Çakal Carlos: Arkamdan birtakım işler çevriliyor
CIA ve Mossad tarafından uzun süre arandıktan sonra 1994'te Sudan'da yakalanan 'Çakal Carlos', 1975'te Paris'te 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili yargılandığı davada ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı. 2011 yılında ise, 1982-1983 yıllarında Fransa'da 11 kişinin ölümüne ve 140'tan fazla kişinin yaralanmasına neden olan 4 saldırıyı azmettirmekten suçlu bulunan Carlos, bir ömür boyu hapis cezası daha almıştı. 25 yılı aşkın süredir Fransa’da cezaevinde tutulan Carlos, “Diyalektik materyalizmde inanç eksik” diyerek Müslüman olmuştu. İlk duruşmasında kendisini, 'Sizler beni yargılama hakkına sahip değilsiniz. Fransız mahkemelerini tanımıyorum. Asıl ben sizi sömürdüğünüz, fakir bıraktığınız halklar adına yargılıyorum. Benim vatanım bütün yeryüzüdür. Kardeşlerim de ezilen, sömürülen bütün halklardır' sözleriyle savunmuştu. 70 yaşını dolduran Carlos, geçtiğimiz hafta düzenli olarak mülakat verdiği haftalık Baran dergisine konuştu. Carlos, 'arkamdan birtakım işler çevriliyor' dedi.
Öncelikle kirli ve aptalca bir işten bahsedeceğim. İki gün evvel (4 Şubat Perşembe) iki numaralı alanda yürüyüş yapıyordum. Sigara içiyordum, sigara bittikten sonra pencerenin kenarına koydum. Bunun üzerine bir kişinin söylendiğini, oraya sadece sigara değil hiçbir şey bırakamayacağımı söylediğini işittim. Bu hiç önemli değil. Önemli olan şu ki, bunu söyleyen son derece kirli bir adam. Odası benim katımda ve sürekli görmeme rağmen bana asla selam vermez. Uzun boylu birisi değil, hatta kısa da denebilir; fakat spor yaptığı hâlinden belli. Son derece garip bir adam, asla konuşmaz benimle. Bu adamla bir münakaşam oldu. Hiç konuşmadığım, selam dahi vermeyen birisiyle bunun olması normal bir şey değil. Kirli bir adam olduğunu söylemiştim; cezaevindeki mahkûmlara uyuşturucu dahi sağlayan fakat hiçbir şekilde soruşturulmayan bir serseri. Elbette bunlar problem değil; fakat gardiyanların önünde olmasına rağmen bu hadiseden sonra da bir sıkıntı yaşamadı. Bu normal değil.
‘Arkamdan birtakım işler çevriliyor'
Ben Venezüella'ya gitmek isterken arkamdan birtakım işler çevrildiğini düşünüyorum.
Korsikalı siyasî bir mahkûm vardı, cezaevinin ortasında arada onla konuşurduk. 2019'un yılbaşında yine onla konuşurken ilk kez gördüğüm, yeni gelen birisi oldu. Bu adam Kuzey Afrika orijinli, Faslı yahut Cezayirli birisi. Yanılmıyorsam ismi Salim bin Zegudi. Geldiğinden beri iki yıldır asla selam vermiyor; fakat beni rahatsız etmek için her şeyi yapıyor. Elbette bunlar cezaevinde normal şeyler; fakat normal şartlarda beni endişelendirmeyen şeyler şu anda düşündürüyor.
Öte yandan mahkûmların büyük bir kısmı bana karşı çok kibar ve dayanışmacı davranıyor. Burada çok fakir insanlar olmasına rağmen benim de onlara yardım etmek adına elimden bir şey gelmiyor. Bundan evvel birçok defa söylediğim gibi zannediyorum buradaki en iyi mahkûm benim.
Bunları anlatmamın sebebi birkaç gündür yaşadığım hadiselerin tesadüf olmadığına ve arkasında birilerin bulunduğuna inanmam. Cezaevi müdürüyle bir görüşme talep ettim. Öte yandan eskiden avukatlığımı yapan Adalet Bakanı ile de görüşmek için irtibat kurdum. Benim varlığımın bazı insanları rahatsız ettiği açık. Birçok kişi bana saygı duyarken bazıları en azından saygı göstermeyi dahi beceremiyorlar. Ne olursa olsun neticede cezaevindeyim; fakat cezaevinde olsam da varlığım rahatsız etmeye yetiyor. Bazı yetkililerden kaynaklanan bu tarz problemlerle karşı karşıya bırakıldığımı düşünüyorum. Bu insanların bazıları Evanjelik. Evanjeliklerin esasında iyi insanlar olması beklenir, biliyorsunuz yozlaşma iddiasıyla Anglikan kilisesine karşı çıkanlardır onlar.
‘Ne olursa olsun bir korkum yok'
Gündemi değerlendirmek yerine bunlardan bahsettiğim için üzgünüm. Fakat bu da esaslı bir mesele çünkü bazı yetkililer cezaevlerinde her türlü kirli ve illegal şeyin yapılmasına göz yumuyor, hatta destekliyor ve kendileri yapıyor. Benim gibi insanlar illegal hiçbir şey yapmamasına rağmen bir sürü sorunla karşılaşıyoruz.
Çok komik gerçekten. Ben kimseyi rahatsız etmemeye çalışırken kendim rahatsız ediliyorum. Mahkûmlar arasında bir tatsızlık ve kavga yaşanmasını hep önlemeye çalışıyorum. Buna mukabil içerideki bazı muhbirler hakkımda yanlış malumatlar vererek beni zor duruma düşürüyor. Her türlü kötü şeyin üstünü örtenler benle alakalı bir vaziyet söz konusu olduğunda son derece katı davranabiliyorlar. Bu tip sorunlarla, cezaevindeki uyuşturucu satıcılarının saçmalıklarıyla da uğraşıyoruz.
Elbette ne olursa olsun bir korkum yok. Lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah! Bu insanların benim buradan memleketime dönmeme mâni olmasına izin vermeyeceğim.