ANALİZ: Myanmar Çin için ne ifade ediyor?
Asya-Pasifik ve Avrupa Birliği araştırmaları uzmanı Sibel Karabel, geçtiğimiz ay Myanmar’da gerçekleşen askeri darbe sonrası ülkedeki Çin nüfuzuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM) araştırmacısı Karabel’in “Myanmar’daki güncel gelişmeler ve Çin-Myanmar ilişkilerinin dinamikleri” başlığı altında yayımlanan analizinden ilgili bölüm…
Çin-Myanmar ilişkilerinin tarihsel boyutu
Burma Çin'i kuruluşundan hemen sonra 1950 senesinde tanıdı. Bu tarihten Dıng Şiaoping dönemine kadar Çin'in geleneksel dış politika düsturlarına denk bir politika izledi. Dönemin belirleyici unsurları içinde ikili ilişkinin düzeyi, Burma terminolojisinde kardeşlik manasına gelen “pauk phaw” olarak adlandırıldı. Dikkat çekici nokta, Çin'in bir yandan 1978'e kadar Myanmar merkezi hükümetine karşı savaşan Burma Komünist Partisi'ni (CPB) desteklerken diğer yandan ilişkileri derinleştirmeye çalışmış olmasıdır. Öyle ki 1960'larda Myanmar'ın fazla pirincini bile satın almıştır. Çin'in o dönemdeki gayrisafi mili hasılası ve Kültür Devrimi'nin eşiğinde olduğu düşünüldüğünde, bunu stratejik bir hamle olarak nitelendirmek mümkün. Bununla birlikte 1967-1973 yıllarında Çin CPB'ye 10 bin askeri donatacak ölçüde ekipman ve silah yardımında bulundu. Örgüt Çin'in desteğini çektiği 1989 yılında dağıldı.
1980'lerin son iki yılı hem Myanmar hem Çin için ortak nokta oluşturacak gelişmelere sahne oldu. 1988'de Myanmar'da demokrasi hareketleri sırasında devletin göstericilere karşı tutumu ve 1990 seçimlerinin iptali Myanmar için uluslararası çapta yaptırımları başlatırken Tiananmen olayları da Çin'e karşı Batı ambargosunun temelini oluşturdu. Bu dönemde Çin Batı'nın Myanmar'a uyguladığı kısıtları, özellikle askeri destek alanında telafi etti ve 1990'lar ile 2000'lerde Çin Myanmar için önemli bir yatırım merkezi haline geldi.
Myanmar Çin için ne ifade ediyor?
Çin-Myanmar ilişkisi jeostratejik ve jeopolitik okumalarla yorumlandığında, Myanmar doğal kaynaklar açısından zenginliği ve jeostratejik konumundan dolayı Çin'in Hint okyanusu ve Bengal körfezine çıkış kapısı olabilme niteliğine sahip. Ayrıca 2 bin 204 kilometrelik ortak kara sınırına sahip olması gibi sebeplerle Çin için doğrudan avantajlar sunmakla birlikte, sınır komşusu olması hasebiyle bazı riskler de barındırıyor. Fakat şunu belirtmek gerekir ki iki ülke aralarındaki sınır ihtilaflarını 1960'lı yıllarda çatışmasız çözümlediği için, Çin'in uluslararası ilişkilerinde farklı ülkelerle yaşadığı mevcut sınır anlaşmazlığı problemi bu iki ülke arasında bulunmuyor.
Çin'in Myanmar'la ilişkilerindeki temel dinamikler bir yandan jeostrateji, ekonomi ve bölgesel güçlerin rekabeti gibi faktörlerle şekillenirken diğer yandan Myanmar'ın kuruluşundan beri oluşturduğu siyasi sistemi ve dış politikasıyla da doğru orantılı. Buna Çin-Myanmar ilişkisinin tarihsel boyutu da eklendiğinde ortaya çıkan tablo, Myanmar'ın askeri vesayetinin iç ve dış siyasetindeki ağırlığı, Çin'in Myanmar'da değişen hükümetlere (askeri veya sivil) karşı kalibrasyonu, Çin'in ekonomik ve ticari ilişkisi, sınır güvenliği ve ABD gibi bölgedeki küresel güçlerin etki alanının kısıtlanmak istenmesi olarak özetlenebilir.
Bu parametreler çerçevesinde Myanmar Çin'in Kuşak ve Yol İnisiyatifi'nde Çin-Myanmar ekonomik koridorunda yer alıyor. Myanmar resmî olarak Kuşak ve Yol İnisiyatifi'ne 2018'de 15 maddelik mutabakat zaptı ile dahil oldu. Böylelikle Çin, yukarıda bahsedilen jeostratejik kazanımlarla, bin 700 kilometrelik bir hatla Malaka boğazını da bypass etme imkânı bularak Hint okyanusuna alternatif bir çıkış olanağı yakalıyor. Çin denizle bağlantısı bulunmayan Yunnan eyaletini Myanmar'daki Mandalay'a birleştirmekte, Yangon'a ve Bengal körfezindeki Kyaukpyu'ya bağlamaktadır. Çin-Myanmar Ekonomik koridoru (CMEC) kapsamında Kyaukpyu Özel Ekonomik Alanı, Çin-Myanmar Sınır Ekonomik İşbirliği Alanı, Yeni Yangon Şehir Projesi gibi bağlantı istikametleri bulunuyor. Çin-Myanmar koridorunun belki de en belirgin noktası Çin'in Yunnan eyaleti. Myanmar ile bin 997 kilometre sınıra sahip olan Yunnan'ın tek başına Myanmar ile ticaret hacmi yüzde 24'ü buluyor.
Benzer şekilde, Kyaukpyu Derin limanı ve endüstri parkı stratejik önem arz ediyor. Çinli CITIC grubu tarafından yürütülen ve Taylandlı Charoen Polcphang grubu tarafından desteklenen 1,3 milyar dolarlık proje Rakhine'de inşa edilmekte. Kyaukpyu limanı çatışmaların yoğun olduğu Rohingya bölgesinde yer alıyor. Burada Çin-Myanmar ilişkisinin jeoekonomik boyutu öne çıkıyor. Çin'in son dönemde yürüttüğü Kuşak ve Yol İnisiyatifi bağlamında değerlendirildiğinde, periferisinde yer alan ülkelerin herhangi birinde yaşanacak siyasi istikrarsızlık Çin'in ekonomik ve ticari çıkarlarına ters düşecektir. Arakan meselesinde Çin Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu'nda (BMGK) Myanmar'a yönelik uluslararası yaptırım ve kınamalarda kalkan olmuştu: 2007'de etnik azınlıklara saldırıların durdurulması kararını, 2017'de ise Arakan'a karşı eylemlere son verilmesine yönelik kararı veto etmişti.
Diğer taraftan Çin Myanmar'ın yerel siyasetinde etnik çatışma sürecinin sona ermesinde rol almaya çalışmış, hem de ordu-hükümet-muhalefet dengesini sürdürmeye çaba göstermiştir. Myanmar'ın Çin için jeostratejik önemi ve sınır güvenliği meselesi, ülkeyi Çin'in habitatındaki ülkelerle ilişkilerinde ön saflara yerleştiriyor. Çin'in periferisindeki ülkelerde özellikle dikkat ettiği bir husus, sınır güvenliği ve komşu ülkede herhangi bir iç çatışma olması halinde bunun Çin'e yansıması endişesidir. Dolayısıyla Çin'in Myanmar'ın barış tesis etme sürecinde müdahil olma girişimleri olmuştur. 2013'te Myanmar'ın azınlık örgütleriyle barış görüşmelerinde, müzakerelere resmî düzeyde ev sahipliği yapmıştır. Rohingya krizinin çözümüne yönelik Üç Aşamalı Plan önermiştir. Ancak Çin'in bu girişimleri özellikle Myanmar ordusu Tatmadaw tarafında olumlu karşılık bulmadı. Tatmadaw'ın çağdaş Çin-Myanmar ilişkilerinde takındığı mesafeli tavrın ardında, Çin'in 1960'lı yıllarda yürüttüğü ideoloji ağırlıklı politikaların etkisinin olduğunu söyleyebiliriz.
Myanmar'ın bağımsızlığını kazandığı 1948 yılından itibaren ordu gerek siyasette gerek yönetimde başat güç oldu. 2011'de başlayan demokratikleşme hareketleri de yine ordunun onayıyla ve belli anayasal güvencelerle mümkün kılınabildi. Diğer taraftan etnik çatışmalar, ordu-siyaset ilişkisi ve dış güçleri dengeleme, ülkenin uluslararası ilişkilerinde de yönlendirici faktörler oldu. Sayılan tüm faktörler bağlamında Çin Myanmar'la ilişkisini, ülkede var olan askeri vesayet veya sivil yönetimle eko-politik öncüllerle ve Asya ile ilgili diğer hususlarda olduğu gibi bölgede ABD etkisini kırmayı da esas alan bir biçimde yürütüyor. Dolayısıyla sınır güvenliği ve iç istikrarın sürdürebilir olması Çin'in yararına görünüyor. Çin'in Rusya'yla birlikte, son askeri müdahalenin ardından BM İnsan Hakları Konseyi'nin Myanmar'a dair aldığı kararda, “iç işlerine karışmamak” gerekçesiyle konsensüsten uzaklaşma kararı alması, Myanmar'a yönelik politikasındaki devamlılık unsurlarına işaret ediyor.
Kaynak; AA