyle Ramazan'da teravih namazlarının camilerde kılınmayacağını açıkladı.

On bir ayın sultanı Ramazan ayına sayılı günler kalırken Diyanet İşler Başkanlığı tarafından alınan yeni kararla geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yılda teravih namazının camilerde kılınmayacağı açıklandı.

Salgın sürecinde toplu taşıma araçlarında, kalabalık alanlarda, eğlence merkezlerinde, birçok program ve etkinlikte salgına karşı tedbirlerin uygulanmadığı ve önlemlerin hiçe sayıldığı görülürken camilerde ise ilk günden beri kılınan namazlarda cemaatin maske ve sosyal mesafe kuralına ciddi şekilde uyması, Covid-19 ile mücadelede camileri en iyi örnek haline getirdi.

Vakit namazları başta olmak üzere cuma namazı için camiye gelen cemaatin, seccade ile maskelerini istenilen şekilde takarak camiye gelmesi ve sosyal mesafe kuralına uyarak ibadetlerini yapması büyük takdir topluyor.

Ancak buna rağmen teravih namazının camilerde kılınmaması kararının alınması Ramazan ayına sayılı günler kala halkı hayal kırıklığına uğrattı.

Teravih namazı için alınan kararın gözden geçirilmesini isteyen Gaziantep halkı, söz konusu kararı çok yanlış bulduklarını vurguladılar.

Geçtiğimiz yıl Ramazan ayını Covid-19 yasakları gölgesinde ihya etmeye çalıştıklarını ifade eden halk, teravih namazını ve mukabeleleri camilerde yapmak istediklerini dile getirdiler.

Hayatın her aşamasında hayatın normal şartlarda devam ettiği, maske, sosyal mesafe ve temizliğe en çok camilerde riayet edildiği, özellikle de toplumun en çok maneviyata ihtiyacı olduğu bir dönemde Ramazan ayında camilerde ibadetlerin ve teravihlerin engellenmesi anlaşılır bir durum olmadığına dikkat çeken halk, karara tepki gösterdi.

“Bir an evvel bu yanlıştan dönülmesini istiyorum”

Teravih namazının camide kılınmaması kararını yanlış bulduğunu belirten vatandaşlardan Cuma Kaya, “Müslüman olan bir toplumda teravih namazının ibadetine izin verilmemesini kesinlikle doğru bulmuyorum. Kongreler başta olmak üzere birçok toplantı ve etkinlik yapılırken Ramazan ayında manevi atmosferi yakalayacağı bir ayda Müslümanları rencide edecek şekilde barikatların konulmasını doğru bulmuyorum. Bir an evvel bu yanlıştan dönülmesini istiyorum.” dedi.

“Virüs sadece camilerde mi bulaşıyor?”

Teravih namazının camilerde kılınmaması kararını yanlış bulduğunu belirten Muhammed Enes Yıldırım, “Allah Resulü cemaatte rahmet olduğunu söylüyor. Cemaatten ayrılmamız gerektiğini belirtiyor. Elbette salgın dönemindeyiz. Fakat getirilen yasakların camide ibadet etmemize engel olmamalıdır. Kongreler yapılırken, eğlence mekanları açılırken ve yüzde 50 kapasite ile tedbir alınırken camilerde teravih namazına yasak getirilmesini dini engelleme olarak görüyorum. Aslında geçmişten gelen bir süreçten dolayı böyle bir karar alınıyor. Virüs eğlence mekanlarında, kongrelerde bulaşmıyor ama sadece camilerde mi bulaşıyor? Peygamber Efendimiz cemaatte rahmet olduğunu söylüyor. Fakat bizi cemaatten uzak tutarak eve mahkum ediyorlar.” ifadelerini kullandı.

“En güzel önlemler camilerde alınıyor”

Geçtiğimiz yıl camilerde teravih namaz kılınamadığı için buruk bir Ramazan yaşadıklarını belirten Müslüm Yılmaz ise şunları söyledi:

“Karar tabi ki toplumun sağlığı için alınan bir karadır. Toplum zaten İslamiyet’ten kopmuş, özellikle gençler namazdan ve ibadetlerden uzaklaşmışlar. Teravih namazı Ramazan ayının ayrılmaz bir ibadetidir. Teravih namazı olmadığı zaman bir tarafımız eksik kalmış oluyor. Teravih namazının camide kılınmasında bir sakınca görmüyoruz. Camilerde namaz kılma mesafeleri belli ve cami cemaati namaz için camiye geldiğinde her türlü tedbiri alıyor. En güzel önlemler camilerde alınıyor. Çarşı, AVM ve pazar ile birçok alanla kıyasladığımızda camilerde tedbirler daha iyi alınıyor. Camilerde her hangi bir sıkıntı yok. Zaten camilerde cuma ve vakit namazlarını kılıyoruz. Her hangi bir sorun yok. Neden teravih namazı camilerde neden kılınmıyor?”

“Camide namaz kılmanın hiçbir sakıncası yok”

Tedbirlerin en iyi alındığı mekanların camiler olduğunu ve cami cemaati olarak her türlü tedbiri güzel bir şekilde aldıklarını belirten İbrahim Altun, “Her şey serbestte sadece camide namaz kılmak yasak. Zaten Covid-19 kurallarına uyarak namazımızı kılıyoruz. Camide namaz kılmanın hiçbir sakıncası yok. Zaten biz camiye gelirken her türlü tedbiri alıyoruz. Cuma namazında ve vakit namazlarında her türlü tedbiri alıyoruz. Şua ana kadar her hangi bir sıkıntı olmadı. Çarşıda, pazarda, toplu taşıma araçlarında herkes iç içe ve mesafe diye bir kural yok. Fakat camide kalabalık diye bir durum yok. Yasaklar sadece cami için mi geçerlidir?” diye sordu.

“Teravih namazı neden sıkıntı oluyor?”

Covid-19 kurallarının en iyi uygulandığı mekanların camiler olmasına rağmen Ramazan ayına sayılı günler kala böyle bir kararın alınmasını yanlış bulduğunu belirten Emrullah Yılmaz da, “Zaten sosyal mesafeyi koruyarak cuma namazı ve vakit namazını gidebiliyoruz. Bunda da bir sıkıntı yok. Teravih namazında da bir sıkıntı olmayabilir. İnsanlar teravih namazına giderek Allah ile mesajını iyi bir şekilde iletebilir. Çünkü kendilerinin kongre salonlarına sıkıntı yok, bir araya gelebiliyorlar ama söz konusu cami ve Müslümanlar olunca bu şekilde kısıtlamalar oluyor. Bu şekilde de ümmeti yavaş yavaş benimle amacına gidiliyor.” şeklinde konuştu.

“Alınan karara şaşırdım”

Bu yılda Ramazan ayında camilerden uzak kalmak istemediklerini belirten Mehmet Kaya ise, “Bu kararı eleştiriyorum. Geçen sene zaten teravih namazından mahrum kaldık. Aynı şekilde mukabeleye gidemedik. Camilerden uzak kaldık. Bu bize cidden ızdırap verdi. Geçen seneyi anlayışla karşıladık. Çünkü devlet dairelerinde tedbir alındı, birçok plan, program iptal edildi. Biz bunu saygı ile karşıladık. Fakat bu sene alınan karara şaşırdım. Madem virüs var, mademki insanlara zarar veren bir durum söz konusu, partiler kongrelerini yapıyorlar, bütün programlar yapılıyor. Bu konuda herhangi bir sıkıntı olmazken neden teravih namazı için yasak getiriliyor? Bu kararı çok da doğru bulmuyorum.” diye konuştu. (İLKHA)