• DOLAR 34.546
  • EURO 36.187
  • ALTIN 2982.362
  • ...
SON DAKİKA
Libya'da devrimin üzerinden on yıl geçmesine rağmen  "demokratik devlet" rüyası hala gerçekleşemedi
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Mustapha Dalaa,Said İbicioğlu / İSTANBUL

17 Şubat gösterilerinde halkın en önemli talepleri, 42 yıldır ülkeyi elinde tutan diktatörlüğü devirmek, yöneticilerinin ve temsilcilerinin seçimle belirlendiği sivil bir devlet kurmak ve Körfez ülkeleriyle rekabet edebilmesi için Libya'nın altyapısını geliştirmekti.

Libya petrol rezervleri açısından Afrika'nın en zengin ülkesi ve nüfusu Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) nüfusundan daha az. Avrupa'ya Körfez ülkelerinden daha yakın bir noktada bulunan Libya, petrol ihracatı açısından daha avantajlı durumda. Ayrıca yatırım ve teknoloji transferi için de uygun bir ülke konumunda.

Ancak bütün bu avantajlara rağmen, devrimin hedeflerine ulaşılmasını engelleyen birçok nedenden dolayı Libya rüyası gerçekleşemedi.

ANAYASASIZ 10 YIL

2012'de seçilen Milli Genel Kongre'nin (Kurucu Meclis) en önemli görevi bir yıl geçmeden anayasayı hazırlamaktı. Ancak bu görevi gerçekleştiremedi.

Kurucu Parlamento kendisini bir yıl daha uzattı ve atama yapmak yerine anayasayı hazırlama komitesi için 60 üye seçmeye karar verdi.

60 üyeli seçilmiş komite de görevi zaman sınırı içinde tamamlamayı başaramadı. Milli Genel Kongre yeni bir Temsilciler Meclisi oluşturmak için bir yıllık uzatılamayan bir süre içinde seçim düzenlemeye karar verdi.

Ancak Haziran 2014'te seçilen Temsilciler Meclisi keskin bölünmelerle karşı karşıya kaldı. Aynı yıl mayıs ayında Libya'nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'in "Onur Operasyonu"nun başlamasıyla durum daha da kötüleşti.

Ülkede siyasi bir boşluk olmaması için, 17 Aralık 2015'te Libyalı taraflar Suheyrat Anlaşmasını imzalayarak Temsilciler Meclisi'ni bir yıl daha uzattı ve Milli Genel Kongre'yi, Devlet Yüksek Konseyi'ne dönüştürdü.

Anayasa taslağı 2017 Temmuz'a kadar bitirilemedi. Ancak Libyalıların anayasa taslağı ile ilgili sorunları bununla da bitmedi. Hafter'i destekleyen Tobruk Meclisi, gayri meşru silahlı güçlerin liderini başkanlık adaylığı için elindeki ABD vatandaşlığından vazgeçmesini öngören anayasanın halk oylamasına sunulmasını da engellemeye çalıştı.

Ancak birkaç gün önce, anayasa taslağının 24 Aralık 2021 öncesi referanduma sunulması konusunda anlaşmaya varıldı.

BÖLÜNMÜŞ ASKERİ YAPILAR

Libya krizinin başlıca nedenlerinden biri, Kaddafi rejimini deviren devrimcilerin birleşik bir askeri kurum inşa edememesi, gücü tekeline alarak silah kaosuna son vermede yetersiz kalması.

2012-2014 yılları arasında atanan ordu komutanları askeri düzeni birleştirmeye ve devrimci güçleri "Kalkanlar" adı verilen yapıya entegre etmeye çalışsa da başarılı olamadılar.

Silahlı taburlar ve milisler, resmi olarak Savunma Bakanlığı'na bağlı olarak bölgesel ve ideolojik temelde kurulmuşlardı. Ancak her birinin kendi komutası, kontrol ve nüfuz alanları vardı. Bu da kendi aralarında çatışmalara, hatta üst düzey devlet yetkililerinin bile kaçırılmasına kadar giden bir kontrol dışı durumu ortaya çıkardı.

Hafter'in 2014 yılı Mayıs ayı ortalarında "Onur Operasyonu"nu başlatması ise ülkedeki güvenlik krizini daha da derinleştirdi.

"Onur Operasyonu"nun neden olduğu en tehlikeli durum askeri yapıları bölgesel olarak bölmesiydi. Savunma Bakanı ve doğu Libya güçlerinin çoğu Hafter'in yanında yer alırken, Genelkurmay Başkanı ve batıdaki güçler, Trablus'taki Milli Genel Kongre'ye desteklerini açıkladı.

