Hocalı Katliamı'nın 29'uncu yıl dönümü
Hocalı Katliamı, Karabağ Savaşı sırasında 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşanan ve Azeri sivillerin Ermenistan'a bağlı askerler tarafından toplu şekilde katledilmesi olayıdır.
Bugün 1992 yılında yaşanan Hocalı Katliamı'nın 29'uncu yıl dönümü.
Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki savaş sırasında Ermeni askerlerinin, 25 Şubat'ı 26 Şubat'a bağlayan gece, Dağlık Karabağ'ın Hocalı kasabasına girerek sivilleri hedef aldığı saldırıda, resmi rakamlara göre 83'ü çocuk, 106'sı kadın olmak üzere 613 Azeri katledildi. Katliam, Ermenistan'ın ve 366. Motorize Piyade Alayı'nın desteğindeki Ermeni güçleri tarafından gerçekleştirilmiştir.
Yapılan otopsi ve incelemelerde cesetlerin birçoğunun insanlık dışı muameleye maruz kaldığı ve işkence görerek öldürüldüğü anlaşıldı.Katliamda, kurbanların daha sonra topluca yakıldığı ortaya çıktı. Katledilen Azerilerin kafa derilerinin yüzüldüğü, gözlerinin oyulduğu ve birçoğunun başının kesildiği görüntüleri ortaya çıktı.
Karabağ Savaşında Ermeni kuvvetlere komutanlık yapmış eski Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ve Markar Melkonyan'ın aktardığına göre kardeşi Monte Melkonyan, katliamın Ermeni güçler tarafından yapılan bir intikam olduğunu açıklamıştır.
Hocalı Katliamı
Ermeni güçlerinin 1991'in sonlarına doğru ablukaya aldığı Dağlık Karabağ'ın Hocalı bölgesi, 936 kilometrekarelik alana sahip, 2 bin 605 ailenin, toplam 7 bin kişinin yaşadığı bir kasabaydı.
Aralık 1991'de Karabağ'ın başkenti olarak kabul edilen Hankendi şehrini ele geçiren Ermenilerin bir sonraki hedefi Hocalı oldu. Bölgenin etrafındaki bütün köy ve yolları kapatan Ermeniler, kasabanın diğer illerle kara yolu bağlantısını kesti.
Hocalı'nın diğer bölgelerle tek bağlantısı olan hava ulaşımı ise, 28 Ocak 1992'de Şuşa Ağdam seferini yapan helikopterin Ermeniler tarafından düşürülmesiyle ortadan kalktı.
Bu olayda çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 44 sivil hayatını kaybetti. 1992 yılının başlarından itibaren Hocalı'nın savunması sadece hafif silahlara sahip yerel savunma güçleri ve az sayıdaki milli ordu askerinden ibaret kaldı.
25 Şubat 1992'den itibaren Hocalı'ya üç koldan saldıran Ermeniler, 366. Motorize Alayı'nın bütün araçlarını kullanarak şehri iki saat boyunca top ve tank ateşine tuttu.
Resmi verilere ve uluslararası insan hakları örgütlerinin raporlarına göre, Ermeni güçlerinin Sovyet Rus ordusunun da desteğini alarak düzenlediği saldırıda, 613 Azeri katledildi. 500'e yakın sivil ağır yaralanırken bin 250'den fazla kişi de esir alındı.
Aralarında 68 kadın ve 28 çocuğun da bulunduğu 150 esirden bir daha hiç haber alınamadı. Ermeni makamları da esirlerin akıbetiyle ilgili bugüne kadar herhangi bir açıklama yapmadı.
Azerbaycan Meclisi, 1994 yılında düzenlenen bir oturumla, 613 vatandaşının katledildiği hadiseyi, 'Hocalı Soykırımı' olarak kabul etti.
Hocalı'da yaşananlar Meksika, Macaristan, Pakistan, Kolombiya, Çek Cumhuriyeti, Bosna Hersek, Honduras, Peru, Sudan ve İslam İş birliği Teşkilatı'nca da 'soykırım' olarak tanınıyor.
Hocalı Katliamı'nı 5 ülke parlamentosu kınarken, ABD'de 16 eyalet meclisi, yaşananları 'soykırım' olarak gören kararları kabul etmiş durumda.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch), hadiseyi, Dağlık Karabağ Savaşı sırasında işlenen 'katliam' olarak kayıtlara geçirdi.
Birleşmiş Milletler, henüz resmi bir karar almış değil. Azeri kaynaklar, Rusya'nın BM Güvenlik Konseyi'nin bağlayıcı herhangi bir karar almasını engellediğini belirtiyor.
Ancak 1993 yılında BM Genel Kurulu, Ermenistan'ı kınadı. BM Güvenlik Konseyi de 822 sayılı kararla, Ermenistan'dan işgal ettiği Azerbaycan topraklarını terk etmesini istedi.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) üyeleri "Ermeniler tüm Hocalı sakinlerini katletti" ifadesinin yer aldığı bir bildirgeye imza attı.
Avrupa Güvenlik ve İş birliği Teşkilatı- Minsk Grubu, 1996 yılında Erivan'ı kınayarak, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesini talep etti.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) 22 Nisan 2010 tarihli kararında, Hocalı'da yaşananlar, savaş suçları veya insanlık aleyhine suçlarla eşdeğer eylemler olarak görüldü. Ancak henüz resmi bir karar alınmış değil.
Bakü yönetiminin aralarında AİHM ve Lahey Adalet Divanı gibi uluslararası hukuk kurumları nezdindeki girişimleri devam ediyor. (İLKHA)