• DOLAR 34.651
  • EURO 36.426
  • ALTIN 2931.121
  • ...
HÜDA PAR Genel Başkanı Sağlam: Halepçe Katliamının azmettiricileri yargılanmalı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Saddam Hüseyin'in, 33 yıl önce işgalci ABD başta olmak üzere emperyalist ülkelerin desteğiyle Halepçe'de kimyasal ve biyolojik silahlar kullanarak gerçekleştirdiği katliam ve vahşetin üzerinden yıllar geçse de o gün yaşanan acılar halen tazeliğini koruyor.

HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, insanlık tarihine kara bir leke olarak geçen Enfal ve Halepçe Katliamının 33'üncü yıldönümünde yazılı açıklama yaptı.

Enfal operasyonu ve Halepçe’de yaşanan vahşetlere dikkat çeken Sağlam, "Enfal operasyonu veya dünyanın gözleri önünde Kürtlerin soykırıma tabi tutuldukları katliamlar silsilesi... Irak’ta Saddam Hüseyin başkanlığındaki Baas Rejimi,  Kürtlere yönelik topyekûn imha amacıyla 1986 yılında Enfal operasyonunu başlattı. 3 yıllık süre zarfında çoğunluğu kadın ve çocuk 180 binden fazla Kürt vahşi yöntemlerle katledildi." dedi.

16 Mart 1988 günü, Enfal operasyonunun en vahşi saldırısının Halepçe kentinde gerçekleştirildiğini hatırlatan Sağlam, "Yüzde 70’i kadın ve çocuklardan oluşan 5 bin insan, havadan yapılan kimyasal saldırı sonucu katledildi. Kullanılan kimyasal gazların bugün bile süren etkisi nedeniyle şu ana kadar hayatını kaybeden insan sayısı 45 bin olarak zikredilirken, 60 binin üzerinde insan da sakat kaldı. Bu saldırı sonrası dağılan binlerce aile ve kaybolan on binlerce çocuk ise bu katliamın başka bir trajik boyutunu oluşturmaktadır." ifadelerini kullandı.

"Bütün dünya adeta bir ölüm sessizliğine bürünmüştü"

Katliamdan sonra İslam dünyasındaki sessizliğe vurgu yapan Sağlam, "Katliamdan sonra ne Doğu ne Batı ne de İslam dünyasından cılız da olsa bir ses çıkmadı. Kimse bu katliamı gündeme getirmedi. İran karşısında Saddam’ı destekleyen İslam ülkeleri ile Batılı ülkeler ve Saddam’ı ideolojik olarak kendilerine yakın gören Doğu Bloku ülkeleri bu katliamı ne duydu ne gördü ne de konuştu. Bütün dünya adeta bir ölüm sessizliğine bürünmüştü. Çünkü katledilenler Kürt’tü, Müslümandı, mazlumdu, kimsesiz ve sahipsizdi." diye belirtti.

Sağlam, şunları kaydetti:

Sykes-Picot anlaşması sonrasında Kürtler emperyalistlerin emrine girmemiş, onların belirledikleri role uymamış, İslam ümmetine ihanet etmemişlerdi. Kürtlerin Saddam eliyle bu şekilde cezalandırılmasının en önemli nedenlerinden bir tanesi de budur. İslam ülkeleri bugün coğrafyamızda meydana gelen yeni katliamların ayak izlerini geçmişte Halepçe katliamı konusundaki sessizliğinde bulacaktır.

"Tarih bir kez daha bize öğretti ki emperyalistlerin dostları yoktur, sadece çıkarları vardır"

Saddam’ın devrilmesinden sonra Enfal operasyonunu yöneten Kimyasal Ali lakaplı Ali El Mecid'in, Halepçe katliamının tek sorumlusu olarak yargılandığı ve idam edildiğini hatırlatan Sağlam, "Saddam ise 1982 yılında 148 kişinin katledildiği Duceyil katliamı nedeniyle yargılanıp idam edildi. Böylece; uzun süre besledikleri yılanın bir canavara dönüşmesini sağlayan emperyalistler, yazdıkları senaryoda yeni bir sayfa açarak kullandıkları figüranlardan birini daha ortadan kaldırdılar. Tarih bir kez daha bize öğretti ki emperyalistlerin dostları yoktur, sadece çıkarları vardır. Ve emperyalistlerle çıkar ilişkisi kuranlar er ya da geç bunun bedelini ağır bir şekilde ödemektedir."

"ABD, Almanya, İngiltere, Fransa, Belçika ve diğer Avrupa ülkeleri ise her zamanki gibi yine sorumlu tutulmadılar"

Küresel emperyalistlerin bu katliamlardan sorumlu tutulmamalarına dikkatleri çeken Sağlam, "İran-Irak savaşı süresince Saddam’ı destekleyen, konvansiyonel ve kimyasal her türlü silah ile istihbarat desteği sağlayan ABD, Almanya, İngiltere, Fransa, Belçika ve diğer Avrupa ülkeleri ise her zamanki gibi yine sorumlu tutulmadılar. ABD ve Avrupa ülkeleri, bu katliamın dolaylı da olsa asıl failleri iken, kendi figüranları olan Saddam’ı idam etmekle birer özgürlük havarisi oluverdiler. Uluslararası Ceza Mahkemelerinde Enfal ve Halepçe Katliamlarının azmettiricileri olarak dönemin ABD ve işbirlikçileri Avrupa ülkelerinin yöneticileri yargılanıp hak ettikleri cezayı almadan adalet yerine gelmiş olmayacaktır. İslam ülkeleri de; geçmişlerinde bir kara leke olarak yer alan bu tavırlarından sıyrılarak Kürtler ile dayanışma anlamında ‘Enfal Katliamını’ soykırım olarak tanımalıdır." ifadelerini kullandı.

Sağlam, açıklamasına, "Halepçe Katliamının 33. Yıl dönümü münasebetiyle; yüzyıldan bu yana mazlum Kürt Halkına uygulanan zulüm ve katliamları bir kez daha lanetliyorum. Özellikle Halepçe katliamında şehit olanların acısını yüreğimizde hissediyor, onları rahmetle anıyorum." ifadeleriyle son verdi. (İLKHA)



Bu haberler de ilginizi çekebilir