`Yaşanan Katliamlar Tesadüf Değildir`
Batman Köy-Der Mustazaflar Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada, Müslümanlara yapılan katliamların demokrasi, eşitlik ve insan hakları ihlallerinden dem vuranlar tarafından yapıldığına dikkat çekti.
BATMAN - Batman Köy Mezra ve Beldelerle Dayanışma Derneği (Köy-Der) Yönetim Kurulu, Mustazaflar Haftası münasebetiyle yazılı basın açıklaması yaptı.
Köy-Der Yönetim Kurulu yaptığı açıklamada, Mart ayının 3. Haftasını hakları ellerinden alınan, zulme maruz kalan, baskı altına alınan mustazaf insanların mazlumiyetlerini hatırlattığı belirtildi. Açıklamada, "Daha önce mustazafça ve tüm legal haklarına rağmen kapatılan Mustazaf-Der tarafından başlatılan Mustazaflar Haftasını vicdan sahibi her vatandaşa, idareciye ve yöneticiye hatırlatmak istiyoruz" denildi.
Maddiyat kölesi emperyalist zihniyetlerin maddi gelirleri için pervasızca işledikleri faaliyetler birçok yerde katliamların yaşanmasına neden olunduğuna vurgu yapılan açıklamada, "Yapılan bu katliamlarda milyonlarca insanın hayatı fani olan geçici dünya hayatına kurban edilmiştir. Katliamlarda kullanılan silahlar teknolojik ve kimyevi olunca bu katliamlar ile adeta kırımlar yaşandı. Yaşanan bu katliamlar ve kırımlar özellikle Ortadoğu ve İslam ülkelerinde yaşanmış olması tesadüfî bir eylem olmadığı artık herkesçe bilinen bir tablodur" ifadeleri kullanıldı.
"Müslüman Kürtler emperyalist güçlerin hedef tahtasına konuldular"
Yapılan katliamları, kimlerin ne amaçla işlediği bilinen bir gerçek olduğu ifade edilen açıklamada şunlara değinildi: "Her ne kadar yaşanan birçok katliamlarda faillerin belli olmasına rağmen katliamı yaptıran gizli kalmışsa da bugün bu tablo sayesinde yeryüzünde yaşanan her katliam gün gibi görülüp izlenmektedir. Yaşanan tüm katliamlarda Emperyalist, Komünist ve Siyonistlerin parmak izlerine rastlanılması tüm insanlığı nasıl korkunç bir tablo içinde olduğunu gözler önüne seriyor."
Yapılan katliamları, kimlerin ne amaçla işlediği bilinen bir gerçek olduğu ifade edilen açıklamada şunlara değinildi: "Her ne kadar yaşanan birçok katliamlarda faillerin belli olmasına rağmen katliamı yaptıran gizli kalmışsa da bugün bu tablo sayesinde yeryüzünde yaşanan her katliam gün gibi görülüp izlenmektedir. Yaşanan tüm katliamlarda Emperyalist, Komünist ve Siyonistlerin parmak izlerine rastlanılması tüm insanlığı nasıl korkunç bir tablo içinde olduğunu gözler önüne seriyor."
Son yüzyılın en acı ve feci olan katliamlarından biri olan Halepçe katliamının hatırlanmamasının mümkün olmadığı belirtilen açıklamada, "Bu katliam ümmetin yetimi olan Kürtler üzerinde bir asrı aşkın zaman içinde Müslüman bilinen diktatörler tarafından gördükleri zulümlerin ispatıdır. Ümmet`in vahdetinin kırmayıp ulus devletçiliğe gitmeyen Müslüman Kürtler, İslam ümmetini pare pare parçalayan emperyalist güçlerin hedef tahtasına konuldular. Yüzyılın en korkunç cinayetleri, katliamları, zulümleri ve baskıları bu mazlum halk üzerinde uygulanılmaya başlandı. Halepçe katliamı bu katliamdan önce yaşanan birçok katliamın ispatı olarak tarih sayfasında yerini alacaktır" denildi.
Halepçe katliamına sessiz kalan Avrupa ülkeleri suça ortaktırlar
Açıklamanın devamında son olarak şu sözlere yer verildi: "Bu katliam her ne kadar Diktatör Saddam Hüseyin`in kendi planı ve iradesiyle yapılmışsa da sonuçta kimyasal silahları üretip kendisine ulaştıranlar demokrasi, eşitlik ve insan hakları ihlallerinden dem vuranların eliyle olmuştur. Nitekim bu katliamdan sonra bu ülkeler kör, sağır ve dilsiz kesilmişlerdir. Avrupa ülkelerinin yapılan bu katliam karşısında sessiz kalmaları bu katliamın suç ortakları olduklarının gösteriyor. Elinde teknik bilgi ve üretim gücü olmayan Saddam Hüseyin gibi zalim bir insanın eline bu silahı koymak deliye silahla oyna demek kadar ahmakça olduğu ve art niyet beslendiği açıktır. Bu bağlamda zalim ve diktatörlerin eliyle katledilen tüm halkları anıyor ve zulüm yapan tüm diktatörleri lanetle kınıyoruz." (M. Fatih Akgül - İLKHA)
Açıklamanın devamında son olarak şu sözlere yer verildi: "Bu katliam her ne kadar Diktatör Saddam Hüseyin`in kendi planı ve iradesiyle yapılmışsa da sonuçta kimyasal silahları üretip kendisine ulaştıranlar demokrasi, eşitlik ve insan hakları ihlallerinden dem vuranların eliyle olmuştur. Nitekim bu katliamdan sonra bu ülkeler kör, sağır ve dilsiz kesilmişlerdir. Avrupa ülkelerinin yapılan bu katliam karşısında sessiz kalmaları bu katliamın suç ortakları olduklarının gösteriyor. Elinde teknik bilgi ve üretim gücü olmayan Saddam Hüseyin gibi zalim bir insanın eline bu silahı koymak deliye silahla oyna demek kadar ahmakça olduğu ve art niyet beslendiği açıktır. Bu bağlamda zalim ve diktatörlerin eliyle katledilen tüm halkları anıyor ve zulüm yapan tüm diktatörleri lanetle kınıyoruz." (M. Fatih Akgül - İLKHA)