HÜDA PAR: Prensip olarak parti kapatmalarını doğru bulmuyoruz
HÜDA PAR Genel Başkanvekili Zekeriya Yapıcıoğlu, prensip olarak parti kapatmalarını doğru bulmadıklarını, cezaların şahsiliği ilkesi gereği suç işleyen kişilerin cezalandırılması gerektiğini kaydetti.
HÜDA PAR Genel Başkanvekili Zekeriya Yapıcıoğlu, Akit TV'ye verdiği röportajda Gara operasyonu, "parti kapatma" ve erken seçim tartışmalarını değerlendirdi.
Gara operasyonu ile ilgili Yapıcıoğlu, "Oraya yapılan operasyon o rehineleri kurtarma operasyonu idiyse bu hareketin başarılı olduğunu söylemek zordur. Çünkü o rehineler kurtarılamadı." dedi.
Yapıcıoğlu, "Gara operasyonu ile ilgili/ilgisiz herkes konuşuyor. Özelikle de siyaset kurumu, askeri konularda uzmanmış gibi, -böyle olsaydı şöyle olurdu, şöyle olsaydı böyle sonuçlardı- gibi farklı çıkışları ben şahsım adıma doğru bulmuyorum. Her konunun bir uzmanı vardır. Fakat kanaatimize göre eğer oraya yapılan operasyon rehineleri kurtarma operasyonu idiyse bu harekatın başarılı olduğunu söylemek zordur. Çünkü rehineler kurtarılamadı. Bence siyaset kurumunun bu gibi konuları siyasi malzeme yapması doğru değildir. Şimdi ortada yaşanan büyük bir acı var. Çok sayıda can kaybı var. Acıları çok taze olan insanlar var. Herkes bu acıya saygı duymalı. Ben bu vesile ile acılı ailelere bir kez daha başsağlığı diliyorum. Allah sabır versin. Orada akan kanın üzerinden ya da insanların acısı üzerinden şöyle veya böyle siyaset yapmak doğru değildir. Biz HÜDA PAR olarak bu konuyu siyasi malzeme yapmaktan özelikle imtina ediyoruz ve siyasetin de bu şekildeki değerlendirmelerini yanlış bulduğumuzu ifade etmek istiyorum." dedi.
"Parti kapatmalarının Türkiye'nin gündeminden çıkması gerektiğini düşünüyoruz"
"Parti kapatma" tartışmasını da değerlendiren Yapıcıoğlu, "Son günlerin siyasi tartışmalarından bir tanesi de Gara operasyonundan sonra 'HDP kapatılmalıdır.' veya 'Kapatma davası ertelenmeden açılmalıdır.' şeklinde bazı çıkışlar oldu. Biz HÜDA PAR olarak prensip olarak parti kapatmalarının doğru olmadığını düşünüyoruz. Bakış açımıza göre eğer herhangi bir partide siyasi faaliyet yürütürken birileri suç işlemiş ise cezaların şahsiliği ilkesi gereği suç işleyen kişinin kendisi cezalandırılmalı, partisi kapatılmamalıdır. Zira parti kapatma bir hükmî şahsiyet açısından bir anlamda idam cezası hükmündedir. Oysa kanunlarda bir kişinin işlemiş olduğu suçu ne kadar ağır olursa olsun, idam cezaları kalkmıştır. İdam cezası şu anda Türk Ceza Kanunu'nda yoktur. Anayasaya göre de Türkiye'de herhangi bir suça idam cezası vermek mümkün değildir. Türkiye'nin imza atığı uluslararası sözleşmeler de bu doğrultudadır. Ama eğer siz mensuplarından veya yöneticilerinden bazılarının işlemiş oldukları suçlar dolayısıyla bir partiyi temelli kapatırsanız bir anlamda o partiyi idam etmiş olursunuz. Biz bu yöntemin doğru olmadığını düşünüyoruz. Hiç kimse siyasi kimliğinden dolayı soruşturulmamalı, mağdur edilmemeli, cezaevine atılmamalı. Ama aynı anda şunu da diyoruz, hiç kimse siyasi bir kimlik taşıyor diye kendisini suç işleme özgürlüğüne sahip de görmemeli. Hiçbir siyasetçi veya hiçbir devlet memuru, kamu görevi yürüten hiç kimse suç işleme imtiyazına sahip değildir. Bunları göz önünde bulundurarak meseleye ilkesel yaklaşıyoruz ve parti kapatmalarının Türkiye'nin gündeminden çıkması gerektiğini düşünüyoruz." şeklinde konuştu.
"Türkiye'de erken seçim için şartların mevcut olduğunu düşünmüyorum"
Yapıcıoğlu, erken seçim tartışmalarına ilişkin ise şunları söyledi:
"Uzun bir süredir Türkiye'de bir kısım muhalefet erken seçim yapılması gerektiği yönünde taleplerde bulunuyor. Türkiye'de erken seçim için şartların mevcut olduğunu düşünmüyorum. Erken seçime karar verilmesi için iki türlü yol var. Ya Meclis 5'te 3 çoğunlukla seçimlerin yenilenmesine karar vermeli ya da sayın Cumhurbaşkanı tek başına seçimlerin yenilenmesine ve Meclisin feshine karar vermeli. Şu anda sayın Cumhurbaşkanı erken seçim çağrılarına olumsuz cevap vermekte ve seçimlerin zamanında yapılacağını ısrarla belirtmektedir. Öyle ise geriye bir tek ihtimal kalıyor: Meclis tarafından bir karar verilmesi. Şu andaki Meclis aritmetiğine baktığımızda Meclisin 5'te 3 çoğunlukla böyle bir karar vermesi çok mümkün görünmüyor. Çünkü muhalefet partilerinin sandalye sayısının toplamı 5'te 3 çoğunluk olan 360'a yetmiyor. Hatta MHP Cumhur İttifakı'ndan çekilip erken seçim isteyenlerin safına katılsa bile eğer 289 AK Partili milletvekili ciddi bir fire vermezse seçimlerin yenilenmesi kararının çıkması mümkün görünmüyor." (İLKHA)