• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Suriye’deki suikast zinciri !
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Yusuf Can – Haber Yorum

Bir taraftan Türkiye sınırına yakın bölgelerden yapılan saldırıların hem nitelik hem de nicelik yönünden artması, diğer taraftan Rusya ve Baas Rejim güçlerinin İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesine yaptıkları hava saldırıları yakın gelecekte yeni gelişmelerin yaşanacağını gösteriyor.

MSB geçen hafta, Halep'te Suriye Ordusu ve destekçilerinin kontrolündeki Kuveyris Havaalanı'dan Suriye'nin kuzeyindeki Cerablus ve Bab ilçelerine düzenlenen balistik füze saldırısı düzenlendiğini açıklamıştı.

PYD/PKK’nin bu bölgelere sık sık saldırılarda bulunması alışılagelen bir durum olsa da Rejim güçlerinin bu tarz saldırılarda bulunmasına ilk başta bir anlam verilmese de 21 Mart günü Rusya’ya ait olduğu söylenen savaş uçaklarının İdlib’in sivil yerleşim alanlarını bombaladığı aynı gün bölgenin en önemli sağlık kuruluşu olan hastanenin bilinçli bir şekilde vurularak çok sayıda sivilin katledildiği görüldü.

Elbette ki bu sıradan veya yanlışlıkla yapılan bir saldırı değildi.

Nitekim Dış İşleri Bakanlığı’na çağrılan Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov’a bu gerginlikten duyulan endişe dile getiriliyordu.

Hakeza askeri cenah da aynı şekilde eşgüdümlü bir şekilde meslektaşlarıyla aynı endişeleri paylaşıyorlardı.

Türkiye yönetimi, Suriye’deki gelişmelerin hayra alamet olmadığının farkında ancak sahadaki karmaşıklığın bir de Rusya ile İran arasındaki çekişme boyutu var.

Rusya’nın Suriye iç savaşına müdahil olduğu günden bu yana İran’la sahada bazen gizli bazen açık olarak çekiştiği bilinen bir gerçek.

Ancak son günlerde bu çekişmenin dozu da bi hayli arttı.

Sahadan alınan bilgilere göre son bir yılda aralarında general ve albaylarında yer aldığı 17 üst düzey ordu komutanı ve istihbarat şefi öldürüldü.

Son 1 aylık dilimde ise; düzenlenen suikastlarla üç önemli kritik isim ortadan kaldırıldı. İç infazlar büyük oranda Rus İstihbaratı tarafından tertip ediliyor ve İran’a yakın isimlerden birçoğu bu yöntemle tasfiye edildi.

Bu suikastlerin FSB  ile GRU (Rus Askeri İstihbaratı) tarafından planlanıp işlendiği sır değil.

Neticede yaşanan bunca suikastten sonra ordudaki düzen ve denge bozulmuş ve iç savaş öncesi 320 bin kişi olan Suriye ordusunun, ayrılan muhalif askerler ve devam eden savaş sebebiyle küçülerek 2016 yılında 130 bin kişilik güce evrildiği bu sayının da İran yanlıları ve Rusya yanlıları diye ikiye ayrıldığı görülmüştür.

Rusya, özellikle Lazkiye civarını ana üs olarak belirlerken, Mahir Esed diğer kanadın komutasını alarak Şam’ı mesken edinmiş.

Şimdi gelinen noktada; Suriye’deki savaş ortamı çığırından çıkmış ve Rusya Türkiye’ye taraf genişleme politikasını ısrarla sürdürmekte.

Türkiye’nin bu saldırılara nasıl cevap vereceği ve nasıl bir strateji izleyeceğini zaman gösterse de Türkiye’nin İdlib’i terk etmesinin mümkün olmadığı net olarak görülüyor.

 

 

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir