• DOLAR 34.233
  • EURO 37.941
  • ALTIN 2927.344
  • ...
Erdoğan: ''Endişeye gerek yok'' ( AK Parti 7. Olağan Büyük Kongresi - Canlı)
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin 7. Olağan Büyük Kongresi öncesi, Ankara Spor Salonu önünde bekleyen partililere seslendi. 

Erdoğan konuşmasında, ''Artık önümüzde 2023 var. 2023'e hazır mıyız? 2023'e hamdolsun şimdi bugün yapacağımız tüzük tadilatı ile 50 kişilik bir MKYK değil şimdi 75 kişilik bir MKYK ile yola devam edeceğiz. Ayrıca, yedek diye bir ifade var o da 35 kişi ama onlar yedek olarak kalmayacak onlar da aynen 35 kişi ile beraber çalışacaklar asıl üyeler gibi.'' ifadelerini kullandı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, kongrenin yapılacağı salona geçti.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin 7. Olağan Büyük Kongresi'nde konuşuyor:

''AK Parti büyük kongreleri kadrolarımızı yenilediğimiz bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz hizmetlerin muhasebesini yaptığımız demokrasi şölenleridir. Ekim 2003'teki ilk olağan kongremizde her şey Türkiye için bu ışık hiç sönmeyerek diyerek yola çıkmıştık. Kasım 2006'daki ikinci kongremizde Türkiye'nin partisi Türkiye'nin lideri diyerek milletimizle kucaklaşmıştık. Üçüncü kongremizde biz birlikte Türkiye'yiz demiştik. Dördüncü kongremizi büyük millet büyük güç hedef 2023 diyerek taçlandırmıştık. Beşinci olağan kongremizde 2023 kararlılığımızı tekrar vurgulamıştık. Ağustos 2018'deki 6. olağan kongremizi millet bir hedef bir diyerek gerçekleştirmiştik. Bugün de inandığın yolda yürü diyerek 7. kongremizi Türkiye için güven ve istikrar azmiyle topluyoruz. Her bir kongremizde vizyonumuzu daha ileriye taşıdık.''

"Geçmişimizi hakkıyla bilmeden bugünün hakkını vermeden geleceği inşa edemeyiz"

Siyasetin sadece geçmişte değil aynı zamanda bugünle güncelle de sınırlı kalmaması yarını geleceği umudu kucaklaması gerektiğini inanan bir mefküre sahibiz. Bizim inancımızda umutsuzluk yani yarından ümidini kesmek küfre eşdeğer görülmüştür. Geçmişimizi hakkıyla bilmeden bugünün hakkını vermeden geleceği inşa edemeyiz.

Büyük rüyalar görmek, bu rüyaların ardından gitmek bize medeniyetimizin emridir. Siyasetin en başta gelen vazifesinin de milletle birlikte bu rüyaları görmek, hedefleri koymak suretiyle inşa ve ihya faaliyetinde bulunmak olduğuna inanıyoruz.

Tek parti faşizminden darbe ve vesayet cenderesine bunların yol açtığı siyasi, sosyal, ekonomik krizlerden nice zorlu mücadeleyi yine aynı anlayışla yürüttük. 19 yılda Türkiye'yi demokraside ve kalkınmada dünyanın en ileri ülkesi haline getirmek için gücümüzü ve cesaretimizi milletimizin binlerce yıllık birikiminden aldık. Bugün dünyanın sağlık ve ekonomik krizini yaşadığı bir dönemden geçiyoruz.

Bu defa farklı bir Türkiye var, 84 milyon vatandaşıyla tek millet diyen bir Türkiye var. Bu defa, sadece elindekilere sahip çıkmakla yetinmeyen yeni küresel siyasi ve ekonomi düzende hakettiği yeri alma kararlılığını 2023 hedefleriyle 2053 vizyonu ve 2071 ideali ile gösteren bir Türkiye var. Son 8 yıldır kurulan tuzakları bir bir yıkıp geçen bir Türkiye var. Ellerinden gelse yağmurlu havada ülkemize bir bardak su vermeyecek olanların hergün karşımıza yeni dayatmalarla çıkmaları bizi yolumuzdan döndüremedi. Yine döndüremeyecektir.

İman varsa imkan vardır. Bu inançla 21. yüzyılın kapılarını hem milletimiz hem tüm insanlık için açmak için yola çıkıyoruz. 2023 hedeflerimizi yeni bir başlangıç haline dönüştürecek 21. yüzyılı ve ötesini kuşatacak güçlü Türkiye'yi inşa ediyoruz.

"Bugüne kadar toplam 693 bin öğretmenimizin atamasını gerçekleştirdik"

Tarihi dönüşümü en güzel rakamlar anlatıyor. İktidara geldiğimizde ülkemizi eğitim, sağlık, adalet, emniyet, ulaşım, tarım velhasıl neler yaptık bunların sözünü vermiştik. Önce eğitim dedik, bütçede önceliği her zaman bu alana verdik. Milli Eğitim bütçesini 2002'de 7,5 milyar lira seviyesinden aldık 147 milyar liraya çıkardık. Yüksek öğrenim bütçesini ilave ettiğimizde bu rakam 212 milyar liraya ulaşıyor. Tüm okullarımızın sayısını 50 bin 877'den 87 bin 628'e yükselttik. Yıllarca vatandaşımızın üzerinde yük olan okul kitaplarını her seviyede ücretsiz olarak çocuklarımızın sıralarının üzerine koyduk. Bugüne kadar toplam 693 bin öğretmenimizin atamasını gerçekleştirdik. Eğitimi 4+4+4 şeklinde kademelendirerek zorunlu eğitimi 12 yıla yükselttik. Üniversite sayımızı 76'dan 207'ye, öğrenci sayımızı 15, milyondan 8 milyonun üzerine çıkardık. Üniversiteye girişteki okul katkı puanlarını katsayı farklılıklarını üniversite harçlarını biz kaldırdık. Bay Kemal siz kaldırmadınız biz biz. O okulların kapılarında sağda solda göründü yapanlar bağırıp çağıranlar önce bu harçları kim kaldırdı onu sormaları lazım. Maarif Vakfımız ile 43 ülkede dostlarımıza eğitim veriyoruz.

Sağlık alanında hastanelerdeki yatak sayımızı 164 binden 253 binin üzerine, nitelikli yatak sayımızı 19 binden 162 bine çıkardık bay Kemal bunlardan haberin var mı? Hal çadırını hastane yapmadık biz hastane yaptık hastane. Milleti bunlarla kandırdınız. Sağlık çalışanı sayımızı 1 milyon 77 bine ulaştırdık. Sağlıktaki kalitenin önemli göstergelerinden olan ambulans başına düşen nüfus sayımızı 107 binlerden 14 binlere indirdik. Şehir hastaneleri sayısını 17'ye toplam yatak kapasitesini 22 bin 600'e yükselttik. Halen 9 şehir hastanemizin inşası sürüyor.

Sosyal hizmetlerde son 18 yılda ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza 411 milyar liraya varan yardım yaptık. Kamudaki engelli istihdamı 2002 yılında sadece 5 bin 777 iken bugün 58 binin üzerindedir. Yaşlılık maaşını 2002 yılında 24 bin liradan aldık 763 liraya yükselttik. Asgari ücret 184 lira iken 2 bin 825 lira olarak uygulanıyor.

Son birkaç gündür piyasalardaki dalgalanmalar, Türkiye ekonomisinin temellerini, gerçek dinamiklerini, potansiyelini kesinlikle yansıtmıyor. Artık vakit daha çok çalışma, üretme, gaza basma, hedeflerimize yürüme vaktidir. Ülkesinin yanında yer alarak güven ve istikrar mesajlarımıza sahip çıktıkları için ülkemizin her ferdine teşekkür ediyorum. Sadece kendilerini güvende hissetmek amacıyla evlerinde döviz ve altın tutan vatandaşlarıma bir çağrıda bulunmak istiyorum. Milli servetimiz olan döviz ve altını finans araçlarına yatırarak ekonomiye ve üretime kazandırmalarını istiyorum. Katılım finans şirketleri döviz ve altın için müşterilerini mutlu edecek alternatifler sunuyor. İş insanlarımızdan da varlık barışından yararlanabileceklerini hatırlatıyorum. Herhangi bir endişeye gerek yok. Uluslararası yatırımcıların ise Türkiye'nin gücüne güvenmelerini istiyorum.

"Dostlarımızın sayısını artırıp bölgemizi bir huzur adasına çevirmekte kararlıyız"

Önümüzdeki dönemde dostlarımızın sayısını artırıp husumetleri gidererek bölgemizi bir huzur adasına çevirmekte kararlıyız. Suriye gerçek anlamda Suriyelilerin yönettiği bir yer haline gelene dek gayretimizi sürdürecek, Suriye halkının yanında olmayı sürdüreceğiz.

Türkiye’nin sağladığı destek sayesinde bugün Libya yeniden geleceğine umutla bakabiliyor, demokratik süreçleri yürütebiliyor. ABD'den Rusya’ya, AB'den Arap coğrafyasına kadar tüm ülkelerle ilişkilerimizi, Türkiye’nin menfaatleri ve milletimizin beklentileri doğrultusunda şekillendirmeyi sürdüreceğiz. Afrika, Asya ve Avrupa’nın kalbinde yer alan bir ülke olarak ne doğuya ne de batıya sırtımızı dönme lüksümüz yoktur.

Yeni Anayasa

Gündemimizde, kadınlarımızın haklarını korumayı vicdanlarda değil, kağıtlarda arayanlara söyleyeceklerimiz var. Gündemimizde, yeni ve sivil anayasa çalışmalarının çerçevesini oluşturacak ilkeler var. 

Mevcut anayasamız 1960 darbesi ile ilk şekli verilen 1980 darbesinin ardından yeniden yoğrularak milletimizin önüne konan bir metindir. Darbenin üzerinden silindir gibi geçtiği bir halka silahların gölgesinde onaylatılan bu anayasa arkasındaki vesayetçi güçlerin eseridir. İki asırlık anayasa geçmişimize baktığımızda her çeyrek asırda yeni bir anayasa ile karşılaşıyoruz.

Yeni ve sivil anayasa teklifimiz fikri temeli olmadığı için dikkate almayı gerektirmeyen kimi sığ görüşler dışında olumlu karşılanmıştır. Milletimiz nasıl bir anayasa ile yönetilmek istiyorsa biz de öyle bir anayasa istiyoruz. Bu anayasanın ruhunda millet yani insan olmalı. Bu anayasanın merkezinde insanın huzuru, refahı, mutluluğu yer almalıdır. Temelinde ülkemizin gücü, güvenliği, istikrarı, kazanımları ve elbette hedefleri bulunmalıdır. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın kadim devlet anlayışı ile inşa edilmelidir.

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir