"Yeryüzü Doktorları"ndan Tıp Bayramı mesajı
Tüm sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramını kutlayan Yeryüzü Doktorları Muhasip Üyesi Uzman Doktor Mehmet Metin, Coronavirus salgını sonrası yardım için gittikleri ülkelerde yaşadıkları sorunları dile getirdi.
Yeryüzü Doktorları Muhasip Üyesi Uzman Doktor Mehmet Metin, İLKHA muhabirine verdiği röportajda, 14 Mart Tıp Bayramı'ndan yardım için gidilen ülkelerde karşılaşılan sorunlara, aşıya ulaşmada yaşanan sıkıntılardan sağlık çalışanlarına yönelik şiddete kadar birçok konuda değerlendirmelerde bulundu.
Metin, Yemen, Suriye, Sudan, Bangladeş ve Afganistan gibi 50'ye yakın ülkede sağlık hizmetleri, sağlığın kuvvetlendirilmesi, anne-çocuk sağlığı klinikleri, tıbbi beslenme ve cerrahi kamplar gibi çalışmalar yürüterek insani yaşam standartlarını yükseltmeye çalıştıklarını söyledi.
14 Mart Tıp Bayramı'nın tarihi seyri hakkında da bilgiler aktaran Metin, Osmanlı'da modern tıbbın 2'nci Mahmut döneminde 14 Mart 1827 tarihinde başladığını ve Tıp Bayramı'nın ilk kez 14 Mart 1919 tarihinde işgal altındaki İstanbul'da kutlanmaya başlandığını dile getirdi.
Osmanlı Devleti'nde tıbbın silahlı kuvvetlere tabip ve cerrah yetiştirmek üzere kurulu olduğunu hatırlatan Metin, tıptaki ilk bütün öncü hareketlerin, modernizasyon ve teknolojideki yeniliklerin askeri alanda başladığını ve buna endekslendiğini söyledi.
Yeryüzü Doktorları Muhasip Üyesi Uzman Doktor Mehmet Metin
"Yardım için gittiğimiz ülkelerde sağlık adına hiçbir altyapı çalışması yoktu"
2000'li yıllarda kurulan; savaş, açlık, iç karışıklık ve kıtlık gibi soruların olduğu bütün ülkelerde Yeryüzü Doktorları olarak çalışmalar başlattıklarını dile getiren Metin, din, dil ve cinsiyet ayrımı yapmadan iyilik adına mücadele verdiklerini belirtti.
Metin, "Tıbbi bir cihazın başka bir ülkeye götürülmesi ile ilgili birçok prosedür var. Ekiple birlikte o cihazların, gidilen ülkede bulunabilmesi çok iyi bir lojistik yönetimini gerektiriyor. Gittiğiniz ülkede götürdüğünüz tıbbi cihazlarla ilgili çok sıkıntılar yaşıyoruz. Keza gittiğimiz ülkede sağlığın altyapısı ile alakalı problemler yaşıyoruz. 2010'lu yıllarda gittiğimiz bir ülkede oksijen sistemi yoktu. Anestezik gazlar ve monitör yoktu. Bu şartlarda ameliyat yapmak zorundasınız. Dışarıdan 2-3 günlük yoldan gelmiş ve ağaçlar altında bekleyen aynı zamanda beklentisi yüksek insanlar var. Ama sahada altyapı ile birçok sıkıntı yaşıyorsunuz." dedi.
"Aşı dağılımındaki eşitsizlik nedeniyle gelişmemiş ülkeler sürü bağışıklığıyla salgınla mücadele etmeye çalışıyor"
Salgınla birlikte küresel anlamda yaşanan zorlukların gelişmemiş ülkelerde etkisini daha çok hissettirdiğini belirten Metin, aşı dağılımındaki adaletsizliğe dikkat çekti.
Metin, "Küresel güçler aşı stokunu ellerinde bulunduruyorlar. Bazı ülkeler ise kendi nüfuslarının üstünde aşı bulundurdular ve aşı turizmi başlattılar. Özellikle Körfez ülkeleri ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelere yurt dışından insanlar yüksek ücretle aşı olmaya geliyorlar. Buradan doğan sıkıntıdan dolayı gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkeler sorun yaşıyor. Şu anda sürü bağışıklığı ile bu işin içinden çıkmaya çalışıyorlar. Yani birçok küçük ülkede sağlık bakanı yakınlarına aşı yaptırdığı için istifa ediyor. Sağlık sistemi kurgulanamadığı ve tedarik zincirleri çalışmadığı için sorun oluşuyor. Bu bölgelerde aşı tedariki ile ilgili ciddi problemler var." ifadelerini kullandı.
"Büyük fedakarlıklarda bulunan sağlıkçılara şiddet değil saygı gösterilmeli"
Tıp Bayramı nedeniyle toplumsal mesaj niteliğinde tavsiyelerde bulunan Metin, iyi bir hekim olabilmenin yöntemine değinerek sağlık çalışanlarına yönelik şiddet konusunda da uyarılarda bulundu.
Metin, "İyi bir hekim olabilmek için iyi bir insan olmak lazım. İyi bir insan empati yeteneği yüksek olan bir insandır. Kendini hasta ve hasta yakınlarının yerine koyan insan iyi bir insan, iyi bir hekimdir. Sağlıkçılar için en önemli özellik, empati ve diğerkâmlık duygularıdır. Salgın sürecinde sağlıkçıların da yükü arttı. Yani bu süreçte emekli olmak isteyen emekli olamadı. Birçoğu ailesinden uzakta otellerde kalmak zorunda kaldı. İşte bu kadar fedakarlığa karşılık ülkemizde sağlıkta şiddet olmamalı. Zira sağlık çalışanları çok uzun bir süre tıp eğitimi alıyor ve haklı olarak bu emeğe karşılık saygıyı hak ediyorlar. Ülkemiz ve vatandaşlarımız için şiddet doğru bir davranış değil." diye konuştu. (İLKHA)