Hafter, askeri yapıyı kendi kontrolü dışında birleştirme girişimlerini engelleyerek doğudaki askeri yapıları kontrolü altına aldı ve 2017'de Bingazi şehrini, 2018'de Derne, 2019'da ise doğu ve güneydeki şehirlerin çoğunda kontrolü ele geçirdi.

Hafter, 2015'te imzalanan Suheyrat Anlaşmasını da Temsilciler Meclisi'ndeki yandaşları üzerinde Ulusal Mutabakat Hükümetine (UMH) güven oyu verme çabalarını engelleyerek baltaladı.

Hafter'in 4 Nisan 2019'da Trablus'a yaptığı sürpriz saldırı, Libya krizini çözmek için Birleşmiş Milletler sponsorluğundaki kapsamlı çözüm konferansının iptal edilmesine neden oldu.

ÇÖKMÜŞ EKONOMİ

Tunus ve Mısır devrimlerinin aksine ekonomik talepler, Libya devriminin sloganları arasında yer almadı. Çünkü Kaddafi yönetimindeki Libya'nın petrol zenginliği ve küçük bir nüfus nedeniyle yaşam şartları daha makuldü.

Ancak İbrahim el-Cadran liderliğindeki petrol tesisleri muhafızlarının 2013 yılında orta kesimdeki petrol sahalarını ve limanları kapatması, ülkeye milyarlarca dolar zarara mal oldu.

Trablus'taki UMH'nin Hafter destekli Cadran'ın güçlerinden Petrol Hilali bölgesini kurtarmak için başlattığı 2014 ve 2015 arasındaki operasyonda petrol tesisleri kısmen zarar gördü.

Ancak 2016'da Hafter'in milisleri Petrol Hilali'ni tam olarak kontrol etmek için tekrar harekete geçti ve Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne bağlılığını ilan eden Cadran'ın güçlerini bölgeden çıkardı.

Hafter savaşlarını finanse etmek için petrol gelirlerine el koymaya çalışsa da, uluslararası toplum sadece Ulusal Petrol Şirketi (NOC) ve başkent Trablus'taki Merkez Bankası'nı tanıdığı için bu girişimleri başarısız oldu. 

Hafter milisleri Ocak 2020'de petrol ihracatını durdurarak meşru hükümeti ülkenin gelirlerinden pay almaktan alıkoydu. Bu durum ülkede önemli mali kayıplara yol açtı ve yakıt sıkıntısı nedeniyle sürekli elektrik kesintilerine yol açtı.

Petrol gelirleri 2012'de 53,3 milyar dolardan 2020'de yaklaşık 8 milyar dolara geriledi. Merkez Bankası 2013 ile 2020 yılları arasında petrol bazlı aksamalar nedeniyle ülkenin mali kaybının yaklaşık 180 milyar dolar olduğunu belirtiyor.

Bu rakamlar, ülke ekonomisindeki zor durumu ve bu durumun insanların yaşamlarına olumsuz etkilerini ortaya koyuyor. Bu durum Trablus, Bingazi ve diğer pek çok kentte giderek kötüleşen sosyal koşulların, fiyat artışlarının, yakıt kıtlığının, elektrik kesintileri ve yaygın yolsuzluğun protesto edildiği düzensiz gösterilere yol açmıştı.

Devrimin başlangıcından bu yana geçen 10 yıl içinde, milletvekillerinin yeni bir anayasa taslağı hazırlamada başarısız olması, askeri bölünme, petrol zenginliğini kontrol altına alma, ülke ekonomisinin çöküşüne ve halkı yoksullaştıran savaşların çıkmasına neden olan Hafter liderliğindeki karşı devrim tarafından istismar edilen siyasi bir boşluğa yol açtı.

Ancak Libyalıların ülkenin doğu, batı ve güney bölgelerinde gösteriler düzenlemesi ülkedeki tarafların hırslarını azaltmasına, ateşkes anlaşmasına ve yeni bir yönetim için seçimlere gidilmesine katkı sağladı.

Libya'daki yönetiminin önünde, başta anayasa çıkmazını aşmak, askeri birliği sağlamak ya da en azından Hafter'in askeri projesini sona erdirmek, ülke ekonomisindeki başlıca krizleri çözmek ve taraflar arasındaki ihtilaflı konularda uzlaşma sağlayarak ülkenin içinde bulunduğu büyük sıkıntıları çözmek gibi önemli zorluklar bulunuyor.

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir