Fransız futbolunun en özel yeteneklerinden biri olan Thierry Henry, genç takımından yetiştiği Monaco'da gösterdiği çıkış ile yarım devrelik Juventus macerasının ardından, Premier Lig'de Arsenal formasıyla harikalar yarattı ve kulüp tarihine adını altın harflerle yazdırdı.

4 kez Premier Lig gol kralı olmayı başaran Henry, tam bir kupa koleksiyoneri. Dünya Kupası, Konfederasyon Kupası, Avrupa Şampiyonası, Şampiyonlar Ligi, UEFA Süper Kupa, FIFA Kulüpler Dünya Kupası, Fransa Ligue 1, İngiltere Premier Lig ve İspanya La Liga şampiyonlukları, kazandığı başarılardan bazıları...

Tüm bunların yanında bireysel olarak da birçok ödül kazanan Henry, özellikle Arsenal'da oynadığı dönemde popülerliğini her geçen gün arttırdı ve dünya çapında bir üne sahip oldu. Olağanüstü top sürme becerisinin yanına hızı ve bitiriciliğini de ekleyen Henry, Arsene Wenger'in de dokunuşlarıyla durdurulamaz bir oyuncu haline geldi.

2000-2001 yılında ligde şampiyon olduktan bir sonraki sene zirveyi Manchester United'a kaptıran Arsenal, 2003-2004'te ise takımın yıldızı Henry önderliğinde sezona müthiş bir başlangıç yaptı. Premier Lig'de oynadığı ilk 5 maçın 4'ünü kazanan ve diğerini de beraberlikle tamamlayan Arsenal, 17 Eylül 2003'te Şampiyonlar Ligi B grubu ilk maçında Inter'i konuk etti.

İtalya Serie A'da sezona 2'de 2 yaparak başlayan Inter'in kadrosunda tanıdık isimler de vardı; Emre Belözoğlu ve Okan Buruk... Hatta o dönem 23 yaşında olan Emre Belözoğlu, Highbury Stadyumu'nda oynanan zorlu Arsenal deplasmanına ilk 11'de başladı. Okan Buruk ise yedek kulübesindeydi.

Karşılaşma öncesinde yapılan yorumlarda Arsene Wenger'in Arsenal'i, Hectop Cuper'in Inter'ine karşı mutlak favori olarak gösteriliyordu. Ancak futbol sahada oynanan bir oyundu. Nitekim maçın ilk düdüğü çaldığı andan itibaren gidişatı da İngiliz devi için soğuk bir duş niteliğindeydi.

Arsenal karşısında maça iyi bir başlangıç yapan Inter, mücadelenin 22. dakikasında Arjantinli forveti Julio Cruz'un attığı golle 1-0 öne geçti. Kuzey Londra temsilcisi henüz ne olduğunu anlamadan bu kez van der Meyde ile bir gol daha bulan Milano ekibi, skoru 2 dakika içerisinde 2-0'a getirdi.

Sahasında hiç beklemediği bir skorla karşı karşıya kalan Arsenal'de taşın altına elini koyması gereken bir numaralı isim, takımın Fransız yıldızı Thierry Henry'den başkası değildi. Nitekim oyun üstünlüğünü ele alan ve baskısını arttıran Kuzey Londra temsilcisinin aradığı fırsat, 32. dakikada ayağına geldi.

Henry'nin pasına hareketlenen Fredrik Ljungberg, ceza sahası kenarında Marco Materazzi ile girdiği omuz omuza mücadelede yerde kaldı ve maçın hakemi penaltı noktasını gösterdi. Topun başına Wenger'in en güvendiği isim, takımın yıldızı Thierry Henry geçti ancak vuruşunda gole engel olan Toldo, Arsenal'in farkı bire indirmesine izin vermedi.

Inter, ilk yarı bitmeden 41. dakikada Emre Belözoğlu'nun şık asistinde Nijeryalı forveti Obafemi Martins ile bir gol daha buldu ve Arsenal'in kaçan penaltı sonrası zaten azalan umutlarını iyice bitirdi.

İkinci yarıda Iván Cordoba, Marco Materazzi, Fabio Cannavaro ve Javier Zanetti ile oluşan defans hattıyla adeta kale önüne duvar ören Inter, maçın kalan kısmında Arsenal'e gol şansı vermedi. Emre Belözoğlu karşılaşmda 66. dakika forma giydi ve yerini Lamouchi'ye bıraktı. Okan Buruk ise mücadelede süre almadı.

3-0'lık Milano temsilcisinin üstünlüğüyle biten maç sonucu Arsenal, Şampiyonlar Ligi gruplarına mağlubiyetle başladı. Ada'daki iyi gidişatını Devler Ligi'de yansıtamayan Kuzey Londra temsilcisi, net bir skorla yenilse de hatta Henry beklentilerin altında kalmanın dışında penaltı da kaçırsa, maç sonunda o unutulmaz fotoğraf ortaya çıktı.

Tek bir kare Thierry Henry'nin ne kadar büyük bir yıldız olduğunu anlatabilir mi? Eğer bu soruya evet cevabı vereceksek, şüphesiz en büyük adaylardan birisi de bu fotoğraf olur. Ortada Arsenal'in 3-0 kaybettiği bir maç ve Henry'nin kaçırdığı bir penaltı var. Bu arada Fransız yıldızın formasını isteyenler de Inter'in kaptanı ve savunmasının vazgeçilmez ismi.

Maalesef hikayenin kalan kısmında formayı Zanetti mi yoksa Materazzi mi aldı bilinmiyor. Tahmin yürütmek de suya yazı yazmak olur...

Nitekim hikayeyi biraz ileri sardığımızda bunun somut örneklerini de göreceğiz. Tarih 25 Kasım 2003'ü gösterdiğinde bu sefer iki takım rövanş mücadelesi için Giuseppe Meazza'da karşı karşıya gelir. Arsenal, Henry'nin yıldızlaştığı Milano'daki maçı 5-1 gibi farklı bir skorla kazanır. 2 gol 2 asist yapan Fransız yıldız, takımının kaydettiği 5 golün 4'üne direkt katkı verir.

Hikayeyi bir de sezon sonuna saralım... Premier Lig'de bir önceki yıl şampiyonluğu Manchester United'a kaptıran Arsenal, Thierry Henry önderliğinde bu kez zirveyi kimseye bırakmaz. Ancak Arsenal'in kazandığı şampiyonluk, sıradan bir şampiyonluk değildir.

Kuzey Londra ekibi; 38 maçta 26 galibiyet, 12 beraberlik alarak 90 puan toplar ve namağlup bir şekilde Premier Lig'i zirvede bitirir. Patrick Vieira ve Dennis Bergkamp ile beraber takımın en önemli yıldızı olan Thierry Henry de 30 gole ulaşarak Premier Lig'de ikinci kez kral tacı takar. (Henry sonraki 2004-2005 ve 2005-2006 sezonlarında da ligde gol kralı olur)

Fransa milli takımı, Arsenal ve Barcelona'yla kupalar ile bireysel olarak kazandığı başarılar, Henry'nin formasının ne denli değerli olduğunu kanıtlar nitelikte. Bu yüzden koleksiyonuna Henry forması ekleyebilmek için karşı karşıya gelen Zanetti ve Materazzi'yi artık biraz daha iyi anlayabiliriz...

Kaynak: TRT Spor